Mobilya sektöründen çağrı: İhracatta 12 milyar dolar hedefi 'kur' ve 'fiyat’a takılmasın

Kağıt ve orman ürünleri de dahil edildiğinde ilk 8 ayda 5.1 milyar dolarlık ihracat yapan mobilya sektöründe, ihracatçı ve üreticiler, tablodan memnun değil. Rakamsal artışa karşılık hacimsel düşüşe dikkat çeken sektör temsilcileri, Afrika, Avrupa, Ortadoğu gibi önemli pazarları kaybetmekten endişeli. Kapasite kullanımı yüzde 50’lere düşen sektörde, iç pazarı canlandırmak için kredi kartına 18 ay taksit talebi güncelliğini koruyor.

Mobilya sektöründen çağrı: İhracatta 12 milyar dolar hedefi 'kur' ve 'fiyat’a takılmasın

Nurdoğan A. ERGÜN
nurdogan.arslan@dunya.com

Üretim kapasitesi ve kalitesiyle dünya pazarında ilk 4’ü zorlayan Türkiye mobilya sektörü, uygulanan kur politikası ve yüksek faiz oranları nedeniyle ‘kan kaybetmekten’ dertli. İhracatta özellikle miktar bazında kritik kayıplar yaşandığına işaret eden sektör temsilcileri, ihracatta rekabet gücünün bittiğini, bugün dolar kurunun en az 50-55 TL bandında olması gerektiğini söylüyor. Sektörün özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarını kaybetme noktasına geldiğini vurgulan temsilciler, bu şartlar altında 12 milyar dolar ihracat hedefinin riske girdiğini düşünüyor. Sektörün oyuncuları, iç satışlar da iyi gitmeyince sektörde kapasite kullanımının yüzde 50’ye düştüğüne işaret ederek, konkordato ilan eden firma sayısındaki artışa da dikkat çekti. Sektör temsilcilerinin ortak beklentisi, “Türk mobilyacısı üretim ve kaliteyi çok iyi biliyor. Ancak ekonomi yönetiminden beklentimiz, fiyat rekabetini sağlayacak köklü ve radikal çözümler üretilmesi” oldu. Son 15 yıl içerisinde dünyada pazar payını yüzde 0.5’ten yüzde 2.1’e çıkaran Türk mobilya sektörünün 2030 yılı için 12 milyar dolarlık ihracat hedefi bulunuyor. Kağıt ve orman ürünleri de dahil edildiğinde sektörün ilk 8 aylık ihracatı ise 5 milyar 165.5 milyon dolar oldu.

Kapasite düştü, konkordato sayısı artıyor

İstanbul İhracatçılar Birliği Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçı Birliği Başkanı Erkan Özkan, sektörün ihracatının ciddi bir fiyat kriziyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Türkiye’nin kalitede veya üretim hacminde bir sorun yaşamadığını, ancak yurt dışı pazarda tek probleminin fiyat yakalayamamak olduğunu vurgulayan Özkan, mobilya ve orman ürünleri sektörünün toplam 8.5 milyar dolar civarındaki ihracat hacmine rağmen, fiyat rekabetindeki kayıp nedeniyle kilo ve adet bazında ciddi düşüşler yaşandığı ifade etti. Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak’a göre de sektördeki tablo çok parlak değil. 44 bin işletme ve 500 bin çalışana sahip mobilya sektörünün şu anda yüzde 50 kapasite kullandığına işaret eden Karaçak, yüksek faizlerin parayı üretime değil, bankalara yönlendirmesi nedeniyle piyasaya nakit girmediğini söyledi. Finansman krizinin KOBİ’leri vurduğunu dile getiren Karaçak, sadece kendi sektörlerinde bile 4-5 firmanın konkordato ilan ettiğini hatırlattı. Bankaların uyguladığı yüksek faiz oranlarını eleştiren Erkan Özkan da politika faizlerindeki düşüş oranının reel faizlere yansıtılmadığını belirtti. Özkan, yüzde 55’ler seviyesinde kalan faiz oranlarıyla finansmana ulaşımın imkansız olduğunu ve bu ortamda hiçbir firmanın sürdürülebilir bir şekilde ayakta kalamayacağını dile getirdi.

Fiyat farkı %20’yi aştı, müşteri kaybı artıyor

Mobilya Sanayicileri ve İş Adamları Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç de fiyat rekabetindeki kaybın enflasyonla mücadeleyi de zorlaştırdığı uyarısında bulundu. Yurt dışı müşterilerin Türk mobilyacılarının fiyatlarının rakiplere göre yüzde 20 daha yüksek olmasından şikayetçi olduğunu aktaran Güleç, fabrikaların düşük kapasitede çalışmasının, birim maliyetleri artırarak fiyat artışına yol açtığını söyledi. Güleç, enflasyonu düşürmek için arzı (üretim hacmini) artıracak politikalar gerektiğini vurguladı. Tüm zorluklara rağmen Türkiye’nin tasarım ve çoklu malzeme işleme yeteneği ile lojistik avantajlarını koruduğunu vurgulayan Ahmet Güleç, ancak bu potansiyelin hayata geçmesi için küresel alıcının aradığı istikrar ve öngörülebilirlik ortamının yaratılması gerektiğini belirtti.

“Zam yapınca müşteri, yapmayınca üretici mağdur”

Küresel alıcıların Türkiye’de istikrar yakalayamadığını belirtewn MOSDER Başkanı Davut Karaçak, “Örneğin Amerika’da büyük alıcılar, Türkiye’de geldiği zaman istikrar yakalayamıyor. Sen neyi öngörebilirsin? Yüzde 5 zam yaptığınız zaman müşteri ayağa kalkıyor, yapmadığı zaman firma bunun altında kalıyor” dedi. Sektörün emek yoğun bir yapıda olmasına rağmen yaşanan finansal istikrarsızlığın üretimi durma noktasına getirdiğini yineleyen Karaçak, şöyle devam etti: “Bugün şirket mi yöneteceksin, insan kaynağını mı yöneteceksin, bir de yetmez gibi parayı mı yöneteceksin? Türk işletmecisi adına çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz.”

“Kurtarmak için dolar en az 50-55 TL olmalı”

Erkan Özkan’a göre de enflasyonu durdurma amaçlı uygulanan döviz kurlarını baskılama politikası, ihracatçının fiyat tutturma yeteneğini bitiriyor. “Dövizin buralarda olmaması gerekiyor. Doların bugün 41 lira değil, 50-55 bandında olması çok daha avantajlı olur” diyen Özkan, bu dengenin sektör için yaklaşık yüzde 30 rekabet avantajı sağlayacağını belirtti.

Afrika ve Orta Doğu pazarları Çin’e kayıyor

Yüksek fiyatlar ve rekabet gücü kaybı nedeniyle Türk mobilya sektörünün önemli pazarlarda pay kaybettiğine dikkat çeken Erkan Özkan, özellikle Afrika pazarı ve Moğolistan gibi Türk cumhuriyetlerindeki müşterilerin, daha ucuz fiyatlar sunan Çin ve Vietnam gibi Uzak Doğu ülkelerine yöneldiğini aktardı. Mobilya sektörünün mücadele ettiği başlıca rakiplerin Çin, Vietnam, Polonya ve Almanya olduğunu belirten Özkan, artık fiyat rekabetinde İtalyanlarla neredeyse kafa kafaya gelindiğini, bu durumun sektör için ciddi bir tehlike sinyali olduğunu söyledi. MOSDER Başkanı Davut Karaçak da bu kaybı teyit ederek, yıllarca emek verilen Orta Doğu pazarlarının hızla kaybedilmeye başlandığını vurguladı. Benzer bir tehlikenin Avrupa pazarı için de geçerli olduğunu belirten Karaçak, yüksek enflasyon ve faizlerin Türkiye’nin sadece ihracat gücünü değil, yabancı turistler için sahip olduğu “turistik satın alma cazibesini” de bitirdiğini ifade etti.

Sanayide yeni sipariş hacmi azaldı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), eylülde 46,7’ye gerileyerek imalat sektörünün yavaşlamaya devam ettiğini gösterdi. Söz konusu endeks ağustosta 47,3 olmuştu. Böylece faaliyet koşullarındaki bozulma eğilimi 1,5 yıla ulaştı. Anket katılımcılarının geri dönüşleri, firmalar açısından zorlayıcı talep koşullarının sürdüğüne işaret ederken bu durum, yeni siparişler ile ihracatın daha da yavaşlamasına yol açarak imalat sanayisinin üretiminde belirgin düşüşle sonuçlandı. Liradaki zayıflık, eylülde de girdi maliyetlerinin yükselmesinde etkili olurken, son 3 ayın en keskin hızına ulaşan enflasyonla satış fiyatlarında nisandan bu yana en hızlı artış gerçekleşti. Rapora göre, gıda ürünleri dışındaki tüm faaliyet alanlarında firmalar yeni sipariş almakta zorlandı.Sektörlerin büyük bölümü üretim ve istihdam hacmini azalttı. Genel olarak durgun seyreden talep ortamına rağmen satış fiyatları yalnızca tekstil ürünlerinde düştü.

Mobilya sektöründe durum ve beklenti analizi 

* Küresel durgunluk: Sektör, pandemi hareketliliğin ardından dünya genelinde (ABD, AB ve Çin dahil) ciddi bir durgunluk yaşıyor.

* İhracat hacmi kaybı: Sektörün ihracatında 2022 yılı zirvesine kıyasla adet bazında yüzde 10 gerileme var.

* Fiyat yüksekliği ve pazar kaybı: Daha ekonomik ürün isteyen ve mütevazi ciro üreten müşteri segmenti kaybedildi.

* Yabancı müşteri şikayeti: Yurt dışındaki müşteriler, Türk mobilyacılarının fiyatlarının rakiplere göre yüzde 20 daha pahalı olmasından şikayetçi.

* Arz düşüşü yüksek fiyat: Fabrika kapasitelerinin düşmesi (arzın azalması), fiyatların yükselmesine sebep oluyor.

* Döviz kuru dengesi: Rekabetçiliği yeniden kazanmak için döviz kurunun bir ‘denge meselesi’ olarak ele alınması gerekiyor.

* Kredi kartı taksit desteği: İç pazarı canlandırmak ve üretim hacmini (arzı) artırmak için mobilya satışlarında kredi kartı taksit sayısının 9 aydan 18 aya çıkarılmalı.

Gelecek beklentisi: Orta Vadeli Planda (OVP) döviz kuru ile enflasyonun dengeli gideceği yönünde okuma yapan sektör, yaranın daha da derinleşmeyeceğini düşünüyor.

‘Aile yılı’ 18 ay taksitle taçlandırılsın

İç piyasayı canlandırarak fabrika üretim hacmini artırmak amacıyla, mobilya satışlarında kredi kartı taksit sayısının 9 aydan 18 aya çıkarılmasını talep eden MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, daralan ihracat pazarları karşısında iç piyasanın canlanmasıyla fabrikaların üretim hacminin yeniden yükseleceğini vurguladı. Güleç, bu adımın kayıt dışılığı önleyeceğini ve tüketicinin alım gücünü artırarak fiyatları aşağı çekmede önemli bir araç olacağını söyledi. Güleç, “Kredi kartıyla mobilya satmanın önünü biraz açmak lazım. 9 aydan 18 aya çıkartırlarsa, en azından biz üreticiler ve 50 bin  mağazamız rahat nefes alır” dedi. Güleç, bu talebi, özellikle evlenmek isteyip mobilya alamayan çiftler için ve “Aile Yılı” teması kapsamında rasyonel bir adım olarak gördüklerini belirtti.

ABD’ye 1 milyar dolar 'uçuk' değil

Sektörün ABD pazarındaki 1 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasının da yine kur politikası nedeniyle bloke edildiğini belirten ihracatçılar, ekonomi yönetiminden istikrar ve öngörülebilirlik sağlayacak, fiyat rekabetini mümkün kılacak köklü ve radikal çözümler bekliyor. Sektörün uzun süredir en büyük hedefi olan ABD pazarı ile ilgili yoğun çalışmalar sürdürülüyor. Erkan Özkan, önümüzdeki ay High Point’te daimi 5 bin metrekarelik bir alanda sürekli varlık göstereceklerini belirtti. ABD’nin yıllık 70 milyar dolarlık mobilya ithalatı olduğunu hatırlatan Özkan, Türkiye’nin buradaki 1 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasının “uçuk” bir rakam olmadığını, ancak bu hedefin de yine tek bir engel, yani fiyatla bloke edildiğini söyledi.

İthalat 1.2 milyar dolara yaklaştı

Döviz kurlarındaki baskılanmanın ironik bir şekilde ithalatı artırdığını söyleyen MOSDER Başkanı Davut Karaçak, mobilya sektörünün ithalatının 1.2 milyar dolara yaklaştığını belirtti. Karaçak, özellikle dış mekan (outdoor) ürünlerinde yurt dışından yoğun giriş olduğunu söyledi. Karaçak, Çin’in arka bahçesi haline gelen Vietnam gibi ülkelerin büyük alıcılar için cazip hale geldiğini ve Türkiye’nin bu ölçekli rekabeti bırakıp İtalyan modeli gibi katma değerli, hızlı tedarikçi olmaya odaklanması gerektiğini vurguladı.

Küresel pazar 2027'de düzelir

Küresel krizin gidişatına dair görüşlerini de aktaran Erkan Özkan’a göre, dünyadaki kriz döngüleri baz alındığında 2023’te başlayan krizin etkisi 3.5 yıl sürecek. Buna göre,  küresel pazarlarda tam bir düzelme 2026 yılının son çeyreği ya da 2027’de gerçekleşecek. Davut Karaçak da eğer bir toparlanma olmazsa önümüzdeki yıl mart, nisanda sektördeki sıkıntı artacak.