"Motivasyon kaynağım Mustafa Kemal Atatürk..."

Eğitim ömür boyu devam eden bir süreç. 4 üniversite de bitirsem, yeterli eğitim aldım diyemem. Okuduğum kitaplardan, tanıştığım insanlardan ya da tecrübelerini dinlediğim bir üstattan işime fayda sağlayacak bir şeyler buluyorum.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bu haftaki konuğumuz Türkiye’nin en genç ve en başarılı yöneticilerinden biri: Ekin Tükek. Arkeolog olma hayalini hâlâ taşıyan ve bugün büyük bir holdingin yönetiminde yer alan Ekin Hanım, birkaç dil bilen güçlü, genç bir Cumhuriyet Hanımefendisi. Osmanlıca da biliyor. London School of Economics, Koç Üniversitesi, Barcelona’daki European Univesity gibi önemli eğitim kurumlarında kimyadan işletmeye kadar lisans ve lisansüstü eğitim almış. Tüm bunların yanında bir aktivist. Kültür ve eğitim konusunda “Elimden ne gelirse varım” diyen bir insan. Ailesi ve sevdikleri ne kadar övünse az. Paylaşmasak olmazdı.

- Okuyucuların tanıması için tam olarak bugüne kadar ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Koç Üniversitesi’nde kimya okudum. Mezun olur olmaz, işe başlamadan önce MBA yapmak üzere Barcelona’ya gittim. Aile şirketlerinde jenerasyon geçişleri ile ilgili çalışmamı tamamladıktan sonra döndüm ve aile şirketimiz olan Flokser’in satın alma departmanında çalışmaya başladım. Teknik tekstil ve kimya sektöründe olduğumuz için ağırlıklı olarak kimyasal alımlarıyla ilgilendim. Akademik hayattan kopmamak ve iletişim alanında gelişmek istediğim için çalışırken kurumsal iletişim alanında ikinci yüksek lisansa ve iletişim bilimleri doktorasına başladım. Satın almada beş yıl çalıştıktan sonra Tükek Holding’in insan kaynakları ve yönetim sistemleri bölümüne geçtim ve şu an da o bölümde yönetici olarak çalışıyorum.

- Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?

Ben aslında ilkokuldan beri arkeolog olmak istiyordum. Hâlâ da arkeolojiye, tarihe ve sanat tarihine büyük bir ilgim vardır. Ama o zamanlar nedense kafamda zeki insanların sayısal okuması gerekir gibi bir algı vardı. Sayılarla uğraşmayı çok seviyordum. Başarılı oldukça motivasyonum da yükseldi. Lisedeki kimya hocamın kimyayı sevdirmesi ve babamın kimya aşkı sayesinde kimya okumaya ve aile işinde çalışmaya karar verdim. İşe başladıktan sonra da, laboratuvar yerine, insanlarla daha fazla iletişimde olabileceğim işlerde daha mutlu olduğumu fark ettim ve iletişimle insan kaynakları alanına yöneldim.

- Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu? Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Kardeşim ve ben her zaman düşüncelerimizi özgürce paylaşmamız yönünde teşvik edildik. Ailem seçimlerimle ilgili hiçbir zaman baskı yapmadı, ama, babam algı yönetimi ve iknanın tüm metotlarını üzerimde etkili bir şekilde uyguladı. Üniversitede okuyacağım bölüme karar vermeye çalışırken beni işsiz arkeologlarla ve en iyi üniversitelerin kimya bölüm başkanlarıyla tanıştırdı. Aile şirketinde çalışıp kazılara sponsor olursam, arkeolojiye daha fazla fayda sağlayacağıma dair beni ikna etti. Sanırım bir çocuk, hatta bir insan için en güzel şey anlaşılmak ve değerli olduğunu hissetmek. Ailem hayatımın her aşamasında beni ve kardeşimi bu duygularla besledi.

“SEVDİĞİM İNSANLARLA ÇALIŞMAK İSTEDİM HEP... İSTEDİĞİM OLDU...”

- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?

Küçük yaşlardan beri yaz tatillerimin en az bir ayını fabrikada fotokopi çekerek, faks göndererek, telefonlara bakarak, laboratuvarda karışımlar yaparak geçiriyordum. Zamanla işi ve insanları tanıdıkça duygusal bağ kurmaya, neler katabileceğinizi düşünmeye ve geleceğe dair planlar yapmaya başlıyorsunuz. Üniversite döneminde kendi işimizde çalışmaya karar vermiştim. Bugün ne kadar doğru bir karar verdiğimi görüyorum. Her zaman isteğim; sevdiğim insanlarla sevdiğim işi yapmaktı. Şu an tam olarak bunu yapıyorum.

- Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

İtibar yönetiminde sosyal medyanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer siz yönetmezseniz, başkalarının yönetmesine izin vermiş oluyorsunuz. Artık yapılan çoğu referans araştırmaları sosyal medya üzerinden. Bu evimize aldığımız bir ürün için de geçerli, şirket için alınan bir hizmet için de. İş başvurusunda bulunan kişilerin çoğu şirketlerle ilgili bilgiyi de buradan alıyor. Stratejik olarak hızlı bir şekilde yönetilmesi gereken bir alan olarak görüyorum.

“EĞİTİM, ÖMÜR BOYU DEVAM EDEN BİR SÜREÇ...”

- Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?

Eskiden tekstil şirketimizde bir üründen metrelerce aynı renk üretirken, artık binlerce renk ve desende, antibakteriyel, kolay temizlenebilir, ağartıcı dayanımlı gibi farklı teknik özellikte ürünler üretmeye başladık. Müşterinin talepleri ve pazarın ihtiyaçları doğrultusunda kendimizi geliştirdik ve Ar-Ge’ye daha çok yatırım yaptık. Teknoloji geliştikçe de üretim ve yönetim süreçlerimiz, aynı zamanda da iletişim kanallarımız gelişti. X Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır? Özellikle sizin mesleğinizde... Eğitim ömür boyu devam eden bir süreç. Dört üniversite de bitirsem, yeterli eğitim aldım, diyemem. Okuduğum kitaplardan, tanıştığım insanlardan ya da tecrübelerini dinlediğim bir üstattan işime fayda sağlayacak bir şeyler buluyorum. Bence iş hayatının tamamı birbirine yakın oranlarda bu üç dinamikten oluşuyor.

"ÖNEMLİ OLAN DÜNYANIN NEREYE GİTTİĞİNİ GÖREBİLMEK...”

- Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı? Teknik tekstil ve kimyanın önünün her zaman çok açık olduğunu düşünüyorum. Üretimi artık her yerde yaptırabiliyorsunuz. Fikirlerin değerli olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Önemli olan dünyanın nereye doğru gittiğini görebilmek ve pazarı, gelecek ihtiyaçları analiz ederek fi kir üretmek.

- Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran...

Yakın bir arkadaşımın düğününde ailemle birlikte çok başarılı bir avukat çiftle tanıştık. Aile şirketimiz Flokser’in adı geçince, hanımefendi “Ben sizi tanıyorum, sizin bursunuzla okudum” dedi. Babasının şirketimizde yıllar önce sağlık görevlisi olarak çalıştığından, verilen bursla okuduğundan ve avukat olduğundan bahsetti. Bizde çalışmış bir kişinin hayatında bu denli etkiler yaratmak, yıllar sonra bile kızının bizden ve şirketimizden mutlulukla bahsetmesi beni çok etkiledi.

- Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?

Birçok farklı alanda kendime örnek aldığım kişi var, ama sanırım en etkililerinden biri Türkan Saylan. Mesleğindeki başarısı, tutkusu, azmi ve aynı zamanda da topluma, kız çocuklarına verdiği önem benim için her zaman örnek olmuştur. Bir diğer kişi de telefonumun ekranında her zaman fotoğrafı olan, en zor zamanlarımda bile onun zorluklar karşısında nasıl başarılı olduğunu düşünüp kendimi motive ettiğim, sadece benim değil dünyanın örnek aldığı kişi Mustafa Kemal Atatürk.

- İlerde aile kurduğunuzda çocuklarınız sizin yaptığınız işi yapsın ister miydiniz?

Aile şirketimizin nesiller boyu devam etmesini ve topluma, insanlara fayda sağlayan, itibarlı bir şirket olarak bilinmesini isterim. Ama bunu illa benim çocuklarım yapsın diye bir hayalim yok. Etik, iyi niyetli ve çalışkan oldukları sürece ne iş yaparlarsa yapsınlar başarılı ve mutlu olacaklarını düşünüyorum. Bu da beni zaten mutlu eder.