İş dünyasından 'büyüme' uyarısı

13 çeyrektir kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisinin düşük gelen 2012 rakamlarını sektör temsilcileri yorumladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye ekonomisi 2012 yılında yüzde 2.2, 2012 yılının 4. çeyreğinde yüzde 1.4 büyüdü. Son 13 çeyrektir kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışı hız keserken, büyüme hızı Orta Vadeli Program ve piyasa beklentilerinin altında kaldı. 

 
Sektörde beklenen ancak yine de hayal kırıklığı yaratan rakamların ardından iş dünyası temsilcilerinden ardı adına uyarılar geldi.
 
Sonuç çok başarılı görünmüyor
[PAGE]
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Küçük
 
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, Türkiye'nin 2012 yılı büyüme rakamlarına ilişkin, "2012'de elde ettiğimiz sonuç çok başarılı görünmüyor. Ancak, 2012 zor bir yıldı. Böyle zor bir yılda küçük oranlı da olsa büyümenin devam etmesini başarı olarak değerlendirmek gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
Küçük, yaptığı açıklamada, 2012'ye yüzde 4'lük büyüme beklentisi ile başlandığını, daha sonra bu oranın yüzde 3,2'ye çekildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Yıl sonu itibarıyla yüzde 2,2 ile revize edilen oranın da gerisinde kaldığımızı görmekteyiz. 2012'de IMF'nin büyümede beklentisi, gelişmekte olan ülkeler için yüzde 5,1 dünya geneli için de yüzde 3,2 idi. Diğer taraftan, Cumhuriyet döneminde yıllık büyüme ortalamamız yüzde 4,7. Bu kriterlerle baktığımızda 2012'de elde ettiğimiz sonuç çok başarılı görünmüyor.
 
Ancak, 2012 zor bir yıldı. Böyle zor bir yılda küçük oranlı da olsa büyümenin devam etmesini başarı olarak değerlendirmek gerekir. Diğer taraftan, 2011'de yüzde 9,7 olan cari açığın GSYİH'ya oranının 2012'de yüzde 6'ya gerilemesi önemlidir. Ancak bu başarıda büyümedeki hız kesişin payının olduğu da gözden kaçmamalıdır."
İSO Başkanı Küçük, kendilerinin çok önem verdikleri diğer göstergenin de imalat sanayinin GSYİH içindeki payı olduğunu dile getirerek, imalat sanayinin GSYİH içinde cari fiyatlarla 2011'de yüzde 16,2 olan payının, 2012'de yüzde 15,6'ya gerilediğini ifade etti.
Küçük, "1998 yılında bu payın yüzde 23,9 olduğunu hatırlatırsak sanayimizdeki kan kaybı daha iyi ortaya çıkacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
 
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş
[PAGE]
 İç tüketim çok fazla yavaşladı
 
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikalarıyla yumuşak bir iniş gerçekleştiğini belirterek "Ama artık biraz daha dikkat etmeliyiz. İç tüketim çok fazla yavaşladı" dedi.
Yalçıntaş, 2012 yılı büyüme verilerinin sonuçlanmasıyla yaptığı yazılı açıklamada, 2012 yılı büyüme rakamının beklenenden düşük gelmesinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikaları ile yumuşak bir inişun gerçekleştiğini, ama artık biraz daha dikkat edilmesi gerektiğini, iç tüketimin çok fazla yavaşladığını kaydetti.
Bu ortamda Merkez Bankası'ndan yeni faiz indirimleri beklemenin çok gerçekçi görünmediğini dile getiren Yalçıntaş, "Buna mukabil bankaların zorunlu karşılık oranlarında bir miktar gevşeme sağlanabilir. Bu yolla parasal genişleme ve devamında özel sektör yatırımlarının ve iç tüketimin canlanmasının önü açılabilir" değerlendirilmesinde bulundu.
İTO Başkanı Yalçıntaş, 2012 yılı için yüzde 3,2 civarında bir büyüme beklentisi olduğunu hatırlatarak, "Geçen yılın dört çeyreğinde de büyüme oranları düşüş gösterdi. Biz hakikaten yumuşak bir iniş gerçekleştirmişiz. Ama diliyorum bu yumuşak inişin artık sonuna gelelim. Öncü göstergelerin henüz ekonomide açık bir canlanmaya işaret etmediği de göz önüne alındığında, 2013'ün ilk yarısında da yavaşlama beklentisi hakimdir" ifadelerini kullandı.
Yalçıntaş, 2012'nin son üç ayında inşaat sektörünün yüzde 1,5, ulaştırma ve haberleşme sektörünün yüzde 0,3, gaz üretimi ve dağıtımı sektörünün yüzde 2,5 büyüdüğünü belirterek, öte yandan toptan ve perakende ticaret sektörünün ise yüzde 0,5 küçüldüğüne, imalat sanayinin de yerinde saydığına işaret etti.
 
"Büyümedeki yavaşlamanın ana sebebinin iç talepteki azalma..."
 
Murat Yalçıntaş, şunları kaydetti:
"Cari fiyatlarla GSYH'nin yarısına yakın kısmını oluşturan sektörlerin sergilediği bu durum ekonomi yönetiminin planladığı yumuşak iniş senaryoları ile uyumlu görünmesine rağmen yine de beklentilerin üstünde bir yavaşlama oldu.
Özellikle toptan ve perakende ticarette görülen daralma, ticari faaliyetlerde ciddi bir azalma olduğunu, imalat sanayindeki daralma ise üretim çarklarının durma noktasına doğru gittiğini gösteriyor."
Büyümede sergilenen yavaşlamanın ana sebebinin iç talepteki azalma olduğunu vurgulayan Yalçıntaş, "Harcamalara göre baktığımızda; dördüncü çeyrekte yerleşik hane halkı yurt içi tüketiminin yüzde 0,8, özel sektör sabit sermaye yatırımlarının ise yüzde 9,2 azaldığı görülüyor. Sabit fiyatlarla GSYH'nin yaklaşık yüzde 95'ini teşkil eden bu iki kalemin geçtiğimiz senelerde sergilediği yüksek büyüme hızlarından sonra küçülmesi dikkat çekici. Sabit sermaye yatırımlarının üçüncü çeyrekten sonra dördüncü çeyrekte de hızla azalması yatırımların durduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.
 
 
 
ATO Başkanı Salih Bezci
[PAGE]
Dengelerin bozulduğu dönemde büyüme başarılı
 
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci, son açıklanan büyüme rakamları ile ilgili, "Dünya ekonomisinde dengelerin bozulduğu dönemde büyümeyi sürdürmek tek başına başarılı tanımlaması için yeterli olacaktır" ifadesini kullandı.
Bezci, yaptığı yazılı açıklamada, büyüme rakamının beklentilerin altında kalmasına karşın önemli bir başarı elde edildiğini belirtti.
Türkiye'nin bu verilere göre dünya geneliyle uyumlu bir büyüme sergilediğini ifade eden Bezci, "Dünya ekonomisinde dengelerin bozulduğu dönemde büyümeyi sürdürmek tek başına başarılı tanımlaması için yeterli olacaktır. Türkiye fırtınada gemiye su aldırmadı. Moralle büyümeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Birliği ülkelerinde krizin derinleştiği ve Türkiye'nin civarındaki ülkelerde yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle ticari ilişkilerin zarar gördüğü dikkate alındığında Türkiye'nin büyümesinin takdir edilecek bir gelişme olduğuna vurgu yapan Bezci, şöyle devam etti:
"Fırtınalı, dalgalı bir denizde gemiyi sarsmadan, su aldırmadan ilerletmek nasıl başarıysa Türkiye ekonomisinin böyle bir dönemde küçülmeden istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürmesi o ölçüde başarıdır."
Türkiye'nin ihracatını artırmasının da büyüme rakamlarına olumlu yansıdığına işaret eden Bezci, ekonomik reformların ve siyasi istikrarın devam etmesi halinde Türkiye'nin 2023 hedeflerine çok rahatlıkla ulaşabileceğini kaydetti.
Bezci, ekonomi yönetiminin bu süreçte cari açık ve işsizlik konularına özel olarak eğilmesi gerektiğini de ifade etti.
 
OSİAD Başkanı Keskin
[PAGE]
Döviz baskı altında tutulmamalı
 
OSTİM Sanayici ve İşadamları Derneği (OSİAD) Başkanı Adnan Keskin de açıklamasında, üretimin içinde yer alan biri olarak büyüme rakamlarının beklentileri paralelinde gerçekleştiğini belirtti.
"Türkiye'nin frenlendiğine inanıyoruz. Döviz baskı altında tutuluyor. Bu da ithalat ve döviz lobilerinin işine yarıyor" ifadesini kullanan Keskin, döviz baskı altında tutularak büyüme sağlanamayacağını, sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme için bu konuda önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Üretimdeki maliyetlerin arttığına dikkati çeken Keskin, bunun da imalat sanayi büyüme rakamlarına yansıdığını ve son çeyrekte bu sektörde büyüme kaydedilmediğini bildirdi.
Keskin, bu yıl yüzde 3 civarında bir büyümenin olumlu bir rakam olarak sayılması gerektiğini kaydetti.
 
 
GGYD Başkanı Nezih Allıoğlu
[PAGE]
"Büyüme rakamları dünyadaki ortama göre başarılı"
 
Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) Başkanı Nezih  Allığlu, söz konusu rakamların iş dünyasını şaşırtmadığını, büyümenin beklentileri yönünde gerçekleştiğini ifade etti.
Türkiye'nin ihracattaki en büyük pazarı olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ekonomik kriz yaşandığına dikkati çeken Allıoğlu, ülkelerin krizden çıkmak için borçlandığı bir dönemde Türkiye ekonomisinin yüzde 2,2 büyümesinin küçümsenmemesi gereken bir başarı olduğunu kaydetti.
Küresel ekonomide görülen yavaşlama ve kriz ortamı ile bölgede yaşanan olaylara karşın elde edilen bu büyümenin başarı göstergesi olduğunu vurgulayan Allığlu, "2012 yılı, ekonomik büyümedeki yavaşlamaya rağmen Türkiye için iyi bir yıl olmuştur. Cari açığa bakıldığında bir önceki seneye göre daraldığını, enflasyonun düştüğünü, işsizliğin azaldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Allıoğlu, ihracatta elde edilen başarının da göz ardı edilemeyeceğini belirterek, ihracatın 2012 yılına ilişkin söz konusu büyüme rakamlarına da katkısının büyük olduğuna işaret etti.
 
 
 
Ata Yatırım Başekonomisti Gülay Elif Girgin
[PAGE]
Gevşeme etkileri 4. çeyrekte  görülmedi
 
 
 
Ata Yatırım Başekonomisti Gülay Elif Girgin, 4. çeyrek rakamlarının 3. çeyrek rakamlarından da kötü geldiğini ifade ederek, "Hatırlanacağı üzere Merkez Bankası 3. çeyrek rakamlarını gördükten sonra parasal koşullarda gevşemeye gitmişti. Bu politikanın etkileri 4. çeyrekte pek görülmedi" dedi.
Büyümede kamu harcamaları ve dış talebin etkili olduğunu kaydeden Girgin, öte yandan özel tüketim harcamalarının daralmaya devam ettiğini dile getirdi.
Bu yılın 1. çeyreğinde hafif bir toparlanma gözlendiğine işaret eden Girgin, "Ama bu toparlanma, bizi yüzde 4'lük büyüme hedefine taşır mı? Bu bir soru işareti. Küresel risklerin arttığı bir ortam söz konusu. Yüzde 4 tahminimi değiştirmemekle birlikte küresel koşullardaki risklerden dolayı anılan hedefin üzerinde kara bulutlar dolaştığını söyleyebilirim" diye konuştu.
 
SDE Ekonomisti Prof. Dr. Muhsin Kar
[PAGE]
"Biraz gaza basma zamanı geldi"
 
 
 
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Ekonomisti Prof. Dr. Muhsin Kar da 2012 yılı büyüme oranının beklenenden çok daha düşük geldiğini söyledi.
"Bu seviyede bir büyüme oranı 2013 hedefi olan yüzde 4'ü riske sokabilir" diyen Kar, hızlı bir şekilde büyümeyi hızlandırıcı önlemler alınması gerektiğini belirtti.
Merkez Bankası'nın büyümeyi destekleyici nitelikte daha gevşek bir para politikası izlemesinin önemine değinen Kar, "Yumuşak iniş senaryosu iyi bir senaryoydu. Ancak büyüme oranına bakıldığında inişin biraz sert olduğu söylenebilir. 2011'deki yüzde 8-9 büyüme oranları, çok sağlıklı değildi. Dolayısıyla yumuşak iniş senaryosu gerekliydi. Ancak son açıklanan rakamlar biraz gaza basma zamanının geldiğini gösteriyor" dedi.
 
 
ASO Başkanı Nurettin Özdebir
[PAGE]
"İç talebi 'vur derken öldürmenin' bedelini ödedik
 
 
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, 2012 yılına ilişkin büyüme rakamları konusunda, "İç talebi 'vur derken öldürmenin' bedelini yüzde 2,2'lik büyümeyle ödedik" değerlendirmesinde bulundu.
Özdebir, yazılı açıklamasında, herkesin yüzde 2,5'e yakın bir büyüme beklerken kendi beklentilerinin yüzde 2 olduğunu belirterek, büyüme rakamlarının beklentileri doğrultusunda gerçekleştiğini kaydetti.
Artık 2013 yılına yoğunlaşılması gerektiğini dile getiren Özdebir, şu ifadeleri kullandı:
"Ekonomik veriler, yılın ilk çeyreğinde ekonomideki durgun seyrin devam ettiğini göstermektedir. Ocak ayında sanayi üretimindeki artış çok sınırlı olmuş, Sanayi Ciro Endeksindeki artış ise yüzde 6,5'te kalmıştır. Ocak ayında yıllık enflasyonun yüzde 7,3 olduğu dikkate alınırsa cirolarda reel bir gerileme olduğu görülecektir. İmalat sanayisinde kapasite kullanım oranı da yılın ilk çeyreğinde geçen yılın altında kalmıştır. Reel kesim güven endeksi, Mart ayında Şubat ayına göre artmakla birlikte geçen yılın Mart ayındaki seviyenin altındadır. Tüm bu göstergeler, bu yılın ilk çeyreğindeki büyümenin geçen yılın yüzde 3,3 olan büyümesinin altında kalacağını göstermektedir."
 
"Dış ticaret büyümeye pozitif katkı yaptı"
 
İç talebin büyümeye katkısının negatif olduğuna dikkati çeken Özdebir, geçen yıl Türkiye'nin dış talep kaynaklı büyüdüğünü belirtti.
Söz konusu yılda Türkiye'nin, dünyada ihracatını en çok artıran ikinci ülke olduğunu ifade eden Özdebir, "Net ihracat büyümeye 4 puanın üzerinde bir katkı yapmıştır. Eğer dış ticaretin bu pozitif katkısı olmasaydı 2012'yi küçülerek kapatırdık" değerlendirmesinde bulundu.
İhracattaki artışın sürdüğünü "ancak dış ticaret verilerinin, geçen yıl büyümeye pozitif katkı yapan net ihracatın bu yıl bunu başaramayabileceğini gösterdiğini" kaydeden Özdebir, Türkiye'nin bu yılı yüzde 4 gibi bir büyüme oranıyla kapatması için iç piyasanın mutlaka canlanması gerektiğini ifade etti.
Özdebir, "İç talebi 'vur derken öldürmenin' bedelini yüzde 2,2'lik büyümeyle ödedik. Bundan ders çıkarmaz ve iç talebin canlanmasını frenlersek 2013'te de 2012'de olduğu gibi kötü bir sürprizle karşılaşabiliriz" ifadesini kullandı.
 
 
 
ANGİAD Başkanı Abdullah Değer
[PAGE]
"Büyüme rakamları beklentiler doğrultusunda"
 
 
Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) Başkanı Abdullah Değer, Türkiye'nin 2012'de beklentileri yönünde yüzde 2,2 büyüdüğünü kaydederek, bu anlamda açıklanan büyüme rakamlarının sürpriz olmadığını belirtti.
Türkiye'nin 2012 yılı büyüme hızına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Değer, 2012 yılında Türkiye'nin yüzde 2,2 büyüdüğünü hatırlatarak, bu rakamın beklentileri dahilinde gerçekleştiğini ifade etti.
Bu çerçevede Türkiye'nin yüzde 2,2'lik büyümesinin sürpriz olmadığını kaydeden Değer, "2012 zor bir yıldı. Yeterli olduğunu söyleyemeyiz ancak yine de başarılı sayılabilir. Arzumuz, büyümenin daha fazla olmasıydı" dedi.
 
Büyüme rakamının açıklanan seviyelerde kalmasının nedenleri arasında "frene fazla basılması" ve iç talepteki daralmayı gösteren Değer, Avrupa'ya bakıldığı takdirde Türkiye'deki büyüme rakamlarının çok da düşük sayılamayacağına dikkati çekti.
Değer. 2013 yılı ve sonrasında daha fazla büyüme beklentileri olduğunu vurgulayarak, "2023 yılı için konulan ekonomik hedeflere ulaşabilmemiz için yüzde 6'ının üzerinde büyüme sağlamamız şart" ifadesini kullandı.
 
 
DSO Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci
[PAGE]
Enflasyon, cari açık ve büyüme yüzde 5 olmalı
 
Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, Türkiye ekonomisinin 2012 yılında gösterdiği yüzde 2,2 büyümenin yetersiz olduğunu belirterek, "Enflasyon, cari açık ve büyümenin yüzde 5 olmasını hedefleyerek stratejik planlar yapılmasından yanayım" dedi.
Türkiye'nin büyüme rakamlarının en az yüzde 5 civarında olması gerektiğini ifade eden Keçeci, genç neslin bu şekilde istihdama katılmasının kolaylaşacağını vurguladı.
Keçeci, yüzde 2,2'lik büyümenin Avrupa ülkelerine göre önemli bir büyüme gibi göründüğünü ancak ekonomiler arasındaki büyüklük farklarının bu noktada yanıltıcı olabileceğini dile getirerek, ülke ekonomisi için üç "5"in taraftarı olduğunu söyledi.
 
DSO Başkanı Keçeci, cari açığın "Demokles'in kılıcı" gibi ülke ekonomisinin tepesinde olduğuna dikkati çekerek, yüzde 10'lara ulaşan cari açığı kapatmak için kredilerde kısıtlamaya gidildiğini ve iç piyasanın daraldığını, büyüme rakamlarının da bu nedenle düşük kaldığını bildirdi.
Bu yıl kapasite kullanım oranlarını dikkatle izlediğine işaret eden Keçeci, "Ben inanıyorum ki böyle gidecek olması halinde büyüme bu sene yüzde 4-5'lerin altına düşmez" değerlendirmesinde bulundu.
Keçeci ayrıca, iç piyasanın desteklenmesi gerektiğinin de altını çizerek, "Türk ekonomisinde iç piyasa önemli bir vektörel güç, dolayısıyla bu piyasanın canlı tutulması gerekiyor. Bunun için gerekli operasyon ve açılımların yapılması şart. Kredi limitleri ve faizlerde bunun başında geliyor. Hükümet ve Merkez Bankası tasarrufları bu yönde olmalıdır" diye konuştu.