Konjonktür değişti, ilave sermaye ve likidite tutun
Konjonktür değişti, ilave sermaye ve likidite tutun
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin'in son dönemde bankalara yaptığı uyarının bir benzerine Finansal İstikrar Raporu'nda da yer verilerek, "Belirsizliklerin arttığı bu yeni ekonomik konjonktürde, finansal kuruluşlara özellikle ilave sermaye ve likidite tutmalarını teşvik edecek politikalar önerilmektedir" denildi. BDDK tarafından üç ayda bir yayımlanan ve Aralık 2007 sonu verilerini içeren Finansal Piyasalar Raporu'nun 8'incisi açıklandı. Rapor, 'Ekonomik Çerçeve ve Gelişmeler', 'Finansal Sektör Görünümü' ile 'Risk, Sermaye ve Kârlılık Değerlendirmesi'nin yer aldığı raporda, ABD konut piyasasındaki güçlükler başta olmak üzere, tüm finansal piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmelerin, küresel düzeyde ekonomik ve finansal görünümün bozulmasına neden olduğu anlatıldı. Raporda, "Bu dönemde, ABD'nin, tüm para ve Maliye politikası tedbirlerine rağmen, ekonomik yavaşlamadan 'hafif' bir resesyona geçmiş olduğu görülmektedir. Türkiye ekonomisi açısından önem arz eden Euro alanında ise yavaşlama, ABD'deki kadar derin ve keskin gözükmemektedir" yorumu yapıldı. Gelişmekte olan ülkelerde, hız kaybına rağmen 2007'nin ikinci yarısından itibaren ekonomik büyüme gücünün korunduğuna işaret edilen raporda, küresel gelişmelerden kısmen farklı olarak, 2007'de Türkiye ekonomisindeki büyüme eğiliminin önceki yıllara göre yavaşlayarak da olsa sürdüğü dile getirildi. Türkiye'nin, iç talep unsurlarında nispi bir daralmanın gözlendiğinin kaydedildiği raporda şöyle denildi; "Önümüzdeki dönemde küresel piyasalardaki gelişmelerin yönü Türkiye'nin dış açık finansmanı açısından büyük önem taşımaktadır. Nitekim yatırım ortamına yönelik iyileştirmeler ve mikro reform süreci, Türkiye ekonomisinin farklı kaynak alanlarına erişimini kolaylaştırarak, küresel anlamda finansal piyasaların güçlükler çektiği bir dönemde gelişimini sürdürmesine yardımcı olacaktır". GSYİH'nin yüzde 89.7'si Raporda Türk finans sektörünün, Aralık 2007 itibarıyla, toplam aktif büyüklüğünün 2006 yıl sonuna göre yüzde 15 artarak 768.6 milyar YTL seviyesine ulaştığı ve bankacılık sektöründe mevduat bankacılığı ağırlıklı bir yapının mevcut olduğu ifade edildi. 2007 yılında da organik büyümenin devam ettiği bildirilen raporda şu bilgilere yer verildi: "2007 sonu itibariyle, Türk finans sektörünün toplam varlıklarının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı yüzde 89.7, bankaların aktiflerinin söz konusu büyüklüğe oranı ise yüzde 67.9 düzeyinde oldu. Banka dışı mali kesimin başlıca kuruluşları olan finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve tüketici finansman şirketlerinin payı ise söz konusu dönemde yüzde 3.3 düzeyinde gerçekleşti. Sektörde toplam şube sayısı 8 bin 117'ye, personel sayısı 167 bin 760'a, ATM sayısı da 18 bin 795'e ulaştı. 2007'de bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü, bir önceki yıla göre yüzde 16.4 oranında artarak, 581.6 milyar YTL olarak gerçekleşirken, toplam kredi hacmi ise 285.6 milyar YTL'ye ulaştı, bilanço içindeki pay da yüzde 49.1'e yükseldi". Serbest sermaye ve türev ürünler artıyor Raporda, sektörün, yasal limitlerin oldukça üzerinde sermaye yeterliliği rasyosuyla çalışmaya devam ettiği ve bir önceki yıla göre serbest sermayenin arttığına işaret edilerek, kârlılık göstergelerindeki olumlu seyrin Aralık 2007'de de sürdüğü, kâr eden 46 bankanın toplam aktifler içindeki payının yüzde 99.3 seviyesinde gerçekleştiği belirtildi. Bilanço dışı işlemlerin hacminin, Aralık 2007 dönemi itibarıyla toplam 404.9 milyar YTL düzeyine yükseldiği, toplam bilanço büyüklüğüne oranının ise yüzde 69.6 olarak gerçekleştiği kaydedilen raporda, son iki yılda toplam türev işlemlerinin yaklaşık 2.5 kat arttığı, bilanço dışı işlemler içindeki payların da 7.1 puanlık bir atışla yüzde 31.8'e ulaştığı ifade edildi. Faiz riski değişmedi Banka dışı mali kurumların, Aralık 2007 itibarıyla, küresel kriz söylemleri ortamından fazla etkilenmeden büyümelerini sürdürdüğü kaydedilen raporda, bankacılık kesiminde genel olarak ortalama takibe dönüşüm oranlarının yatay bir seyir izlediği ve karşılık ayırma konusunda önemli gelişmeler sağlandığı belirtilerek, şu değerlendirmeler yapıldı; "Türk bankacılık sektöründe 2007 sonu itibariyle, kredilerin miktarı ve toplam aktifler içerisindeki payı artarken, 2006 yılı boyunca devam eden yüksek karşılık ayırma politikası 2007 yılının ilk yarısında da devam etmiştir. Takibe dönüşüm oranı, 2007 yılında durağan bir seyir izlemiş ve Aralık 2007 itibarıyla yüzde 3.42 olarak gerçekleşmiştir. Ticari portföy ve türev işlemlerden kaynaklanan faiz oranı riski incelendiğinde, riske maruz pozisyonun değişmemesi neticesinde, söz konusu riske duyarlılığın değişmediği görülmektedir". Kur riski yönetilebilir Bankaların karşı karşıya bulunduğu kur riskini ele alan raporda, bankacılık sektörünün, yabancı para net genel pozisyonunun, 28 Aralık 2007 itibarıyla 217 milyon dolar açık verdiği kaydedilerek, yabancı para net genel pozisyonu tutarlarının özkaynaklara oranının eksi yüzde 3 düzeyinde ve yönetilebilir olduğu ve tüm banka gruplarında, günlük yabancı para likidite yeterlilik oranları ve toplam likidite yeterlilik oranlarının, Likidite Yönetmeliği'nde belirtilen alt sınırların üzerinde gerçekleştiği bildirildi. Raporda, Eylül 2007 döneminde yüzde 19.4 olarak gerçekleşen sermaye yeterlilik rasyosunun, Aralık 2007 dönemi itibariyle yüzde 18.9'a gerilediği hatırlatılarak, bankacılık sektörünün toplam özkaynaklarının, Eylül 2007-Aralık 2007 döneminde 5.1 milyar YTL artarak 77.4 milyar YTL'ye çıktığı, risk ağırlıklı varlıkların da 399.3 milyar YTL'ye yükseldiği belirtildi.