”Küçülme beklentisi bir miktar kötü çıkabilir”

Devlet Bakanı Yılmaz, ekonomide beklenen küçülmeyle ilgili olarak ortada kesinleşmiş bir rakamın bulunmadığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, ekonomide bu yıl yüzde 3,6 küçülme beklentisi konusunda, "Bu bir tahmin. Bir miktar kötü de çıkabilir" dedi.

Devlet Bakanı Yılmaz, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yılmaz, Devlet Bakanı Babacan'ın dünkü konuşmasına atıfla, büyüme rakamlardaki revizyon ve orta Vadeli Programa (OVP) ilişkin bir soru üzerine, Katılım Öncesi Ekonomik Programda (KÖEP) yüzde 3,6 küçülme öngörüldüğünü hatırlatarak, bunun bir tahmin olduğunun altını çizdi.

Yılmaz, "Bir miktar daha olumlusu olur, olumsuzu da gerçekleşebilir, bu bir tahmin. Bir miktar kötü de çıkabilir. Bunu söylemiş Sayın Babacan..." dedi.

Bakan Yılmaz, ortada kesinleşmiş bir rakamın bulunmadığını vurguladı.

OVP konusunda da programın bu yıl "biraz geciktiğini" belirten Yılmaz, "Olağanüstü bir yıl yaşıyoruz. Bunu hepimizin görmesi lazım" diye konuştu.

Program konusunda bazı konuların netleşmesini beklediklerini kaydeden Yılmaz, bu konular netlik kazanınca programın açıklanacağını, ilgili kurumların altyapıyı hazırladıklarını söyledi.

Bu arada bir gazetecinin "Bu konular arasında IMF ile ilişkiler de yer alıyor mu?" sorusu üzerine Yılmaz, "O da var. Tabi ki var ama başka hususlar da var. Bunlar netlik kazandıkça biz de kendi tercihlerimizi yapacağız" dedi.

Yılmaz, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın da ifade ettiği gibi "IMF'li veya IMF'siz yola devam edileceğini" ifade ederek, Türkiye'nin bu süreçten çıkacak güce sahip olduğunu vurguladı.

Bakan Yılmaz, "IMF ile devam edeceksek IMF ile devam ederiz. IMF olmayacaksa da kendi programımızla devam ederiz. Bu anlamda bürokratlarımız her iki senaryoya göre hazırlıklarını yapıyor" diye konuştu.

"Teşvikte koordinasyon meselesi Türkiye'nin eksik kaldığı husus"

Bakan Yılmaz, "yeni sistemde yatırımların teşvik edilmesi sürecinde bir şey aksadığında hesap sorulacak kurum hangisi?" şeklindeki soru üzerine, teşvikte koordinasyon meselesinin Avrupa Birliği (AB) sürecinde Türkiye'nin eksik kaldığı hususlardan birisi olduğunu dile getirdi.

Bu eksikliğin giderilmesine yönelik olarak Devlet Yardımları İzleme Otoritesi adı altında bir yapı kuracaklarını anlatan Yılmaz, "Çerçeve netleşti. AB ile görüşmeler yapıldı. Hazine Müsteşarlığımıza bağlı bir birim ya da genel müdürlük olarak bu yapı kurulacak" dedi.

Söz konusu otoritenin komite yapısında olacağını ve burada teşvikte daha aktif rol oynayan Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) yanı sıra ilgili tüm kuruluşların temsil edileceğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Teşvikte kim ne yapıyor? Ne ediyor? Teşvik sisteminin etkileri ne oluyor? Bunu bütüncül bir şekilde izlemek anlamında eksikliğimiz olduğu bir gerçek. Ama bu yapı kuruluncaya kadar da bu anlamdaki sorumluluk Hazine Müsteşarlığında. Hazine Müsteşarlığı AB sürecindeki bu yapı kurumsallaşıncaya kadar mevcut genel müdürlüğüyle uygulamanın koordinasyonunu takip edecek."

Bir gazetecinin "yeni teşvik sistemi hazırlanırken DPT'den görüş alınmadığı" şeklinde yorumlar bulunduğunu belirterek, bunun nedenini sorması üzerine de Yılmaz, bu yorumun gerçekle ilgisi bulunmadığını, Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) başından itibaren ilgili tüm birimleriyle yoğun olarak sürecin içinde yer aldığını söyledi.

Yılmaz, "GAP ve DAP gündeminizin neresinde? GAP İdaresinin taşınması etkili oldu mu?" sorusuna da GAP'ın ulusal açıdan, kalkınma açısından, sosyal açıdan ve ülkenin huzuru açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. Bakan Yılmaz, projenin finansmanını sağlam temellere oturtmak için dünyadaki kriz şartlarına ve bütçedeki sıkıntılara rağmen özel kanunlar çıkardıklarına işaret etti.

Cevdet Yılmaz, GAP İdaresinin bölgeye taşınmasının doğuracağı sonuçları görmek için de henüz erken olduğunu kaydetti.

"Türkiye büyük bir ülke. Ankara'da oturup Mardin'de Batman'da ne olup bittiğini ayrıntılarıyla takip etmeniz mümkün değil" diyen Yılmaz, kurumun bölgede yer alması, sahaya yakın olmasının son derece önemli olduğunu söyledi.

Bakan Yılmaz, "DPT'de vekaleten atanma dönemini bitirecek misiniz? boş kadrolara atama yapacak mısınız?" şeklindeki soruya karşılık olarak da kısa süredir görevde bulunduğunu ve bu süreçte Kemal Madenoğlu'nu DPT Müsteşarı olarak atadığını söyledi.

IMF'siz senaryo

Yılmaz, IMF'siz senaryonun gerçek olması halinde Orta Vadeli Programın (OVP) yeni ekonomik program olarak kabul edilip edilmeyeceği yönündeki soruya da "Genel çerçeveyi OVP'de görürüz tabii ki ama daha farklı çalışmalar gerekirse onlar da yapılır" karşılığını verdi.

"Hep girdiye bakıyoruz"

Bir gazetecinin GAP Eylem Planı'nın ilk yılını doldurduğuna işaret ederek, bölgeden bir milletvekili olarak planın güçlendirilmesi ya da geliştirilmesi gereken tarafları olup olmadığı ve plan çerçevesinde şu ana kadar ne kadar para harcandığını sorması üzerinde Cevdet Yılmaz, şunları kaydetti:

"GAP Eylem Planı çerçevesinde her kurum kendi işini yapacak ama bizim görevimiz izleyip değerlendirmek, müdahaleler gerektiğinde sürece müdahil olmak. Biz öncelikle izleme sistemiyle ilgili bir tespit yaptık. GAP Eylem Planı eylem bazında izleniyor fakat ben bu şekilde izlenmesinin yeterli olmadığını düşünüyorum. Kurumsal bazda da mutlaka bir izleme sistemi oluşturulması gerektiği yönünde karar aldık ve aşağı yukarı hayata geçirdik.

GAP Eylem Planındaki eylemleri ilgili kurumların altına koyup kurumsal bazda bir izleme yapacağız. Bu şekilde hesap sorabilirlik mekanizmasını da güçlendirmiş olacağız. İkincisi; konan göstergeler daha çok girdi göstergeleri. (Şu kadar milyon TL harcama yaptık, şu kadar kilometre şunu yaptık) diyoruz. (Yaptık da ne oldu) diye sormuyoruz. Bu iş insanımıza nasıl yansıdı? Okula giden insan sayısı, iş bulan insan sayısı arttı mı? Bebek ve anne ölüm oranları düştü mü?... Daha insan odaklı, sonuç odaklı bir izleme mekanizması oluşturmamız gerekiyor.

Burada da GAP ve TÜİK'in birlikte çalışması yönünde bir talimat verdim. Bu iki kurum sosyo ekonomik göstergeler ne? İnsanımıza buradaki çalışmalar nasıl yansıdı? Sosyo ekonomik gelişmişlik göstergelerinde nereye gidiyoruz? Bunun çalışmasını yapacak. Neyi, nasıl izleyeceğimizi bilmemiz lazım. Bir Bingöllü olarak ben de o (az gelişmişlik) denen şeyin, oraya yeterince yatırım yapılamayışının, uygun gelişme ikliminin oluşmayışının getirdiği sıkıntıları yaşayarak görmüş bir insanım ve elimden geldiğince bu süreci hızlandırmaya devam edeceğim."