Kamu vakıf üniversitelerini rakip görmemeli

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, kamu tarafından vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerinin rakibi olarak algılanmasından rahatsızlık duyduklarını söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Kamu tarafından vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerinin rakibi olarak algılanmasından rahatsızız" dedi.

Hisarcıklıoğlu, TOBB Yükseköğretim Meclisi'nin birliğin sosyal tesislerinde gerçekleştirdiği toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, vakıf üniversitelerinin sorunlarına, tekrar YÖK başkanı ve kurul üyeleri ile toplantıda çözüm arayacaklarını söyledi. 

Bugüne kadar hep "üniversite-sanayi işbirliği hayata geçmeli" dediklerini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, bugün, konunun her zamankinden daha önemli hale geldiğini dile getirdi. 

Hisarcıklıoğlu, 2003'te Türkiye'de üniversite sayısı 70 iken bu sayının 170 olduğunu, öğrenci sayısının da 4,5 milyona ulaştığını ifade ederek, "Üniversite mezunu gençlerimizin sayısı her geçen gün artıyor, ama bu gençlerimizin nitelikleri iş dünyasının talepleri ile örtüşüyor mu?" diye sordu. Hisarcıklıoğlu, "Eğer iş dünyası ile üniversite ayrı telden çalarsa karşımıza büyük bir tehlike çıkar. Gençler iş bulamaz, iş dünyası da ihtiyacı olan kalifiye personele ulaşamaz. Bu noktada üniversite-sanayi işbirliği son derece önemli" değerlendirmesinde bulundu. 

Bu işbirliğinin mutlaka sağlanması gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, iş dünyası ile kol kola yürüyen üniversitelerden mezun olan gençlerin, piyasada kolayca karşılık bulacaklarını ve iyi yetişmiş gençlerle iş dünyasının rekabet gücünün artacağını belirtti. 

"Kalite sorunu yaşadığımız üniversitelerimiz var"

Türkiye'de iyi eğitim veren ve dünyadaki rakipleri ile başa baş giden kaliteli üniversiteler bulunduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: 

"Geçen hafta, gelişmekte olan ülkelerdeki ilk 100 üniversite açıklandı. Bu listede ülkemizden 7 üniversite var. Bu listeye girmeyi hak eden birçok üniversitemizin daha olduğunu biliyoruz. Ama diğer taraftan kalite sorunu yaşadığımız, istenilen niteliğin çok uzağında olan üniversitelerimiz de var. Yani, hem üniversite-iş dünyası işbirliğinde sorunlarımız, hem de kalite sıkıntısı yaşadığımız kurumlarımız var."

"Bizde eğitim arttıkça işsizlik de artıyor"

OECD ülkelerindeki genel trendin, eğitim seviyesi arttıkça işsizliğin azalması yönünde olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, Almanya'da ilköğretim mezunları arasında işsizliğin yüzde 18, lise mezunlarında yüzde 6, üniversite mezunlarında yüzde 3 seviyelerinde bulunduğunu, Kore'de de oranların sırasıyla yüzde 7, 6 ve 5 olduğunu söyledi. 

Türkiye açısından değerlendirildiğinde ise ilköğretim ve lise mezunlarında işsizliğin yüzde 10, üniversite mezunlarında yüzde 11 olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, "Bizde eğitim arttıkça işsizlik de artıyor. Ya üniversite mezunlarımız iş dünyamızın talep ettiği alanlarda yetiştirilmemiş, ya da istenilen niteliklere sahip değil" dedi.

[PAGE]

Üniversite sisteminin prangalarından kurtarılmasının önemli olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, toplantıya katılan YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın, göreve geldiği günden bu yana konuyla ilgili ciddi çalışmaları bulunduğunu kaydetti. 

"Yeni YÖK Kanunu çıkana kadar vakıf üniversitelerini rahatlatacak önlemler alınmalı"

Geçtiğimiz dönemde YÖK'ün, kendilerinin de dört gözle beklediği, çok meşakkatli bir işe girişerek,  30 yıldır camiadaki herkesin "değişmeli" dediği YÖK Kanunu için kolları sıvadıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, kendilerinin de TOBB olarak Yükseköğretim Sektör Meclisi ile kapsamlı bir çalışma başlattıklarını ve sadece YÖK Kanunu'nu görüştükleri bir çalıştay düzenlediklerini anımsattı. 

İki gün boyunca yükseköğretim sistemini tüm tarafların katılımı ile tartıştıklarını ve sorunlara çözüm aradıklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, çözüm önerilerini ve yeni kanun taslağı ile ilgili görüşlerini YÖK Başkanı ve üyelerine ilettiklerini dile getirdi.

YÖK'ün de yeni kanun için çok kapsamlı çalışmalar yaptığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: 

"YÖK'ün 2013 başında, ortaya çıkan taslağı Milli Eğitim Bakanlığı'na sunduğunu biliyoruz. Ama o günden sonra yeni kanundan ses çıkmadı. Taslak, gördüğümüz haliyle, anayasa değişikliğini gerekli kılıyordu. Belki, bu sebeple taslak halen yasalaşamadı. Yasa yapma süreci kolay bir süreç değil. Bunun farkındayız. Ancak hem üniversite sistemimizin hem de vakıf üniversitelerinin sorunları artarak devam ediyor. Üniversitelerimizin karşılaştığı sorunlar doğrudan öğrencilerimize yansıyor. Sorunlarımızı ne kadar kısa sürede çözebilirsek o kadar karlı çıkarız. Bu sebeple vakıf üniversitelerinin temsilcileri olarak bizler, en azından, yeni kanun yasalaşana kadar vakıf üniversitelerini rahatlatacak bazı önlemler alınmasını rica ediyoruz."

[PAGE]

Kamu tarafından vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerinin rakibi olarak algılanmasından rahatsız olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, kuralları belirleme gücüne sahip olan devletin, vakıf üniversitelerini rakip olarak algılaması durumunda, hem haksız rekabet oluşacağını, hem de üniversitelerin gelişiminin engelleneceğini söyledi. 

Özerkliğin de sürekli dillendirdikleri bir talep olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Özellikle vakıf üniversiteleri için bu çok daha kritik. Vakıf üniversiteleri, bir taraftan mali ve idari yönden özerk diğer taraftan YÖK Kanunu'na tabi. Bu durum vakıf üniversitelerinin işleyişinde sorunlara neden oluyor" diye konuştu. 

Vakıf üniversitelerine yatırım yapan kurucu iradenin, Türkiye'nin geleceğine de yatırım yaptığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, söz konusu iradenin özgürce hareket edebilmesi gerektiğine dikkati çekti. 

Vakıf üniversitelerinin daha sağlıklı gelişmesi ve dünya üniversiteleri ile rekabet edebilir seviyeye ulaşmasını umduklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, "Bunun için de YÖK'ten vakıf üniversitelerine özel düzenlemeler yapılmasını bekliyoruz" ifadesini kullandı. 

Bekir Okan'ın konuşması

TOBB Türkiye Yükseköğretim Meclisi Başkanı Bekir Okan da vakıf üniversitelerinin aynı zamanda burs veren kurumlar olduğunu hatırlatarak, ciddi yatırımlarla kurulmuş olan bu üniversitelerin ABD'de olduğu gibi sponsorluk yöntemiyle değil kendi kaynaklarıyla kaliteli eğitim vermeye çalıştıklarını dile getirdi.

Okan, vakıf üniversitelerinin çok ciddi yatırımlarla kurulduğunu vurgulayarak, verilen bursların devlet tarafından da desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.