Moody's not artışı için koşulları açıkladı
Yatırım yapılabilir ülke notu için cari açıkta daha fazla dayanıklılık gerektiğini vurgulayan Moody's, "Dış kırılganlıkların azaltılması yönünde adımlar atılırsa not artışı olabilir" dedi.
İSTANBUL - Moody's, Türkiye için yaptığı değerlendirmede, Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açığa vurgu yaptı. Cari açıkta düzelme eğiliminin önümüzdeki dönemde hız keseceğini bildiren Moody's, "Yatırım yapılabilir ülke notu için cari açıkta daha fazla dayanıklılık gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'nin kredi notuna ilişkin yaptığı değerlendirmede Moody's, "Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviyede kredi notuna sahip olması için ön koşul, ödemeler dengesi şoklarına karşı daha büyük esneklik sağlamasıdır, örneğin yabancı bankalar ve/veya kurumsal yatırımcılardan Türkiye'ye yönelik sermaye akışında sert düşüş gibi" diyerek şöyle devam etti:
"Moody's, hükümetin cari işlemler açığını yapısal olarak düşürerek, döviz rezervlerini artırarak veya özel sektörün dış borçlanmasını düşürme yoluyla, dış kırılganlıkları azaltma konusunda ilerleme sağlaması durumunda Türkiye'nin notunu artırmayı değerlendirebilir."
Açıklamada, "Türkiye'nin 'pozitif' kredi notu görünümü, kamu maliyesi ve dış şoklara karşı dayanıklılığın, ülkenin mali ve makroekonomik dayanıklılığını iyileştirmeye devam edeceği yönündeki Moody's beklentisini yansıtıyor" denildi.
Kredi notunu neler düşürebilir?
Dış kırılganlıkların azaltılması yönündeki gelişmelerin tersine dönmesi durumunda, Türkiye'nin kredi notu görünümünün 'pozitif'ten 'durağan'a çekilebileceğini belirten Moody's, "Kamu finansmanı ölçütlerinde önemli bozulma da görünümde hatta aşırı bir durumda kredi notunda aşağı yönlü bir harekete neden olabilir" ifadesini kullandı. Moody's, Türkiye'nin gelişme gösteren esnekliği nedeniyle olası görünmemekle birlikte, yabancı sermaye akışında ani ve uzun süreli duruşun, kredi notunu aşağı yönlü baskılayacağı uyarısını yaptı.
Moody's, Türkiye'nin kredi notuna ilişkin güçlü yönleri, geleneksel Avrupa pazarlarının ötesine geçmiş ve çeşitlendirilmiş ticaret bağlarına sahip büyük ve dinamik bir ekonomi, sağlamlaştırılmış makro çerçeve ve olumlu borç dinamikleri olarak açıkladı.
Kredi notunun önündeki zorluklar ise, cari işlemler açığının dahil olduğu önemli dış kırılganlık unsurları ve toplumun laik ve dindar kesim arasındaki görüş ayrılıklarından kaynaklanan siyasi kargaşalar olarak sıralandı.
Moody's'in tahminleri
Türkiye'nin cari işlemler açığının 2012 yılında GSYH'nin yüzde 7.8'i, 2013 yılında ise yüzde 7.4'ü seviyesinde göreceli olarak yüksek kalacağını öngören Moody's, 2012 yılında GSYH'nin yüzde 3 artış kaydedeceğini tahmin ediyor. Reel GSYH büyümesinin ihracat sektörünün özellikle Avrupa Birliği dışındaki pazarlara yönelik iyi performansının devam etmesiyle 2013 yılında ivme kazanacağını belirten Moody's, gelecek yıl büyüme rakamını ise yüzde 3.8 olarak öngörüyor.
Hükümetin 2013-2015'e yönelik Orta Vadeli Programını da değerlendiren Moody's, tahminlerinin Türk hükümetine göre daha kötümser olmasına karşın bütçenin faiz dışı fazla vermeye ve borç seviyelerinin azalmaya devam edeceğini tahmin etti.
Değerlendirmede, "OVP'deki politikalar, hükümetin mali güçlülüğü açısından pozitif. Ancak öngörülen faiz dışı fazlanın büyüklüğünün iç tasarruflara yönelik önemli bir katkı sağlaması olası değil ve böylelikle özel sektör tasarruflarını artıracak ve ödemeler dengesi risklerini azaltacak tedbirler açısından tamamlayıcı görünmüyor" ifadesi yer aldı.
Moody's açıklaması piyasa üzerinde etkili olmaz
Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ise Moody's'in açıklamalarından sonra Moody's'ten yakın zamanda bir not artışının çok da olası gözükmediğini belirtti.
Altınsaç, Moody's'in Türkiye hakkında yayımladığı rapor için şu yorumlarda bulundu:
"Açıklamaların tonundan Moody's'ten yakın zamanda bir not artışı çok da olası gözükmüyor. Piyasa Fitch'e konsantre olmuş durumda. Dolayısıyla Moody's açıklaması piyasa üzerinde etkili olmaz. Fitch'ten ise en azından bir görünüm değişikliği bekliyoruz, not artışını da olası buluyoruz.
Türkiye'de cari açık düşüyor fakat yapısal olarak bunun azaltılması tasarrufların artması ile mümkün ve bu kısa vadede çok da erişilebilir bir sonuç değil. Döviz rezervleri artsa dahi yüksek cari açık daha yüksek bir rezerv artışını şart kılıyor. Buna ek olarak özel sektörün dış borçlanması da nominal olarak yükseliyor. Türkiye sermayeye dayalı büyüyen bir ekonomi. Özel sektör borçlanıyor ve ithal ettiği yurt dışı tasarruflarıyla yatırım yapıyor. Dolayısıyla kısa vadede bu yapısal sorunların çözümünü çok da mümkün görmüyoruz."
(Reuters) (AA)