”Kıdem tazminatında düzenleme tarafların mutabakatıyla olur”

Bakan Çelik, 28 Temmuzun SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının yapılandırılmasının son günü olduğunu hatırlattı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BURSA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı hakkının yeni bir düzenlemeye tabi tutulmasının ancak sosyal tarafların mutabakatıyla sağlanabileceğini belirtti.

Bakan Çelik, Gürsu Atlı Spor Kulübü'nde katıldığı kahvaltının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, 28 Temmuzun SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının yapılandırılmasının son günü olduğunu hatırlatarak, prim borcu olanlara çok ciddi imkanlar sağladıklarını söyledi. Prim borcu faizi ve gecikme zamlarının yüzde 85'ini sildiklerini belirten Çelik, bu imkanın bugüne kadar hiçbir yapılandırmada sağlanmadığını bildirdi. Prim borçlarının yapılandırılması için yoğun talep olduğunu ifade eden Bakan Çelik, "Prim borçlarının yapılandırılması çerçevesinde, cuma akşamı itibarıyla 1 katrilyon 145 trilyon lira nakit yatırılmış, yapılandırmaya müracaat eden vatandaşlarımızın oluşturduğu matrah ise 8.5 katrilyon liraya ulaşmıştır. Son 10 günde bunun çok daha artacağı inancındayız" dedi. Bundan sonra prim affının söz konusu olmayacağını ve alacakların aylık olarak takip edileceğini kaydeden Çelik, "Devlet, hesabına sahip çıkacak. Devlet, bir taraftan vatandaşına sağlıklı sağlık hizmeti, diğer sigorta ve emeklilik hizmetlerini verirken alacakları konusunda da hassas olacak. Onun için vatandaşlarımızın son fırsat olan bu 7-8 günlük süreyi çok iyi kullanması gerekiyor" diye konuştu.

"Atatürk'ü kendi dar dünyalarına kurban ediyorlar"

Çelik, "Türkiye'de daha düne kadar devrimci olduğunu, değişim ve dönüşümden yana olduğunu söyleyenlerin ve Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimciliğini öne çıkaranların, bugün nasıl statükodan yana olduklarını, nasıl statükoya sarıldıklarını ibretle izliyoruz" diyerek, şöyle devam etti:

"20. yüzyılın büyük devrimcisi Atatürk'ü de kendi dar dünyalarına, kendi statükolarına kurban etme çabaları var. Dünleri ve bugünleri arasındaki bu çelişkileri ve bu çelişkilerine Atatürk'ü nasıl alet etmeye çalıştıklarını görmekten de büyük üzüntü duyuyorum. Biraz gözlerini açsalar, Orta Doğu barışı konusunda yapmak istediklerimizi ve attığımız adımları anlayabilseler, Türkiye'nin bölgede hem huzur ikame eden hem huzuru yayan hem de huzurlu ortam içinde 70 milyonu yaşatmaya çalışan bir ülke olduğu konusunda hiç anlamakta zorlanmayacakları bir tablo görecekler. Ama ne acıdır ki dünyadaki gelişmeleri Ankara'dan ibaret sanan, sınırlarını ve ufuklarını bu kadar daraltan siyasilerle Türkiye'nin meselelerinin çözülmesi mümkün değildir. Amaçları kaosa sürüklemek ve kaostan çıkış yolu aramaktır. Bunlara milletimiz prim vermedi, bundan sonra da vermeyecektir."

Kıdem tazminatı hakkı

Faruk Çelik, "kıdem tazminatlarının kaldırılmasına yönelik çalışmalarda bulunulduğuna" ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, kıdem tazminatıyla ilgili açıklamalarının başından beri net olduğunu söyledi. Kıdem tazminatının işçinin hakkı olduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu:

"Kıdem tazminatı hakkının yeni bir düzenlemeye tabi tutulması ancak ve ancak sosyal tarafların mutabakatıyla olur. Bakanlık olarak, asgari ücretten sendika yasasına, sosyal güvenlikten istihdam paketine ve diğer tüm Bakanlığımızı ilgilendiren konularda, sosyal taraflarla büyük bir uzlaşı sağlamadığımız sürece hiçbir konuda adım atmadık. Kıdem tazminatı, sosyal taraflarla uzlaşılmadan çözülmesi mümkün olmayan bir konu."

Türkiye'de kamuda çalışanların kıdem tazminatında sorun olmadığını ancak özel sektördekilerin çok ciddi sorunları bulunduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Kamuda çalışan işçi işçi de özelde çalışan işçinin hakları önemli değil mi? O yüzden oturup konuşulması ve uzlaşılması gereken bir konu diyorum. Kıdem tazminatı 12 ay çalışıp ilave maaş hak etmek demektir. 11 ay çalışıp 12'nci ay çalıştırılmayan, birinci ayda yine sigortalı yapılıp kıdem tazminatı elinden alınan vatandaşların haklarını kimin savunması lazım? Tabii ki Bakanlık olarak bizim savunmamız gerekiyor. Ortada adaletsiz bir uygulama var. Bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması ve işçinin lehine bu sorunların nasıl çözüleceğinin tartışılması gerekiyor."