Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'dan DÜNYA'ya özel demeç: Küresel dalgalanmaya rağmen özelleştirmeler tamamlanacak

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'dan DÜNYA'ya özel demeç: Küresel dalgalanmaya rağmen özelleştirmeler tamamlanacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ekonomi gündemindeki global dalgalanma, gergin siyasi ortamın ekonomi üzerindeki etkisi ve önümüzdeki dönemde hükümetin maliye politikasında atacağı adımlara ilişkin DÜNYA'ya çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gazetemizin Ankara Temsilcisi Ferit Barış Parlak ve arkadaşımız Songül Selvi'nin sorularını yanıtlayan Bakan Unakıtan, son dönemdeki siyasi gerginliklerin ekonomiye etkisini "Belirsizlikler yatırımın önünde en büyük engel" diye değerlendirdi. ABD'de patlak veren ve global piyasaları etkisi altına alan dalgalanmaya karşın 'elektrik dağıtım', 'Milli Piyango İdaresi' gibi özelleştirmelerde kararlı olduklarını vurgulayan Unakıtan, "Türkiye'nin birinci gündemi ekonomi olmalı" dedi. Maliye Bakanı Unakıtan, Hükümetin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sınır illerinde 'vergi muafiyeti'ne yönelik çalışmasının olduğunu belirtirken, diğer sınır illerinde de gelişmişlik düzeyine göre bu kapsamın içine alabileceklerinin sinyalini verdi. Yeni Gelir Vergisi Kanunu bu yıl bitecek Geçtiğimiz yıl IMF'ye sunulan niyet mektubunda 2007'de tamamlanması taahhüt edilen Gelir Vergisi Kanunu'nun tekrar düzenlenmesine ilişkin çalışmalar ne aşamada? Çalışmalarımızda vergi kanunlarının daha basit, anlaşılır ve birçok kez değişikliğe uğramış yamalı bohçaya dönmüş kanunlarımızı yepyeni bir şekle getirmeyi hedefliyoruz. Ama daha önce mevcutlarda çok acil yapılması gereken düzeltmeleri yaptık. Bu kapsamda Kurumlar Vergisi Kanunu'nu bu anlayışla hazırladık ve kabul ettik. Böylece Türkiye çağdaş bir kurumlar vergisi kazandı. Bu kanunlar 50-60 senedir tatbik edilen kanunlardır. Gelir Vergisi Kanunu'na yönelik çalışmalara gelirsek sendikalardan, iş aleminden, üniversite temsilcilerinden oluşan toplumun tüm katmanlarının içinde bulunduğu Vergi Konseyi dediğimiz sivil toplum kuruluşu var. Bu konseyde vergi kanunlarına yönelik düzenlemeleri oralarda olgunlaştırıyoruz. Sırf ülkeye faydalı olsun diye işini gücünü bırakıp o konseyde çalışan maliyeciler var. Bu çalışmalar son noktalara geldi. 1-2 ayın içinde tamamlanıp, Gelir İdaresi Başkanlığı'nda son rötuşları atıldıktan sonra hükümete sunarız. Tahminen bu senenin ilk 6 ayında bunu Bakanlar Kurulu'na iletilir. Doğu ve Güneydoğu'ya vergi muafiyetleri Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılacak yeni düzenlemede yatırımcının önünü açacak bir düzenleme olacak mı? Bizim maliye politikamızın temelini Türkiye'nin ekonomisinin büyümesine yardımcı olacak hedefler belirliyor. Türkiye'nin büyümesini önleyici dar çerçevede Maliye politikalarına biz izin vermiyoruz. Vermedik vermeyeceğiz de. Bunların neticelerini hep aldık. Bundan sonrada Vergi Usul Kanunu gelecek. Bütün yasa çalışmalarımızın temelini bu oluşturuyor. Öte yandan sektörel bazda bazı önlemler alıyoruz. İlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile ilgili bazı hazırlıklar yapıyoruz. Oradaki yatırımların cazip hale gelmesini sağlayacak bir takım çalışmalar yürütülüyor. Hükümetin GAP kapsamında hazırlamış olduğu paketin dışında olacak. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de bazı bilgiler verdi. Oralarda vergiden muaf bölgeler yapıp yatırımcının gitmesine yönelik bazı tedbirler alacağız. Paranın turşusunu kuracak halimiz yok Söz konusu vergi muafiyeti Trakya'daki sınır illerini de kapsayacak mı? Gelişmişlik seviyesine bakacağız. Gelişmişlik azsa olabilir. Bütçe gelirleri bu düzeyde devam ederse vergi indirimine devam edilecek mi? Paranın turşusunu kuracak halimiz yok. Onu indiririz. Orada tabii dikkat edilirse, bizim yaptığımız vergi indirimleri ya yatırımları artıracak ya da sosyal içerikli oluyor. Mesela Kurumlar Vergisi'nde keskin bir iniş yaptık. Yüzde 33'dan 20'ye indirdik. O bizim ülkemize çok şeyler kazandırdı. Topladığımız kurumlar vergisinin de artmasına neden oldu. Bu sene ilk iki ay çok cüzi bir açık verildi. Ama şubatta verdiği fazlalık onu da kapattı. Şubat ayındaki fazla bütçe vergi gelirlerindeki artışlardan kaynaklandı. Vergi gelirindeki artışların devam edeceğini umuyorum. Bu şekilde olursa bu sene iyi bir bütçe neticesine ulaşacağımızı tahmin ediyorum. Faizler bizi endişeye sevk ediyor Bütçe gelirleri artarken, bütçedeki gider kalemleri de artış göstermiyor mu? Tabii bizi en fazla faizler endişeye sevk ediyor. Türkiye'de bugün hala bir numaralı en yüksek gider faiz. Faiz giderleri Türkiye'nin aşırı borçlanmasından kaynaklanmıştır. Şimdi dışarıdaki dalgalanmalardan dolayı faizlerdeki artışlar bütçeye ilave yük olarak gelecektir. Gerçi biz hesaplarımızı yaparken muhafazakar bir bütçe hazırladık. Biraz tedbirli hareket ettik. Benim en çok üzüldüğüm nokta çok yüksek faiz ödemek zorunda kalmamız. Daha doğrusu bütçede en fazla yükün faiz olması. Türkiye faiz yükünü düşürdüğü zaman önünü kimse tutamaz. Kapasitesi çok yüksek bir ülke. Vergi ödeme kapasitesi de var. Maliye Bakanı olduğum ilk günlerde toplanan vergiler 65 milyar YTL'ydi. Bugün 2008'de 171 milyar YTL. ikisinin arasında dağlar kadar fark var. Belirsizlikler yatırımın önünde engel Son dönemde terör, türban ve AKP'ye kapatma davası gibi siyaset gündemindeki gergin gelişmeler ekonomi alanındaki çalışmaların gecikmesinde etkili oldu mu? Üretim için yatırım, yatırım için ortamının iyi olması lazım. Yatırım ortamının uygun olmadığı yerlerde yatırım beklemek hayal olur. Yatırım ortamı öncelikle istikrar ister. İstikrar ortamının başında da siyasi istikrar gerekir. Siyasi çalkantıların, istikrarsızlığın olduğu yerde, önce yabancı yatırımcılar yatırımlardan yavaş yavaş çekilir. Ondan sonra da yerli yatırımcı çekilmeye başlar. Çünkü belirsizlikler yatırımın önünde en büyük engeldir. Türkiye'nin birinci gündemi ekonomi olmalı Şu andaki ortamı göz önünde bulundurduğunuzda yatırım için uygun mu? Ben ekonomiden sorumlu bakanım. Gündemimi sürekli ekonomi olarak oluşturuyorum. Türkiye'deki gündemin birinci maddesinin ekonomi olmasını arzu ediyorum. Fakat, maalesef her zaman dediğimiz olmuyor. Dünya piyasalarında ABD kaynaklı dalgalanmanın etkisinin ne kadar süreceği belirsizliğini hala koruyor. Türkiye bu dalgalanmaya karşı tedbirlerini aldı mı? Biz şu prensiplere göre çalışma yürütüyoruz. Türkiye dışarıda çok büyük dalgalanmalardan etkileniyor. Türkiye'nin bu global dalgalanmalar karşısında alması gereken tedbirleri var. Bunlardan bir tanesi Türkiye mali disiplinini aynı şekilde devam edecektir. Bütçenin son ocak ve şubat ayı göstergeleri bunu ortaya koyuyor. Yapısal reformlara devam edecek. Bunlara kesintisiz devam edecek. Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı Meclis'te. Ardından Türk Ticaret Kanunu gelecek. AR-GE Kanunu çıkardık. Üçüncüsü biz özelleştirmelere devam edeceğiz. 2008 yılı daha büyük özelleştirmelerin olduğu bir yıl oluyor. Tekel'in sigara bölümünün özelleştirmesi ile başladık. Petkim ile ilgili Danıştay olumlu bir karar verdi. Onu tamamlarız. Ardından otoyol ve köprülerin özelleştirmesine geliyor. Türk Telekom'un, Milli Piyango'nun özelleştirmesi geliyor. Elektrik dağıtımının yanına elektrik üretim özelleştirmelerini ilave ediyoruz. Yarın öbür gün başka kurumları özelleştirmenin bünyesine ilave ederiz. Dolayısıyla Türkiye'de özelleştirilmesi gereken her şeyi özelleştirmek istiyoruz. Özelleştirmelerde kararlıyız Bu dalgalanma devam etse de özelleştirmeye devam edilecek mi? Yaparız. çünkü bunların özel alıcıları var. Dalgalanmadan hiç etkilenmiyorlar. Mesela Tekel'de gördünüz. Özelleştirmelerde kararlılığımız devam ediyor. Avrupa Birliği ile ilgili müzakerelere aynı şekilde devam edeceğiz. Bunlara biz yer veriyoruz. AR-GE'ye ilişkin kanun bunlardan biri. Bunlar Türkiye'nin rekabet gücünü artırıcı önlemlerdir. Yol, su, elektrik gibi temel alt yapılara önem veriyoruz. İstihdamın önündeki engellerin kaldırılması, istihdamın yapısının daha esnek bir hale getirilmesi mikro ekonomik tedbirlerden biridir. Türkiye AR-GE faaliyetlerinin üssü olsun AR-GE Yasası'na değindiniz. Bu yasa kapsamında 50 tane mühendis çalıştırma zorunluluğunu içeren madde küçük firmalarda 'biz yararlanamayacağız' korkusu yarattı. Bu endişelere çözüm getirilecek mi? Küçük firmaların yararlanamayacağı korkusu hiç olmasın. Kanunda bir madde var, firmalar bir araya gelerek 50 mühendisi tamamlarsa onlara da uygulanıyor. KOBİ'ler için ayrı bir tanımlama var. Oralarda da şirketlerini birleştirdikleri zaman yararlanabiliyor. İkincil mevzuatlar çıkınca açıklığa çıkacak. Maliye ve Sanayi Bakanlığı ikincil mevzuatı hazırlıyor. Bazen yurt dışından gelecek AR-GE şirketleri var. 'Yasada AR-GE şirketi yazılmadı. Biz var mıyız yok muyuz?' diye düşünüyorlar. Onları da kapsıyor. Orada AR-GE şirketi diye yazmaya gerek yok. Dünyaca ünlü bir markanın araştırma geliştirme birimini buraya getirdiğinde de bu kanundan istifade edebilir. Bir ilaç şirketi araştırma geliştirme birimini buraya getirdiklerinde yine bu kanundan faydalanabilir. Dolayısıyla diğer dünyadaki araştırma geliştirme faaliyetlerinin Türkiye merkezi olsun istiyoruz. Çok büyük bir avantaj sağladık. Türkiye AR-GE üssü olsun diyoruz. Bu kapsamda önümüzdeki günlerde ikincil mevzuatlar çıktığında daha da açık olacak. 30 yaşına gelmişsin 'ne yiyor, ne içiyorsun?' diye soracağız Peki vergi gelirlerini artırmak amacıyla kayıtdışı işlemlere yönelik 40 bin mükellefe mektup gönderdiniz. Bu incelemeler ne yönde devam edecek? Biz bu denetimlerimiz ile kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almaya çalışıyor ve ekonominin büyümesi nedeni ile daha fazla vergi toplama gayreti içindeyiz. Teknolojik alt yapımızı çok fazla geliştirdik. Bugün herkese erişebiliyoruz. Herkesin hüviyet, vergi numarası bizde bulunuyor. 'Sen 30 yaşına gelmişsin ne yiyip ne içiyorsun' diye soracağız. 40 bin kişiye mektup yazdım. 'Sizin durumunuz budur. Buna göre kendinizi ayarlayın' dedik. Bundan kimse rahatsız olmasın. Ama herkes kendi ödemesi gereken vergiyi ödemeye alıştırsın. Vergi ödeyen kimsenin hesap sorma hakkı da çok oluyor. Herkes 'Nereye gidiyor bu paralar' diye hakkını arasın sorsun. STK ile kayıtdışını inceleyeceğiz Kayıtdışı ekonominin önüne geçmek için bakanlık bir 'platform' kurma çalışması var. Bu platform nasıl işleyecek, ne şekilde merdiven altı işletmeleri gün yüzüne çıkaracak? Başbakan'ın başkanlığında bir toplantı düzenleyeceğiz. O toplantıda hem kayıtdışı platformunun daha iyi tanıtımı hem de ondan sonra atılacak olan adımlar önlemler nelerdir? Orada açıklayacağız. Vergi Konseyi gibi ayrı bir birim olacak. O aşağı yukarı tespit edildi gibi. Türkiye'nin bu konu ile ilgili sivil toplum örgütlerinin katıldığı bir platform olacak. Daha ziyade sivil inisiyatif şeklinde olacak. Çünkü biz kayıtdışını sadece Maliye'nin bir işi olarak görmüyoruz. Biz mükelleflerimize ne harcadıklarını soruyoruz. Bize de sorulsun istiyoruz. Ben her ay 'topladığım paralar nereye gidiyor' diye raporlar yayınlıyorum. Geldiğim günden bu yana ne para toplamışım nerelere ne harcamışım vatandaşıma sürekli bilgi veriyorum. Şeffaf bir yönetim yapıyorum. Ama bütçe gerçekleşmelerini yayınladığımız gün bir kez yazılıyor. Ondan sonra yazılmıyor. Bu sene 220 milyar YTL'nin üzerinde harcama yapılıyor. Bu harcamalar 'nereye giriyor, nasıl gidiyor?' diye irdelenmesi lazım. Yani muhalefeti mi yetersiz buluyorsunuz? Tabii muhalefet sürekli kavga etsin, iftira atsın anlamında söylemiyorum. Yapıcı kuvveti muhalefetin olması lazım. Mesela geliyor kanunu engelliyor. Ya kanunu engelleme. Bu kanun çıkarsa Türk milletinin faydasına. Kanunu engellemek yerine, 'şunu da yerleştirelim, şunu yanlış yaptın' gibi olmalı. TÜSİAD ve Merkez Bankası tarafından hazırlanan yayımlanan hane halkının harcama ve gelir kalıplarına yönelik raporda karşılıksız transferlerin içinde yardımların arttığı tespit edildi. Bu yardımlar bütçeye yük getirmiyor mu? Biz sosyal içerikli hareket ettik ama bazıları 'Niye kömür dağıtıyorsun?' diyor. Gidin bakın İngiltere'de sosyal içerikli neler yapılıyor. Sağlıkta mesela çok şeyler yaptık. Sabahın köründe doktor, ilaç kuyruğuna giriliyordu. Şimdi mahalledeki eczaneden ilacını alıyor. Son 5 yıllık verilere bakıldığında gelir dağılımının dengesi daha düzelmiştir, daha da düzelmesi gerekir. Türkiye'deki yoksulluk sınırındaki vatandaşımız daha da azalmıştır. Yüzde 17'den yüzde 12'ye düştü. Türkiye'de bu yönde gelişmeler var. Hazine ve Maliye'nin birleşmesi yönünde düşüncelere sıcak bakıyor musunuz? Çok başlılık değil. Bizim ihtiyacımızda sıkıntı ortaya çıkmadı. Şu anda bir problem yok. Hazine Maliye'nin kafadarlığını yapıyor. Para akımlarını o yapıyor. Borç alım ihalelerini o düzenliyor. O bakımdan sıkıntı yok. Eskiden Hazine Maliye'ye bağlıydı. Sonradan rahmetli Turgut Özal'ın zamanında ayrıldı. Giderek böyle yapılandılar. Artık herkes kendi bürokrasisini meydana getirdi. Türkiye gözünü 20 bin dolara dikmeli Şu an kişi başına milli gelir 2007'de 9 bin dolar seviyesinde. 2008 yılında 10 bin doları aşmış olacağız. 10 bin doları aşmış olacağız ama bundan sonra Türkiye'nin 20 bin dolara gözünü dikmesi lazım. Rehavet yok, yola devam. Bisiklet gibi devamlı pedala basacaksın. Durayım dersen küt aşağı inersin. Doktor, avukat, kreş zorunluğunu kaldıracağız Türkiye'de istihdamın yapısına baktığınız zaman çok katı. Yani bunu daha sade hale getirmek için çalışmalar sürüyor. Birçok değişiklikler getireceğiz. Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nın ardından çalışma hayatımızla ilgili düzenlemeleri getireceğiz. Eskiden 49 kişiyi aşarsa avukat tutacaksın, doktor tutacaksın, kreş açacaksın, bunların tamamını kaldırmak istiyoruz. Yani çalışma hayatının önündeki engelleri kaldırmak istiyoruz. Tabii istihdam üzerindeki vergi yükü primini düşüreceğiz. 2008 yılı içinde yapacağız. IMF ilişkiler 2 ay içinde belli olur Sayın Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Amerika'da IMF yetkilileri ile görüşmeleri yaptı. Kendisiyle henüz istişare edemedik. Ancak mayıs ayında IMF ile olan Stand-by anlaşmasının süresi doluyor. Bundan sonra 'nasıl bir anlaşma yapacağız ve yollarımıza devam edeceğiz' onun görüşmeleri yapılacak. Hükümet bir karar verecek. önümüzdeki bir iki ay içinde yeni yolumuz belli olur diye düşünüyorum. IMF'nin kredisine değil 'iyi raporuna' ihtiyaç var IMF ile ilişkiler yeni dönemde ne şekilde devam edecek? 'IMF ile devam etmeme' diye bir şey yok. IMF Odit firması gibi bütün memleketlerin ekonomik görünümlerini analize tabi tutup, rapor hazırlıyor. Almanya hakkında bile rapor hazırlıyor. O nedenle IMF gelir, 'Bu ülkenin ekonomik gidişatı iyidir. Bu ülkenin durumu iyi' şeklinde rapor yazarsa bu çok geçerli oluyor. Birde biz IMF'nin ortağıyız. IMF ile ortaklığımızdan dolayı ilişkilerimiz her zaman olacak. Yürüttüğümüz program 'kredili mi olacak yoksa kredisiz mi olacak?' birkaç çeşit anlaşma şartları var. Başka türlü onların birkaç çeşit anlaşma şartları var. Bakıyor onlardan hangisi Türkiye'ye uygun. Çünkü Türkiye eski Türkiye değil. Artık çok fazla IMF bize kredi verirse, yararı olur gibi bir şey yok. Eskiden hükümet olmadan önce IMF'ye hakikaten bu ülke muhtaç oldu. Krediye ihtiyacı olmayan bir ülkeyiz. O şartlar içinde ele alırız. Siyasilerin hoşuna gitmezse de Merkez Bankası bağımsız olmalı Faizlerin yüksekliğinden yakınırken, Merkez Bankası'nın politikasına yönelik bir eleştiri mi söz konusuydu? Merkez Bankası bağımsız. Merkez Bankası'nın yorumlanması doğru değil. Bu Merkez Bankası'nın bağımsızlığına müdahale olur. Belki siyasilerin hoşuna gitmeyebilir ama olması gereken budur. Merkez Bankası'nın en iyi bağımsızlığı bizim zamanımızda. Hükümetin ekonomik politikalarına uygun hareket etmesi lazım. Şimdi Merkez Bankası enflasyonun düşürülmesi için çok uğraşıyor. Kendine göre misyonunun o olduğu şeklinde çalışıyor. Bizde sıkı maliye politikaları ile ona destek veriyoruz. Derbiyi Beşiktaş kazansın Başbakan Erdoğan'ın bir Fenerbahçeli olduğunu göz önünde bulundurarak bu hafta sonu Beşiktaş-Fenerbahçe maçına yönelik bir tahminde bulunabilir misiniz? Düşünmem lazım. Ben tabi Beşiktaş'ın kazanmasını isterdim ama... Mümkün olursa maça gitmeyi planlıyorum. Derbi maçları belli olmuyor. Ümit ederim iyi bir maç olur. DÜNYA Gazetesi'nin sıkı okuyucusuyum Siyasete girmeden önce iş dünyasının içindeydim. İş dünyasının içinde bulunduğum dönemde DÜNYA Gazetesi'nin sıkı bir okuyucusuydum ve yazılarından faydalanırdım. DÜNYA Gazetesi Türkiye ekonomisi ve özel sektörlere yön veren bir yapısı var. Ekonomi üzerinde böyle bir etkiye sahip olan gazetenizin bu yapısını dikkate alıp daha fazla çalışmanız gerekiyor. Nezih beyin, bıraktığı emaneti birkaç adım ileriye götüreceğinize inanıyorum.