Özel okullar da teşvik istiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME




KAYSERİ - Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, özel okulculuğun teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, bunun için devletin çocuğunu özel okulda okutacak veliye katkı sağlayabileceğini söyledi.
Yücel, Türkiye'de özel okullarda okuyan öğrencilerin sayısının dünya ölçeğine göre düşük olduğunu belirterek, Türkiye'de özel okullarda okuyan öğrenci oranının yüzde 2-3 civarında olduğunu ifade etti.
Gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 30 dolaylarında olduğunu, Japonya ve Güney Kore'de yüzde 60-70'e yükseldiğini anlatan Yücel, özel eğitim kurumlarının sayısının artırılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Özel okulculuğun teşvik edilmesi gerekiyor. Bunun için de devlet, çocuğunu özel okulda okutacak veliye katkı sağlayabilir. Bu, dünyada da uygulanan bir yöntemdir. Devlet, bir öğrenci için yapacağı masrafı, çocuğunu özel okula gönderen veliye katkı payı olarak öder. Türkiye'de bu konu, 7 yıl önce gündeme geldi. Bugünkü hükümet, 'öğrencilerine özel okula gönderen velilere katkı payı verelim' dedi ama bu Anayasa Mahkemesi'nden geri döndü. Şu anda yine hükümetin bu konuda çalışması var. Çocuğunu özel okulda okutan veliye 3 bin lira civarında bir katkı payı sağlanabileceği belirtiliyor. Sayın başbakanımızın da bu konuda ifadeleri var. Bu da özel okulculuğun gelişiminde önemli bir atılım yapabilir."
Devletin özel sağlık kurumlarından hizmet satın aldığı gibi özel okullardan da hizmet satın alabileceğine dikkati çeken Yücel, "Bugün verilen sağlık hizmetinin yüzde 30'unu özel sektör karşılıyor. Devletin özel sektörden de eğitim hizmeti satın alması şarttır. Çünkü, dar gelirli aileler de çocuklarını özel okullara verebilmeliler. Bu sayede devlet okullarındaki öğrenci yoğunluğu azalır, daha kaliteli eğitim verilmeye başlanır" diye konuştu.

"4+4+4 eğitim sistemi sağlıklı tartışılmadı"

Yücel, 4+4+4 eğitim sisteminin Türkiye'de sağlıklı bir şekilde tartışılmadığını ifade ederek, bazı Batı ülkelerinde çocukların iki yaşında okula gittiğini anlattı.
Burada tartışılacak konunun, çocuğun erken yaşta okula başlayıp başlamaması olmaması gerektiğini vurgulayan Yücel, çocuğun okula hazır olup olmamasının önemli olduğunu dile getirdi.
Yücel, çocuğun okula gittiği zaman hangi programın uygulanacağının önemli olduğunu anlatarak, "Önemli olan, hangi fiziksel ortamda bu dersin verildiğidir. Bu dersleri verecek öğretmenlerin doyumunun yeterli olması gerekiyor. Yoksa 'çocuklarımızı bu yaşta okula veririz, bu yaşta vermeyiz' böyle bir şey olamaz. Bunun da yolu yöntemi var. Okula hazırlık testleri yapılabilir. Biz 3 profesörle öğrencinin akademik olarak okula hazır olup olmadığını ölçen test geliştirdik. Şu an bunu Türkiye'de isteyen her öğrenciye ücretsiz olarak uyguluyoruz. Bir de öğrencinin bedensel olarak okula hazır olup olmadığını ölçen bir test var. Bunları yaptığımızda çocukların okula hazır olup olmadığı ortaya çıkıyor" ifadesini kullandı.
Yücel, bazı çocukların 7 yaşında bile okula hazır olmadıklarını, bazılarının ise 4 yaşında okula hazır hale gelebildiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Burada Türkiye'nin tartışacağı konu, hangi yaşta hangi eğitim müfredatının uygulanması gerektiğidir. Hangi ortamda, hangi öğretmenler tarafından bu müfredatın verilmesi gerektiğidir. 4+4+4 için hazır olan okullar vardır, hazır olmayan okullar vardır ama şu anda 400 bin yeni öğrencinin okula alınması söz konusudur. Türkiye, birkaç yıl içinde okullarını buna hazır hale getirmelidir. Çocukları da ne kadar erken yaşta okula kavuşturursak o kadar önemlidir. Çünkü bireyin beyinsel gelişimi, 4 ile 6 yaş arasındadır."