Kanadalı Candu ile nükleer santral için mutabakat

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL- Enerji Bakanı Taner Yıldız, Dünya Enerji Liderleri Zirvesinde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

* Kanadalı Candu ile EÜAŞ arasında nükleer santral yapımı işbirliği için mutabakat zaptı imzalandı
* Bugünkü imza Türkiye'nin nükleer güç santralleriyle ilgili kararlılığının altını çizen bir imzadır
* Yapacağımız çalışmalar sonrası belki anlaşabileceğiz belki anlaşamayacağız; altı aylık fizibilite çalışmalarından sonra sonuçları paylaşacağız
* Ortaya koyduğumuz yapı çerçevesinde başka ülke varsa onlardan da nükleer santral için teklif almaya hazırız
* Japonya, Güney Kore ve Çin ile nükleer konusunda müzakereler devam ediyor, Candu ile bu sayı dörde çıkıyor
* Candu için altı ay, diğer ülkeler için iki aylık fizibilite çalışma süresi olacak
* Görüşmelerde öncelikli hedefimiz Sinop'a kurulacak nükleer santral içindir.

"Tüketici fazlasıyla ödedi"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, siyasi istikrarsızlıkların, özellikle bölgede son 2 yılda yaşanan istikrarsızlıkların, bedelini bir kısım tüketici ülkelerin fazlasıyla ödediğini belirtti.

Yıldız, Dünya Enerji Liderleri Zirvesi'nin açılışında, ülkelerin ekonomik gelişmişliğine en fazla ölçek oluşturabilecek olan enerji kalemlerinin, dünya siyasetine de yön verdiğini, bu nedenle dünyadaki bütün ülkelerin ekonomileri ve refahları için ihtiyaç duyduğu enerjiyi temin etme konusunda gayretlerini sürdürdüğünü dile getirdi.

Artan dünya talebini karşılamak amacıyla ülkelerin yaptığı enerji yatırımlarının, aslında yine vatandaşlardan tarife yoluyla alınan finansman yapısı olduğunu kaydeden Yıldız, "O yüzdendir ki, ülkelerin idaresine irade koyan hükümetler, bir yandan vatandaşları için pahalı olan, diğer yandan da üreticiler için ucuz olan bir kalemi yönetmek durumundadırlar. Bu, son derce önemli bir olgudur ve gelişmekte olan ülkeler, gelişmelerini tamamlayıncaya kadar olan bütün yatırımlar, bu mekanizma içerisinde kendini finanse etmektedir" diye konuştu.

Yıldız, Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre, 2035 yılına kadar dünyanın gerek enerji üretim merkezlerine gerekse ürettikleri enerjinin iletilmesine, dağıtılmasına ve kullanılmasına dönük yatırımların 38 trilyon dolar civarında olacağının tahmin edildiğini aktardı.

Bölgeler arası enerji yapılanmasında Türkiye'nin coğrafyasından kaynaklanan avantajlara değinen Yıldız, "Siyasi istikrarsızlıkların, özellikle bölgemizde son 2 yılda yaşanan istikrarsızlıkların, bedelini bir kısım tüketici ülkeler fazlasıyla ödemiştir. Bunun çok sürdürülebilir olmadığını biliyoruz. O yüzden, hangi ülke olursa olsun, o ülkenin siyasi istikrarının, birbirinden ayrılamaz olan ülke ilişkilerindeki ekonomik yansımaları açısından da son derece olumlu bir noktaya taşınacağını biliyoruz. Siyasi istikrar demek, ekonomik olgularla, petrol, doğalgaz ve diğer enerji kaynaklarıyla alakalı pozitif bir yapı demektir" dedi.

Yıldız, tüketicilerin arz güvenliğini, üreticilerin uzun dönemli yatırımlarını ve risklerini minimize etmek için talep projeksiyonlarını belirlemeleri gerektiğini dile getirerek, zaman zaman üreticilerin, tüketicileri talep projeksiyonlarını zamanında belirtmediklerine dönük dolaylı ithamlarını, zaman zaman da üreticilerin tüketicilerin aynı zamanda üretici ülkeleri zamanında yatırım yapmamaktan suçladığını söyledi. Yıldız, "Bunun tek ve ortak çözümü, birbirini daha iyi anlayabilecek iletişimi kurmaları ve yatırımı beraberce yapabilecek olmalarından geçmektedir" dedi.

Türkiye'nin, doğudan batıya veya kuzeyden güneye doğru olan bütün olası ham petrol ve doğalgaz boru hatlarıyla ilgili üreticileri, tüketicileri içine alan bir yapıyı kurguladığını belirten Yıldız, gelişmekte olan ülkelerin enerji bağımlılıklarının, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını ilgilendirdiğini ve bu konudaki politikalar belirlenirken, enerji güvenliğinin unsurlarının göz önünde bulundurulduğunu kaydetti.

Yıldız, Türkiye'nin yatırım açısından fırsat içerdiğine dikkati çekerek, "Hazar havzasının, Rusya'nın AB ülkeleriyle beraber ortadoğu bölgesindeki izlenecek istikrarlı politikalarla beraber, bunun çok rahatlıkla uluslararası yatırımcılar için bir fırsat oluşturacağına inanıyorum" diye konuştu.

4 kıtada 22 bin megawatt

CANada Deuterium Uranium kelimelerinin baş harflerinden oluşan CANDU reaktörleri, Kanadalılar'ın icat ettiği, bir tür uranyum yakıtlı basınçlı ağırlaştırılmış su reaktörleri. 1950'ler ve 1960'larda Kanada'da devlet ve özel kuruluşların desteğiyle geliştirilip üretilen reaktörler, Kanada dışında Hindistan, Pakistan, Arjantin, Güney Kore, Romanya ve Çin'de kullanılıyor. CANDU'nun internet sitesindeki bilgiye göre 4 kıtada toplam 22 bin megawatt kurulu kapasitesi bulunuyor.
Nükleer enerjiyle ilgili tüm hizmetleri verebilen şirketin reaktörleri, Kanada'nın tüm ihtiyacının yüzde 16'sını sağlıyor.
 

(Reuters / AA)