”Kriz Türkiye zarar yazdı, bu zararı ödeyeceğiz”

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Yalçıntaş, krizden en az ölçüde etkilenmenin yolunu, doğru resmi görüp, doğru tedbirleri almak olarak gösterdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, krizin tüm dünyaya da Türkiye'ye de zarar yazdırdığını belirterek, "Türkiye olarak bu zararı ödeyeceğiz, bizim cebimizden para çıkacak, bunun başka yolu yok. Bu paranın ne kadarını devlet ödeyecek ne kadarını özel sektör ödeyecek, bütün mesele bu" dedi.   

Yalçıntaş, İTO'nun seçimlerden sonraki ilk olağan toplantısında yaptığı konuşmada, yaşanan küresel krize değinerek, Türkiye olarak 2008'in toplamında yaklaşık yüzde yarımlık büyüme beklendiğini kaydetti.

2009'un hem Türkiye hem dünya için sıkıntılı olacağının altını çizen Yalçıntaş, kendilerine düşen görevin doğru resmi ortaya koymak ve daha sonra gerçek olan resme göre neler yapılacağına karar vermek olduğunu söyledi.

Yalçıntaş, "Biz, kendi ülkemizin, kendi sanayimizin, kendi ticaretimizin bu krizden en az ölçüde etkilenmesini istiyorsak, doğru resmi görüp, doğru tedbirleri almak zorundayız. Eğer biz doğru resmi görmez ve de doğru tedbirleri almazsak bizden çözüm bekleyenlere en büyük kötülüğü yapmış oluruz" diye konuştu.

Türkiye'nin son 6 yılda "güzel" büyüdüğünü ancak, önümüzdeki dönem, geçen dönemde sağladığı ihracata dayalı büyümeyi sağlayamayacağını vurgulayan Yalçıntaş, "Çünkü ihracat diye bir şey yok artık. Bize düşen şey mutlaka iç talebi artırmaktır, ihracat pazarlarındaki düşüşü minimuma indirmektir" dedi.

Yalçıntaş, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren tarafından açıklanacak paketi, "büyük bir memnuniyetle" karşıladıklarını ifade etti.

"İnsanlar işsiz kalacak. Ama bu bedel ödenecek"

Murat Yalçıntaş, krizin zarar yazdırdığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tüm dünyaya da zarar yazdırdı, Türkiye'ye de zarar yazdırdı. Biz Türkiye olarak bu zararı ödeyeceğiz, bunun başka yolu yok. Burada bütün mesele; 'bu para kimin cebinden çıkacak?'. Şu anda Türkiye'de olan kavganın temelinde bu var. Bu paranın ne kadarını devlet ödeyecek, bu paranın ne kadarını özel sektör ödeyecek, bütün mesele bu. Ama bir bedel ödenecek. Devlet bu bedeli ödediği zaman bütçe dengesi bozulacak.

Reel sektör bu bedeli ödediği zaman işletmeler kapanacak, insanlar işsiz kalacak. Ama bu bedel ödenecek. Dolayısıyla Türkiye'de bu bedelin adil bir şekilde ödenmesi lazım, eşit bir şekilde ödenmesi lazım ve özellikle dar gelirliyi, özellikle küçük ve orta boy işletmeleri mağdur etmeden ödenmesi lazım."

Konuşmasında, IMF ile yapılacak anlaşmaya da değinen Yalçıntaş, buradaki ilk noktanın G-20 Toplantısı olduğunu dile getirerek, "Türkiye, o masaya, G-20 masasına IMF'yle anlaşma imzalamış, IMF'ye muhtaç bir ülke olarak oturmamalıdır. Ben bunun doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyorum. Bu anlaşmanın G-20 toplantısından sonra imzalanması doğrudur" değerlendirmesinde bulundu.

Yalçıntaş, ikinci konunun Türkiye Cumhuriyeti devleti bürokratları ile IMF bürokratları arasında yapılan görüşmelerde, anlaşılmayan birkaç madde olduğunu aktararak, "Türkiye'de iç talebin daraltılması yönündeki herhangi bir IMF isteğini Türk özel sektörünün kabul etmesine imkan yoktur. Bu noktada Hükümetin de kararlı olduğunu biliyoruz. Türk özel sektörü olarak bu noktada, IMF ile görüşmeyi sürdüren bürokratlarımıza da tam desteği veriyoruz" dedi.

İTO Meclis Başkanı İbrahim Çağlar

İTO Meclis Başkanı İbrahim Çağlar da, İTO'nun 300 bini aşkın üyesi ile dünyanın ve Türkiye'nin en büyük odalarından biri olduğunu söyledi.

Çağlar, yaklaşık 50 bin üyenin oy kullandığı ve centilmence geçen bir seçim sonucunda meclisin belli olduğunu ifade ederek, "Bu seçimlerin önemli bir özelliği daha vardı. Bu meclis NACE kodlaması ile yeniden oluşturulan meslek grupları dikkate alınarak yapılan seçimle oluşturulan ilk meclisimiz. Önceki dönemde 230 olan meclis üyemiz, NACE gruplarının güncellenmesi neticesinde 250'ye yükselmiştir. Yeni seçimlerle birlikte meclisin yüzde 50'si yenilenmiştir. Artık kaldığımız yerden her zamanki gibi dostça, el ele, omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Türkiye'nin toplam vergi gelirlerinin, ihracat ve ithalatının yarısını üreten bir topluluğun parçaları olduklarını dile getiren Çağlar, şöyle konuştu:

"2009 yılının ilk 11 haftasını geride bırakırken gerek Türk ekonomisi gerekse de dünya ekonomisi açısından küresel kriz birinci öncelikli gündem maddesi olma özelliğini korumaktadır. Krizin dünya ekonomisi için nihai faturası henüz netleşmemiş olmasına rağmen açıklanan raporlar, hissedilen sıkıntıların abartılı olmadığını göstermektedir. Dünyada küresel kriz nedeniyle 50 trilyon dolarlık bir servet kaybının yaşandığına şahit olmaktayız. Bu yıl dünya ekonomisinin genelinde sanayi üretimindeki gerilemenin ortalama yüzde 15 civarında olması bekleniyor ve ikinci dünya savaşından beri ilk kez dünya ekonomisinde negatif büyüme tahmin ediliyor."

Çağlar, yerel seçimlerin tamamlanmasından hemen sonra işsizlikle mücadelede ağırlıklı olmak üzere ekonomi yönetiminin, özellikle iç talebin korunması ve artırılması boyutunda her türlü önlemi alacağını ifade ederek, "İşletmelerin istihdamını koruyacak ve destekleyecek yönde de tedbirler alınacağına inanmaktayız. İTO olarak Hükümete çözüm önerilerimizi sunmak durumundayız" dedi.

İbrahim Çağlar, görev aldıkları 4 yıl boyunca İTO'yu daha ileriye götürmek için çalışacaklarını ve katılımcı, şeffaf, yenilikçi bir meclis yapısı için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını da sözlerine ekledi.