'Normalleşme süreci bir an önce başlamalı'
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Ben 2017’de hükümetin OHAL’i kaldıracağını düşünüyorum. Bir an önce normalleşme sürecinin tamamlanması gerekiyor” dedi.
Ahmet USMAN
İZMİR - Her anlamda olağanüstü gelişmelerin yaşandığı 2016 yılının ardından sanayicilerin 2017’deki en önemli beklentisi bir an önce normalleşme sürecinin başlaması. Bu düşünceyi taşıyanlardan biri de Türkiye’nin tek bölgesel odası olma özelliğine sahip Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar. Aynı zamanda TOBB’da başkan yardımcılığı görevini de yürüten Yorgancılar, DÜNYA İzmir Temsilcisi Yaşar Kuş ve Haber Müdürü Ahmet Usman’a 2016’nın nasıl geçtiğini ve 2017 yılı beklentilerini anlattı.
2016’yı “zor değil, çok zor bir yıl” olarak niteleyen Yorgancılar, “2015 seçimlerin olduğu yıldı. 2016’dan itibaren seçimi düşünmeyeceğimiz uzun bir dönem var diye düşünüyorduk ama 2016 başladığında terör örgütleri, sınır güvenliğimiz, darbe kalkışması,derken uzun yıllar sonra OHAL ilan edildi. Şu anda AB ile yaşanan olumsuz gelişmeler, kurlardaki artışlar gibi bir çok cephede sıkıntı var. Yılbaşından bugüne kadar yüzde 20’ye yakın devalüasyon oldu. Ocak’ta 2.90’larda olan dolar bir ara 3.50’yi aştı” dedi.
Yorgancılar, Ortadoğu'da Irak, Suriye ve Güneydoğu sınırlarımızın tümünde bir operasyon yaşandığını belirterek, "Bunların içine biz de direkt olarak girmiş bulunuyoruz. Bu da hem içeride, hem dışarıda terörle mücadele konusuna önümüzdeki dönemde devam edeceğimizin göstergesi. Ben 2017’de hükümetin OHAL’i kaldıracağını düşünüyorum. Bir an önce normalleşme sürecinin tamamlanması gerekiyor” diye konuştu.
AB, darbe girişimine iki yüzlü yaklaştı
Yorgancılar, 15 Temmuz’da Cumhuriyet değerlerinin tamamen ortadan kalkmasına teşebbüs eden bir girişim yaşandığını vurgulayarak, “Ama başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak kaydıyla, Başbakanı, bakanları, sivil toplum örgütleri, basını ve en önemlisi de halkı, Türkiye’nin cumhuriyetten başka bir rejimle yönetilemeyeceğini çok iyi şekilde gösterdiler. Bunları yapanların bir bedel ödemesi gerekiyordu. Bu süreç başlayınca da AB, iki yüzlülüğünü ortaya koyarak, Türkiye’nin haklarını gasp etmeye başladı. Avrupa Parlamentosu’nun üyelik görüşmelerinin durdurulması kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ama birliğin bakış açısını göstermesi açısından önemli” dedi.
Gümrük birliği tekrar masaya yatırılmalı
Türkiye ile AB arasında gümrük birliğinden doğan bir hukukun yıllardır sürdüğüne dikkat çeken Yorgancılar, “Biz AB’ye aşık falan değiliz. Çıkar ilişkimiz olduğu için girmek istiyoruz. Ama ticaretin de eşit şartlar altında olması lazım. Örneğin Kanada ve AB arasında ticari sınırları kaldırmayı ve mal ticaretini kolaylaştırmayı amaçlayan CETA anlaşması imzalandı. Bununla karşılıklı ticaretin yüzde 23 artacağı tahmin ediliyor. AB ülkesi olmayan Türkiye, AB’nin yaptığı anlaşmalarda taraf olmadığı halde, Kanada’ya AB’nin üye ülkeleri gibi gümrük kapılarını açmak durumunda kalacak. Ayrıca gümrük birliği ile benim bütün mallarım AB ülkelerinde gezsin, dolaşsın ama ben vatandaş olarak gidemeyeyim. Böyle de bir adaletsizlik var. İşte bu noktada bir kez daha Gümrük Birliği’nin kapsamının genişletilerek güncellenmesi lazım” görüşünü savundu.
Türkiye’nin döviz kurlarıyla sınavının devam ettiğini vurgulayan Yorgancılar, “Bu vatandaştan, sanayiciye kadar herkesi olumsuz etkileyen bir durum.Ocak ayından itibaren kurlardaki harekete baktığımızda dolarda yüzde 20’ye, euroda yüzde 15’e yakın artış oldu. Özel sektörün uzun ve kısa vadeli borçların 1 yıl içinde ödenmesi gereken miktarı 68.4 milyar dolar. Toplam borcu ise 224 milyar dolar seviyesinde. Şu an bu rakam dövizdeki artış kadar yükseldi. Dövizdeki artış ihracatı belki olumlu etkiyecek ama ihracatta kullandığınız ara malı yine dövizle ithal ettiğimiz için oradaki maliyetler de otomatik olarak yukarı çıktı. Dövize bağlı her şeyin fiyatı artacağı için özel sektörün katlanması gereken maliyet çok daha büyük meblağlara ulaşıyor ki asıl sorun da bu” dedi.
Dünyadaki seçimler belirleyici olacak
Dünyanın büyük ekonomilerinin önemli bir bölümünde seçim süreci yaşandığını dile getiren Yorgancılar, “ABD’de seçim sürprizle sonuçlandı. Fransa’da Sarkosy’nin ilk turda elenmesi Türkiye açısından iyi oldu. Avusturya’da Cumhurbaşkanı seçildi, İtalya’da referandumda AB’ye hayır sonucu çıktı. Romanya’da seçimler olacak. Almanya’da seçimde şu an 4 olan parti sayısının 5-6’ya çıkabileceği söyleniyor. Yeni hükümetlerin AB’ye bakış açısının ne olacağı bilinmiyor. ABD’de Trump’un ilk 100 icraatı çok önemli ” diye konuştu.
Şanghay Paktı alternatif olabilir ama AB’den vazgeçemeyiz
AB ile yaşanan gerilimin ardından Şanghay Paktı’nın yeniden gündeme geldiğini söyleyen Yorgancılar, “Bu örgüt bizim için bir alternatif olabilir ama ticaret hacimlerimiz bu işin o kadar kolay olmadığını gösteriyor. Paktın önceliği güvenlik. Yaklaşık 12,5 trilyon dolarlık bir ekonomiye sahip pakt, dünya nüfusunun yüzde 21,3’üne denk. Türkiye ihracatının yüzde 5,4’ü, ithalatının yüzde 23’ü pakt ile. 16,2 trilyon dolarlık ekonomiye sahip AB ile ise ihracatın yüzde 46’sını, ithalatın yüzde 38’ini yapıyor. AB ile tamamen kopmanın faturası ülkemize ağır gelir. Şanghay Paktı'nda rekabet o kadar kolay değil. Oradaki ücretlerle Türkiye’nin ücretleri, bizim yüksek kalitede ürettiğimiz malları o pazarda satma imkanlarımız sınırlı. Üretimin doğuya kaymasından rahatsız olan batının gayretleri karşısında Türkiye’nin Asya pazarlarına açılması açısından Sanghay Paktı önemli bir hamle olsa da, dengeler doğru kurulmalı. AB üyeliği Türkiye için önemli bir çıpa. İlişki tamamen kesilmemeli” dedi.
Mesleki eğitimde staj, staj gibi olmalı
Mesleki eğitimin Türkiye için vazgeçilmez öneme sahip olduğuna dikkat çeken Yorgancılar, “Ama başarılı olduğumuz söylenemez. Uzakta aramaya gerek yok. Almanya ve Avusturya’daki modeli alıp kendi yapımıza uyarlayarak bu sorunu çözebiliriz. Okul sayısını artırmadan önce sistemi doğru kurmalıyız.Geçenlerde mühendislik eğitimi alan bir öğrenci bizim fabrikada staj yapmak istediğini söyledi. Ayın 6’sı ile 28’i arasında yapması gerekiyormuş. Bu hafta sonralarını çıkardığımızda 16 gün demek. Bir mühendis bu kadar uygulamayla ne öğrenebilir. Bizim önerimiz stajın her eğitim yılının 3 aylık kısmında, yani 4 yılda toplam 12 ay zorunlu hale getirilerek, öğrencilerin en az bir yıllarını fabrikada geçirmeleri. Gençlerin geleceğinin birkaç saatlik sınavla belirlendiği mevcut sistem değişmeli” diye konuştu.
Sanayi 4.0 insansız olmaz
Türkiye altyapı yatırımlarıyla uğraşırken dünyada bugün Sanayi 4.0’ın konuşulduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Biz de bu konuda toplantılar yaptık, yayınlar hazırladık. Son toplantımıza 200’e yakın kişi katıldı. Sanayi 4.0 için mücadele etmeli adapte olmalıyız. Ama iç-dış terör, döviz kurları, OHAL, AB ilişkileri derken gündem o kadar yoğun ki biz ekonomiye yüzümüzü dönemiyoruz. İstediğin kadar robot yap, yazılım hazırla ama unutma ki yaptığın robotu kumanda edecek olan yazılımı insan yapacak. Makineyi kontrol edecek sensörün durma ve hareket ettirme modülünü yazacak olan da gene insan. Bizim en önemli avantajımız genç nüfusumuz. Tek ve en önemli eksiğimiz ise eğitim. Eğitim sistemimiz yeni baştan yapılanmalı. Eğitimde yaptığınız düzenlemenin meyvesini 5-10 sene sonra toplarsınız. O yüzden bir an önce harekete geçmemiz şart” diye konuştu.
İzmir'e direkt uçuşlar artmalı
EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, sektörler itibariyle bakıldığında İzmir’in karlılık, ciro rasyoları, EBİT, EBİTDA, amortismanlar, yatırımların yapıldığı yerler, doğrudan sermaye girişleri gibi değerler açısından Türkiye geneli ile benzer bir durumda olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “İzmir’deki sıkıntının aynısı Gaziantep’te de var. Ama İzmir’e özgü sorun ve beklentilerimiz var. Bölgesel teşviklerdeki adaletsizlik, altyapı eksikliği, uluslararası uçuşların yetersizliği gibi konuları yıllardır söylüyoruz. Yaz aylarında biraz artan uluslararası direkt uçuşlar kışın günde 6-7’ye düşüyor. Bunlar da genelde Avrupa’da Türklerin yoğun yaşadığı kentlere yönelik. Bizim İzmir’in HUB olmasıyla ilgili isteğimiz bu değil. THY’nin Paris, Londra, Milano gibi merkezlere günde 3-5 seferi var. Bunlardan en azından birer tanesi İzmir’den olsa ve Anadolujet diğer illerden yolcuları buradan aktarsa son derece faydalı olur.”
Yeni yollar Ege'nin büyümesini hızlandıracak
İzmir için halihazırda çok sayıda proje sürdüğünü vurgulayan Yorgancılar, “İzmir-İstanbul Otoyolu’nun bitmesi sadece yolun kısalması açısından değil, Bursa-Balıkesir bölgesindeki sanayi ve ticaretin bizim bölgemize ya da buradakilerin oraya kayması için önemli bir zemin yaratacak. Çünkü Türkiye’nin son 20 yıllık gece fotoğrafına bakarsak, yolların kenarında yapılaşmanın, kentleşmenin çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Böyle bir halka İstanbul’dan İzmir’e kadar olan il ve ilçeleri otomatik olarak kalkındıracak. Turizmi, tarımı, ticareti, sanayisi ile çok olumlu sonuçlar ortaya çıkaracak. İzmir-Ankara Hızlı Tren Projesi, İzmir- Antalya Otoyol Projesi, İzmir-Aydın Otoyolu’nun Denizli’ye uzatılması sadece İzmir’e değil Ege Bölgesi’ne çok katkı sağlayacak” diye konuştu.