Makinecilerden 'Türkiye’de işler yolunda!' mesajı

Makineciler, darbe girişiminden sonra bozulan algıyı düzeltmek için MAKFED’in girişimiyle Avrupa’da 4 sektörel dergide yayın yaparak, “Türkiye’de işler yolunda, kurumlar çalışıyor’ mesajı verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İbrahim EKİNCİ 

İSTANBUL - Adnan Dalgakıran, makine üreticisi. Dalgakıran Makine’nin sahibi. İSO Yönetim Kurulunda Başkan Yardımcısı. Makine İhracatçıları Birliği, Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu ve Makine Tanıtım Grubu Başkanı... Benim bildiklerim bu kadar. Üretim ve ihracatta iyi olduğu kadar sektör ve iş dünyası kuruluşlarında da aktif bir sanayici. Aykırı, ilginç ve ‘uyandırıcı’ fikirleriyle birçok kez konuşuldu. Geçtiğimiz günlerde bir grup gazeteciyle buluştuğunda da yeni ‘uyandırıcı’ kavramlar dillendirdi. Bunlara döneceğim. Bu buluşmanın asıl konusu... Başarısız darbe girişiminden sonra, “yabancı yatırımcıda oluşması muhtemel algı bozukluklarının önüne geçmek için ne yapılması gerektiği” ydi. Böyle bir çaba var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek buluşmalar gerçekleştirdi. İş dünyası kuruluşları, işadamları da paralel bir çaba içinde. Muhataplarına, ortaklarına ulaşmaya çalışıyorlar. Bu çabalar kuşkusuz çok önemli. Fakat Dalgakıran, işte bu noktada bir stratejiye ihtiyaç olduğu görüşünde. “Dernekler, odalar ve ihracatçı birliklerinden daha önemli bir rol oynayabilir” diyor. Makinecilerin özellikle Avrupa’daki lobi, tanıtım ve dernek çalışmalarının deneyimine dikkat çekiyor: 

“Sanayi, ticaret odaları, ihracatçı birlikleri yarı resmi örgütlerdir. Bu kuruluşlar faaliyet gösteriyorlar ama dernekler de var. Lobi ve tanıtım çalışmalarında dernekler daha değerli. Daha sivil gözüküyorlar çünkü. Avrupa’da bu tarz derneklerin muhatap kabul edildiklerini görüyoruz. Biz 5 yıldır bu stratejiyi izliyoruz. Makine sektörü nereye gidecek? Bunları bilmiyoruz. Bunların kararları Avrupa’da derneklerde tartışılıyor, alınıyor. Bunların içinde pek yoktuk. Bu nedenle Avrupa derneklerinin içine biz de derneklerle girdik. Girdik ve yönetim kurulu üyeleri, başkanlar çıkardık. Şimdi sektör nereye gidiyor, anında sezebiliyoruz, görebiliyoruz. Kendi menfaatlerimizi de savunabiliyoruz. 15 Temmuz kalkışmasından sonra ‘Batı bize gelmiyor’, ‘Bize tuhaf bakıyorlar’ dendi. Biz, Almanya’da hızla bir danışmanlık mekanizması oluşturduk. Oradaki arkadaşlarımız (Ahmet Yılmaz) harekete geçti. Toplam tirajları 150 bini bulan Produktion, MDA Technologies, MM Maschinemarkt ve VeMAS Innovativ dergilerinde yayınlarımız çıktı. 4 daha çıkacak. Bu parayla ilan değil. Bugün ihtiyaç oldu ama biz 5 yıldır böyle çalışıyoruz. Çıkan yayınlar, ağlak değil. Dimdik duruyorlar. Türkiye’de bütün sektörler böyle bir strateji izlemeliler. İhtiyaç olduğunda muhatap aramaya başlamak olmaz.” 

Dalgakıran’ın anlatımına göre bu yayınlar etkili olmuş. Fakat daha önemli bir girişim geliyor. Muhatap derneklerin, yönetiminde bulunulan derneklerin Alman veya yabancı yöneticilerinin ulusal yayınlara demeçleri... “Şimdi bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu daha önemli olacak. Sektör derneği başkanlarını konuşturmak istiyoruz. Önümüzdeki günlerde Almanya’ya gidip yüzyüze de temas edeceğiz. Zaten arkadaşlarımız. Avrupa’da, ABD’de laf anlatabilmek istiyorsak sivil derneklerimizin güçlü olması lazım. Çünkü yarı resmi kuruluşlar, hükümetin sözcüsü gibi algılanabiliyor” dedi. 

MAKFED’in kuruluş ihtiyacının da önemli ölçüde bu stratejinin bir ürünü olduğunu söyledi Dalgakıran. “Bir sektörün alt kırılımları için dernekler önemli ama makro bakış için de federasyonlara ihtiyaç var. Biz de bu MAKFED’i kurduk. Makine sektöründeki 18 derneğin çatı kuruluşu. Dernekleri geliştirmeye, desteklemeye çalışıyoruz. Öylesi var ki geliri düşük, personel maaşı vermekte bile zorlanabilir” diye konuştu. 

10 makine derneği Avrupa’da 19 dernek ve birlikte üye 

MAKFED’in 18 alt derneğinden birçoğu Avrupa kuruluşlarının üyesi. PAGDER; EUROMAP, EUPC de dahil üç birlik ve dernekte üye. TARMAKBİR iki kuruluşta üye. Bunlardan Küresel Tarım Makineleri İmalatçıları Birliği’nde başkan yardımcı pozisyonu var. AYSAD, Avrupa’da Avrupa Asansörleri Derneği’nin üyesi, temsilcisi yönetim kurulunda yer alıyor. AKDER, Avrupa Hidrolik ve Pnomatik Komitesi’nde üye ve başkan. POMSAD, üyesi olduğu Avrupa Pompa İmalatçıları Derneği’ne aynı zamanda başkanlık ediyor. 

Avrupa Mühendislik Endüstrileri Derneği (1954) 1.8 trilyon euro cirolu bir yapı. Makine, elektrik/elektronik ve metal ana sektörlerinin tepe örgütü. 25 ülkeden 35 ulusal federasyon ile 8 sektörel federasyon var çatısı altında. 130 bin firmayı temsil ediyor. Sektörel politikaların belirlenmesinde, standart ve direktiflerin hazırlanmasında AB organlarının en önemli muhataplarından. Türkiye 8 yıl önce MAİB üzerinden üyelik başvurusu yaptı. ‘yarı resmi’ yapı diye kabul edilmedi. 4 yıl önce başka bir teşebbüs oldu, ‘gözlemci’ düzeyde kabul gördü. MAKFED kurulduktan sonra 22 Ocak’ta başvuru yapıldı ve kabul edildi. Adnan Dalgakıran bu gelişmeyi, Avrupa’da iş örgütleri nezdinde yürütülmesi gereken çalışmanın önemli bir örneği olarak anlattı.

‘Girişken’ mi girişimci mi?' 

Şimdi gelelim, sohbetteki ‘ezber bozan’ değerlendirmelere... ‘Girişimci’nin önemi tartışılmaz. Bazı değerlendirmeler hatırlıyorum: “Girişimci sayımızı artırmalıyız, girişimcimiz yetersiz...” vs. Dalgakıran tersini düşünüyor: “Ölçek önemlidir. Aynı sektörde Almanya’da 4, bizde 64 fi rma var. Almanya’da 6 bin makineci 300 milyar dolar ihracat yapıyor. Biz 11 bin makineci ile 14 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Buradan büyüklük çıkmaz, vasatlık çıkar. ‘Daha fazla girişimcimiz olsa’ deniliyor. Girişimci sayısının nüfusa oranı bakımından Türkiye, Yunanistan’dan sonra ikinci sıradadır. Bizdeki problem azlığı değil, çokluğudur.” Bu böyle... Dalgakıran bu görüşten hareketle ikinci bir ‘kavramsal’ değerlendirme yapıyor. “Bizde girişimciden çok ‘girişken’ var. Girişimci niteliklidir, fark yaratır. Girişken gözü karadır, dalar. Bu gözü karalık çok da batak ve kaynak israfı üretir. ‘Yapma’yı her şeyi yapmak olarak algılıyoruz. Oysaki yapma becerisi işin yüzde 15’idir. Farklı ve rekabetçi yapmak önemli. Biz hala ‘yapma’nın önemli olduğu bir dönemde kaldık. Dikkat çektiği üçüncü nokta “işbirliği” hakkında. “Dünyada iş kavramları değişiyor. Bir numaralı konu işbirlikleridir. Bizde hala şirketler bölünüyor. Bizim en büyük engelimiz kendimiziz. Tamam, pek çok ülkeden iyi. İyi hissedebiliriz. Ama iddialı olacağım derseniz o zaman samimiyete ihtiyaç var, kabul edelim engel kendimiziz.”

catsadwawdawdwdawdawdawdawdawdawdawdawdawd.jpg

Bu konularda ilginizi çekebilir