İSO, araları bulacak, şirket barıştıracak
Alternatif hukuk yollarına başvuranların sayısı artıyor. Günde 200- 300 dava, arabulucular tarafından çözülüyor. Yeni yılda iş davalarında arabuluculuğun zorunlu hale gelmesiyle bu sayının daha da artması bekleniyor.
SERCAN AKINCI
Yılbaşından itibaren iş davalarında arabuluculuğun zorunlu hale gelmesiyle alternatif hukuk yollarının kullanımı daha da artacak. Türkiye’de bugüne kadar 23 bin uyuşmazlık arabuluculuk yöntemiyle çözüme kavuşturuldu. Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın verilerine göre her gün 200- 300 sorunlu konu arabuluculuk sistemiyle ortadan kaldırılıyor. Arabuluculuk her geçen gün gelişirken, özellikle ticari davaların çözümü için kurulan tahkim ve arabuluculuk merkezlerinin sayısı da artıyor. En son İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, oda bünyesinde bir arabuluculuk merkezi kuracaklarının bilgisini verdi. Öte yandan geçtiğimiz gün hukukçular ve uzmanlar bir araya gelerek İstanbul Tahkim Derneği’ni kurdular.
Yeni yılda arabuluculuk merkezi
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, oda bünyesinde bir arabuluculuk merkezi kuracaklarının bilgisini verdi. 25 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan İş Mahkemeleri Kanunu ile 1 Ocak 2018 itibarıyla iş davalarında arabuluculuğun zorunlu hale geleceğini hatırlatan Erdal Bahçıvan, “İstanbul Sanayi Odası olarak, üyelerimizin kendi aralarında veya üçüncü taraflarla olan anlaşmazlıklarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla odamız bünyesinde bir arabuluculuk merkezini hayata geçiriyoruz" dedi. Konularında uzman ve deneyimli arabulucuların yer alacağı merkezin lansmanını aralık ayının başında yapacaklarını ifade eden Bahçıvan, "1 Ocak 2018 itibarıyla merkezimiz tam olarak faaliyete geçmiş olacak” diye konuştu.
İstanbul Ticaret Odası Tahkim Merkezi (İTOTAM) Tahkim Divanı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Helvacı, tahkimin en büyük avantajlarının hızlı sonuç verme, gizlilik ve uzman hakemler tarafından yargılamanın yapılabilmesi olduğunu vurgulayarak, günümüzde davaların çoğu kez adil yargılanma hakkına uygun biçimde sonuçlanamadığına dikkat çekti. Adil yargılanma hakkının uyuşmazlıkların makul süre içinde bitirilmesini de öngördüğünü dile getiren Helvacı, “Bir taraftan her yıl açılan davaların çoğalması, diğer taraftan hâkim sayısının yeterli olmaması bu gecikmenin en önemli sebepleri. Ticari uyuşmazlıklarda taraflar çoğu kez aralarındaki uyuşmazlığın ve bu uyuşmazlık sonunda verilen kararın aleni olmasını istemezler. Tahkimde aleniyet söz konusu olmadığı için, uyuşmazlığın çözüm süreci ve verilen kararın gizli kalması mümkün. Gizlilik de tahkimin olumlu yönlerinden. Tahkim yargılaması daha basit ve çoğu kez daha hızlıdır” dedi.
İTOTAM’da 2014 yılından bu yana 21 tahkim davası görüldüğünü anlatan Prof. Dr. İlhan Helvacı, tahkime en çok başvurulan konuları ‘bayilik/distribütörlük sözleşmeleri, hisse alım/satış sözleşmeleri, inşaat sektörüne ilişkin sözleşmelerden doğan anlaşmazlıklar olarak sıraladı.
‘Uluslararası ticarette tahkim daha çok kabul görüyor’
Türkiye’de bugüne kadar toplam 23 bin uyuşmazlığın arabuluculuk yöntemiyle çözüme kavuşturulduğunu aktaran MTN Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı Arabulucu Avukat Umut Metin, Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na her gün 200 ile 300 arasında arabuluculukla olumlu neticelenen anlaşma bilgisinin ulaştığının bilgisini verdi. Şubat 2018’de arabuluculukla çözümlenen anlaşmazlık sayısının 60 bine ulaşacağını öngören Metin, şöyle devam etti: “Arabuluculuk Türk toplumun yaşamı açısından uygun, barış sağlayan, topluma huzur getiren bir yöntemdir. Arabuluculuk için geçen zamanın kısalığı nedeniyle tarihsel bir anlatım yapmak pek mümkün değil. Bununla birlikte, arabuluculukta bugün yaşananlar tarihsel bir başarı süreci gösteriyor. Yani arabuluculuk için asıl tarih şu günlerde bizlerce yazılıyor.”
Türkiye’de İstanbul Tahkim Merkezi’nin yeni ama oldukça olumlu olduğunu ifade eden Metin, bir Türk şirketinin yurtdışında bir tahkim merkezine de başvurabildiğini anlattı. Tahkimin arabuluculuğa kıyasla daha pahalı bir sistem olduğunu belirten Metin, “Tahkim özellikle çözümü uzmanlık, ek yetenekler gerektiren, yabancılık unsuru ve kompleks nitelik içeren uyuşmazlıklarda gündeme gelebilir. Daha çok henüz sorun oluşmadan sözleşmelere konulan tahkim maddesi/şartı nedeniyle tahkim yoluna gidiliyor. Herhangi bir uyuşmazlığı mahkemeler yerine nitelikli tarafsız hakemlerin ele alması, hakemlerin taraflarca belirlenen usulde seçilmesi gibi özellikler nedeniyle özellikle uluslararası ticari uyuşmazlıklarda tahkim ön planda ve daha çok kabul gören olan bir uyuşmazlık çözüm yöntemi” diye konuştu.
Hukuk ekonomisi 10 yılda 10 milyar doları yakalayabilir
Tahkim konusundaki uzman kişiler ve hukukçular bir araya gelerek İstanbul Tahkim Derneği’ni kurdular. İstanbul Tahkim Derneği’nin amacı, ‘İstanbul’u uluslararası bir tahkim merkezi haline getirmek ve tahkim hukuku alanında uzmanlaşmanın geliştirilmesini sağlamak’ olarak belirlendi.
Türkiye’den tahkim davaları için yılda yaklaşık 1 milyar doların yurt dışına gittiği tahmin ediliyor. Uluslararası tahkimde itibar kazanan Türkiye’nin hukuk ekonomisini 10 yıl içinde yılda 10 milyar dolar daha büyütmesi mümkün. İstanbul Tahkim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gün, gelişmiş ülkelerde tahkimin sıklıkla tercih edildiğine değinerek, “Türkiye’de ise tahkim, istenilen düzeylerin altında. Her türlü uyuşmazlık devlet yargısına götürülüyor. Süreçler uzuyor uyuşmazlıklar kangrenleşiyor ve sonuç tatmin edici olmuyor.
Verimlilik ve karlılık düşerken kayıplar ve maliyetler fazlasıyla büyüyor. Oysa tahkim ihtiyaca uygun, yüksek kaliteli hassas çözümleri kısa sürede sunuyor. Bu, büyük şirketler için olduğu kadar KOBİ’ler için de kritik değer taşıyor. Sözleşmelerine tahkim maddesi ekleyen KOBİ’ler, uyuşmazlık durumunda tasarruf ve hız açısından mahkemelere nazaran tahkimde büyük avantaj elde ediyor” dedi.