”Kent içi toplu taşımacılığın özelleştirilmesinden vazgeçilmeli”

TMMOB Makina Mühendisleri Odası, ulaşımda kombine taşımacılığının esas alınması gerektiğini kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası (MMO), ulaşım politikalarının, bütün ulaşım türlerinin tek bir taşıma zinciri oluşturacak şekilde entegre edilmesine yönelik kombine taşımacılığının esas alınması gerektiğini bildirdi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Ekber Çakar, 'Ulaşım ve Trafik Politikalarında Planlama Gerekliliği Oda Raporu'nu açıkladı. Raporda, Türkiye'de ulaşım politikasının yalnızca karayollarının geliştirilmesine dayalı olduğu, 1950'lerden beri karayolu taşımacılığına verilen aşırı önemin diğer taşıma türlerinin ihmal edilmesine yol açtığı savunuldu. Dışa bağlı ulaşım politikaları ile demiryollarının atıl duruma düşürüldüğü öne sürülen raporda, 1950 yılına kadar yolcu ve yük taşımalarının ağırlıklı olarak demiryolu ve denizyolu ile yapıldığı kaydedildi.

"1950-1970 arası karayolu yapımının altın çağıdır" denilen raporda, bu dönemde geometrik ve fiziki standardı düşük yol yapımında yoğunlaşıldığı öne sürüldü. Karayolları Genel Müdürlüğü ulaşım verilerine göre, bugün Türkiye'deki yük taşımacılığının yüzde 91,38'i, yolcu taşımacılığının yüzde 95,02'sinin karayolu aracılığıyla yapıldığı ifade edilen raporda, "Karayolu taşımacılığının ağır taşıt oranı ortalama yüzde 40-50 arasındadır" denildi.

"Yolcu taşımacılığının yüzde 95'i karayolu ile yapılıyor"

Raporda, şu saptamalarda bulunuldu:

"Türkiye'de ulaşım politikası yalnızca karayollarının geliştirilmesine dayalı. 1950'de yolcu taşımalarının yüzde 49'u, yük taşımalarının yüzde 17'si, bugün ise yük taşımacılığının yüzde 91'i, yolcu taşımacılığının yüzde 95'i karayolu ile yapılıyor. Karayolu ulaşımı çevre kirliliği, arazi israfı ve maliyetler açısından dezavantajlı. Karayolu ulaşımında kazalar diğer ulaşım türlerine göre çok daha fazla. Trafik kazalarında 2007 yılında 1 milyar 560 milyon YTL maddi kayıp oluştu. Trafik kazalarının maddi kaybı GSMH'nın yüzde 1,5-2'si oranında. Ulaşım hizmetlerinin yetersizliğinin yıllık faturası 10 milyar YTL'yi aşıyor. 100 bin araç başına düşen ölü sayısında Türkiye Avrupa birincisi.

Trafikteki yaşlı araç sayısı çok fazla."

Otomobil sayısının mevcut araç sayısına oranının İngiltere'de yüzde 84, İsveç'te yüzde 80, Fransa'da yüzde 80, İspanya'da yüzde 74, Danimarka'da yüzde 75, Yunanistan'da yüzde 63, Türkiye'de ise yüzde 49 olduğuna dikkat çekilen raporda, "Bu durum Türkiye karayollarının Avrupa ülkelerinden farklı olarak bireysel ulaşımda değil, karayolu yük taşımacılığında kullanıldığını, Türkiye'de diğer taşımacılık yöntemlerine çok şans tanınmadığını, güvenlik, maliyet gibi unsurların göz ardı edilerek neredeyse her şeyin karayolu ile taşındığını göstermektedir" denildi.

"Kazalar karayollarında daha fazla"

Raporda, gelişmiş ülkelerdeki nüfus başına düşen araç sayısı ve trafik kazalarındaki ölü yaralı sayıları ile Türkiye verileri karşılaştırıldığında, Türkiye'de nüfus başına düşen araç sayısı çok daha az olmasına rağmen, trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayılarının daha fazla olduğunun görüldüğü kaydedildi. Karayolları Genel Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü kaza verilerine göre, 2007 yılında 825 bin 583 trafik kazası meydana geldiği, bu kazalarda 5 bin 4 kişinin öldüğü, 188 bin 383 kişinin yaralandığı belirtildi.

Raporda, şu öneriler ifade edildi:

"Mutlaka 'Ulaştırma Ana Planı' hazırlanmalı. Ulaşım politikaları tüm ulaşım modlarını, bütün ulaşım türlerinin tek bir taşıma zinciri oluşturacak şekilde entegre edilmesine yönelik kombine (seri, ekonomik, çevreci, güvenli ve hızlı) taşımacılığı esas almalı. Tüm ulaşım modları arasında uyum sağlanarak yük ve yolcu taşımacılığında ağırlık birim enerji tüketimi daha düşük olan demiryolu ve denizyolu taşımacılığına verilmeli, ulaşım sektöründeki petrol bağımlılığının azaltılması hedeflenmeli. Kentler arası ve kent içi ulaşımın entegrasyonu yanı sıra toplu taşımacılık projeleri hayata geçirilmeli. Kamusal hizmet üretimi özelliği ve stratejik önemi olan ulaştırma altyapısı ve işletmeleri için uygulamaya konulan özelleştirme programları durdurulmalı, kent içi toplu taşımacılığın özelleştirilmesinden vazgeçilmeli. Denizyolu ulaşımında, başta yaş sebze ve meyve taşımacılığının çok olduğu Antalya, Muğla ve İzmir gibi iller ile Doğu Karadeniz limanlarının İstanbul bağlantılarına Ro-Ro seferlerini özendirici çalışmalar başlatılmalı. İskenderun, Antalya ve İzmir deniz bağlantısının etkin kullanılmasını sağlayıcı tedbirler alınmalı. Çevre dostu yakıtların kullanılması tercih ve teşvik edilmeli. Yüksek yakıt tüketimine sahip taşıtlar ile eski araçlar hızla kullanımdan çekilmeli. Araç parkının yenilenmesi için gerekli önlemler alınmalı ve buna kamu sektöründeki 50 binden fazla ve çoğu verimsiz olan binek taşıtından başlanmalı. Kamu sektörünün çok özel amaçlar dışında binek aracı olarak 1400 cc motor hacminden büyük araç satın alması yasaklanmalı. Kent merkezlerine trafik akışı caydırıcı hale getirilmeli. Kent içi ulaşımda toplu taşımacılık ve raylı sistemler tercih edilmeli, yaya güvenliğine yönelik yeni tedbirler alınmalı, kent merkezlerinde bisiklet kullanımı yaygınlaştırılmalı, bisiklet yolları yapılmalı."