”Karar ekonomi düşünülerek verildi”

Bakan Tüzmen Anayasa Mahkemesinin AK Parti hakkında verdiği kararı değerlendirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

MUĞLA - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Anayasa Mahkemesinin AK Parti hakkında verdiği kararı değerlendirirken, "Bu olay bize, aklı selim sahibi bir kararın, Türkiye ekonomisinin de düşünülerek verilmiş olduğunu, Türk yargısının ne kadar önemli ve en üst merci olarak ne şekilde kararlar alabildiğini bütün dünyaya göstermiştir" ifadesini kullandı. 

Muğla Valisi Ahmet Altıparmak'ı makamında ziyaret eden Bakan Tüzmen, bir gazetecinin, "Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın ekonomi dünyasına yansıması nasıl oldu?" sorusu üzerine, şöyle konuştu: 

"Alınan karar yeni bir ivme kazandırmıştır. Alınan karar sonucunda Türkiye rahatlamıştır. Herkes alınan karara, kendisine göre bir sonuç çıkarmak zorunda. Açıkçası mecliste halledilmesi gereken, TBMM'de halledilmesi gereken işlerin dışarıya taşınması da böylelikle engellenmiş olacaktır. Yani, biz iktidar ve muhalefet partileri olarak TBMM içinde, Türk milletinin tamamının temsil edildiği bir çatının altında kendi problemlerimizi kendimiz halletmek zorundayız." 

Buradan herkesin kendisine çıkarması gereken bir ders olduğuna işaret eden Tüzmen, şunları söyledi: 

"Herkes bunu kendine göre alacak. İktidarı da muhalefeti de iş dünyası da. Bu olay bize, aklı selim sahibi bir kararın, Türkiye ekonomisinin de düşünülerek verilmiş olduğunu, Türk yargısının ne kadar önemli ve en üst merci olarak ne şekilde kararlar alabildiğini bütün dünyaya göstermiştir. Sadece, Türkiye'ye değil, dünyaya verilen mesaj da çok iyi olmuştur diye düşünüyorum. Tabi buna göre herkes gerekli çalışmaları, ev ödevlerini en iyi şekilde yaparak Türkiye'yi daha iyi bir noktaya getirmeye çalışacaktır." 

Tüzmen, alınan kararın Türkiye'de demokrasinin gelişmesine olumlu bir katkı sağladığına işaret ederek, "Demokrasi denilen rejimin, kurumun, bütün kurum ve kuruluşları ile yaşatılabilmesi için belirli bir gelir seviyesinde olmanız lazım. Aksi taktirde bu tür arızalarla karşılaşabilirsiniz. Türkiye şu anda, 2 bin dolarlar seviyesinden 2002 yılında aldığı kişi başına gelir rakamını, 9 bin 300 dolarlar seviyesine getirmiş durumda. Dolayısıyla, demokrasi yolunda çok hızlı bir yol alıyor. Gerçek bir demokrasiye ulaşmamız için en ez 15-20 bin dolar gelir seviyesine ulaşmamız lazım. İşte bu seviyeye ulaştığımız zaman bu tip tartışmaları geride bırakacağız. Bu gelir seviyesine ulaşmamız için Türkiye'nin tek çıkışı var, ihracatı artırmak. Ne kadar fazla ihracatımız varsa o kadar fazla demokrasimiz olacaktır." 

Bir gazetecinin, "Dövizdeki değişimin ihracatçılara etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine ise şunları ifade etti: 

"İhracat artışı devam ediyor ama çok zor şartlar altında yapılıyor. Eğer dış ticaret açığını gerçekten kapatmak istiyorsak. Türk Lirası aşırı değerli olduğu sürece dış ticaret açığını ortadan kaldıramayız. Kurun normal değerinde olması halinde, biz dış ticaret açığını daraltabiliriz. Kur, bu şekilde aşırı değerli Türk Lirası karşısında işalatımızı artırmakta, ihracatımızı ise azaltmakta, bu açık. Yani ihracattaki rekabetçiliği sürdürebilmek için biz dışarıdan aldığımız ara mallarla ihracat yapmak zorunda olan bir ülke konumuna geliyoruz. Kendi ürettiğimiz ara mallarını kullanmamız zor, neden? Onlar çok aşırı maliyetli oluyor."