Krizin çözümünde anahtar enflasyon
Krizin çözümünde anahtar enflasyon
LONDRA - Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için asıl tehdidin resesyon değil, enflasyon olduğu bildiriliyor. Enflasyonla iyi mücadele eden ülkelerin küresel krizi rahatlıkla atlatacağı belirtiliyor. Küresel ekonomik bunalım adına kredi krizi, durgunluk, gıda ve enerji fiyatlarının artmasından sonra yaşanabilecek fazla bir olumsuzluk kalmadığı, ABD'deki toparlanmaya paralel Avrupa'da durgunluğun önüne geçilmesi ve Uzakdoğu'ya yayılacak iyimserliğin piyasaları düzlüğe çıkartma ihtimalinin daha yüksek olduğu kaydediliyor. AS Haber Ajansı'nın (Asha) derlediği haber analize göre, 2008 yılının ikinci yarısından sonra dataların daha netleşeceği ve alınacak tedbirlerin kuvvetleneceği yorumu yapılırken ABD'nin cari açığını toparlamasıyla birlikte 2009 yılının 2008'e göre daha az kayıpla geçeceği tahmin ediliyor. Asha'nın İş Yatırım Araştırma Raporu'na dayandırdığı haber analizine göre de, son dönemde gelişmekte olan ülkeler dünya piyasalarındaki dalgalanmalara karşı daha dirençli hale geldi. Araştırma raporunda, söz konusu ülkelerde enflasyonla mücadelenin sıcak parayı da çektiği, bu da cari açık konusunda endişeleri rafa kaldırdığı kaydediliyor. Uzmanlar, "Cari dengesini düzeltmek için petrol fiyatlarını köpürten ABD'nin dış ticaret açığını makul seviyeye getirdiğinde küresel kriz hafifleyecek ve giderek etkisini kaybedecektir" değerlendirmesini yapıyorlar. Bugüne kadarki en kötü bankacılık krizleri . İspanya 1977: 1973'teki petrol şokuna karşı yeterli tedbir alınamaması ve bankacılık sisteminin iyi denetlenmemesi sonucu bankaların yarısı likidite sorunu yaşadı. Hükümet 20 küçük bankanın yönetimini ve borçlarını üstlendi. Ülke GSMH'sinin yüzde 16'sına mal oldu. . Norveç 1987: Deregülasyon nedeniyle emlak kredilerinde sorun çıktı ve bankaların bu kayıpları karşılayacak sermayesi yoktu. Krizi başlatansa petrol fiyatlarındaki düşüş olmuştu. Ülke GSMH'sinin yüzde 18'ine mal oldu. . Finlandiya 1991: Sovyetler Birliği'ne olan ihracatın durmasının ardından hızla artan kişisel ve kurumsal borçlar daha önceki iyimser öngörüleri boşa çıkardı. Ülke GSMH'sinin yüzde 11'ine mal oldu. . İsveç 1991: Bankaların yeterli risk analizi yapmadan verdikleri krediler iyi denetlenmemişti. Emlak fiyatlarındaki balon patladı ve kriz yaşandı. Ülke GSMH'sinin yüzde 6'sına mal oldu. . Japonya 1992: Geri ödenmeyen borçların yığılması neticesinde emlak fiyatlarında yaşanan keskin düşüş büyük bir stagflasyon başlamasına neden oldu ki bu dönem "Japonya'nın kaybedilmiş 10 yılı" tanımlanıyor. Ülke GSMH'sinin yüzde 20'sine mal oldu.