”Krize karşı risk sigortamız, pazardaki çeşitlilik”

Bakan Tüzmen, 11. Dış Ticaret Haftası çerçevesinde, Sheraton Otel'de düzenlenen toplantıda konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Türkiye'nin pazar çeşitliğini artırdığına işaret eden Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen,  "Son dönemde küresel piyasaları vuran krize karşı risk sigortamız pazar çeşitliliğinde gösterdiğimiz bu başarıdır" dedi.

11. Dış Ticaret Haftası çerçevesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Sheraton Otel'de toplantı düzenlendi. Tüzmen, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisini canlı kılan reel sektörün gelişimini tetikleyen, istihdam sağlayan asli unsurun dış ticaret, ihracat olduğunu kaydederek, "Koşullara adapte olan, artık rekabeti biçimlendiren Türk ihracatçısı olmuştur. Bu ülkeye moral ve de esin kaynağı oldunuz. Yarının Türkiye'sini sizler inşa ediyorsunuz. Gerçek gücümüzü görmemizi sağlayan ayna sizlerin eseridir" diye konuştu.

Bakan Tüzmen, 2002-2008 döneminde dış ticarette yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verdiği konuşmasında, 2002 yılında dış ticaret hacmi 1 milyar doların üzerinde sadece 7 il bulunurken, 2007'de bu rakamın 18'e çıktığını, 2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısının 5 iken 2008 yılında en az 12 ilin 1 milyar dolar eşiğini aşacağını tahmin ettiklerini söyledi.

2002'ye kıyasla 2007'de ihracatını 10 kattan daha fazla artıran il sayısının 11 olduğunu belirten Tüzmen, bu illerin çoğunlukla doğu ve güneydoğudaki iller olduğunu ve yurdun her köşesinin ayrı bir ihracat merkezi haline geldiğini anlattı.

Bakan Tüzmen, Türkiye'nin 2002 yılında sadece 8 ülkeye 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, bu rakamın yıl sonu itibarıyla 34'ü geçeceğini ifade etti.

2007 yılında ilk defa sadece bir ülkeye yapılan ihracatın 10 milyar doları geçtiğini belirten Tüzmen, 5 milyar doların üzerinde ihracat yapılan ülke sayısının da 2002 yılında 1 iken yıl sonunda bu rakamın 6'ya ulaşacağını kaydetti.

Pazar çeşitliliği

Tüzmen, Türkiye'nin pazar çeşitliğini artırdığını belirtirken 2002'de geleneksel pazarların çekirdeğini oluşturan AB'ye üye ilk 15 ülkenin ihracat içerisindeki payının yüzde 51 iken bu sene bu rakamın yüzde 41'e gerilediğini ve Orta Doğu ülkelerinin payının 2 kat artarak yüzde 16 olduğunu anlattı.

Komşu ve çevre ülkelerinin payının da yüzde 41'i geçtiğini ifade eden Tüzmen, sahraaltı Afrika'ya da 2008 Ocak-Ağustos döneminde yüzde 86 oranında artışla 2,3 milyar dolarlık ihracat yapıldığını söyledi.

Tüzmen, Çin'e ihracatın ise söz konusu dönemde yüzde 61 oranında arttığını, yıl sonu itibarıyla Çin'e yönelik ihracatın 1,5 milyar doları geçeceğini bildirdi. Bakan Tüzmen, "Son dönemde küresel piyasaları vuran krize karşı risk sigortamız pazar çeşitliliğinde gösterdiğimiz bu başarıdır" dedi.

Bu süreçte, Türkiye'nin ihracatında sektör ve bölgesel bağımlılıkları konsolide ettiklerini, bir başka deyişle ihracatın bölge sektör matrisini değiştirdiklerini anlatan Tüzmen, Türkiye'nin ürün profilinin de olağanüstü gelişim gösterdiğini, 2002'te 5 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirilen alt sektör sayısının 2 iken geçen yıl bu rakamın 8'e çıktığını ifade etti.

Tüzmen, tekstil, konfeksiyon ve deri ürünleri, taşıt araçları, makine ve elektrik elektronik ürünlerinin ihracattaki payının arttığına da işaret etti. Bakan Tüzmen, "Sektörel çeşitliliğimiz artıyor. Birçok alanda küresel aktör haline gelinmiştir ve daha bilgi yoğun sofistike ürünlerin ihracatta payı artmaktadır" diye konuştu.

Kürşad Tüzmen, ülke stratejisinin en etkin araçlarından birinin de imzalanan serbest ticaret anlaşmaları olduğunu belirterek, katma değeri daha yüksek ürünlere yönelimin geleneksel sektörlerde de söz konusu olduğunu, turquality konseptinin ortaya konduğunu, moda, tekstil, iş kümelerinin oluşturulduğunu anlattı.

İhracatın ihracatı karşılama oranı

Bakan Tüzmen, ihracatın ithalatı karşılama oranı konusunda hep eleştiriler gündeme geldiğini ve "ithalatın bakanı yok mu?" dendiğini hatırlatarak, dış ticaretin yıllar itibarıyla gelişimine bakıldığında Türkiye'nin 1947'den beri dış ticaret açığı verdiğini söyledi.

Son yıllarda değerli Türk Lirası ortamına rağmen ihracatın ithalatı karşılama oranının önemli bir bozulma göstermediğine dikkat çeken Tüzmen, dış ticaretteki bu yapısal olgunun uzun dönemde değişeceğini söyledi. Tüzmen, "Zira ihracat artışı ithalat artışından daha yüksek düzeydedir. Paritedeki değişimlere bağlı olarak da ihracatın ithalatı karşılama oranı önümüzdeki yıllarda yükselecektir" dedi.

Bakan Tüzmen, dünya ekonomisi sıkıntılı günler yaşarken Türkiye'nin kendi güçlü yönlerini iyi bilmesi gerektiğini kaydederek, Türkiye'nin önemli öz yetkinliklerinin söz konusu olduğunu, bunların başında jeoekonomik konum ve lojistik potansiyelin geldiğini söyledi.

Ulusal insan kaynakları profilinin de diğer bir öz yetkinlik olduğunu ifade eden Tüzmen, dinamik, genç ve niteliği giderek artan insan gücünün söz konusu olduğunu, girişimcilik niteliğinin de yaygınlaştığını kaydetti.

Bakan Tüzmen, kaynak zenginliği ve çeşitliliği konusuna da değinerek, özellikle doğal kaynaklar bakımından Türkiye'nin çok geniş bir yelpaze arz ettiğini ve bu durumun geleceğe yönelik projeksiyonlarda önemli bir faktör olarak yer aldığını söyledi. Tüzmen, "Yeni teknoloji uygulamalarında önem kazanacak maden ve minerallerden tutun (tar-flasyon) yani tarım ürünleri kaynaklı enflasyonun gündeme getirdiği, ülkemizin tarımsal üretim gücüne kadar birçok alanda Türkiye'nin önemli avantajları söz konusudur" diye konuştu.

Tüzmen, sahip olunan tarihi ve kültürel birikim, ekonomik kaynaklar ve insan kaynağı ile dünya ekonomisinde çok daha aktif bir şekilde entegre olunacağını, sanayileşme sürecine ciddi bir ivme kazandırılacağını da kaydederek, ilerlediğimiz bu yolda hedefimiz haftamızın da sloganı olan Türkiye'yi üretimle geleceğe taşımaktır" dedi.