Özgen: Demir-çelik bakanlığı kurulsun
Özgen: Demir-çelik bakanlığı kurulsun
İSTANBUL - Ereğli Demir Çelik Fabrikaları Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özgen, Türkiye'de demir-çelik ile ilgili bakanlığın kurulması gerektiğini söyledi. Yassı Çelik İthalat, İhracat ve Sanayicileri Derneği (YİSAD) tarafından düzenlenen "Yassı Çelik Sektörü ve Türkiye Ekonomisi" başlıklı toplantıda konuşan Özgen, Türkiye'de özellikle uzun demir üreticilerinin ihracata ağırlık vermesi gerektiğini belirterek "Ama bunun o kadar rahat olmayacağını düşünüyorum. Çünkü daha yeni Türkiye'ye karşı uzun filmaşinde antidamping soruşturması başladı. Bu nedenle ben artık demir-çelik bakanlığının kurulmasının zamanı geldiğini düşünüyorum. Bakanlık olmasa bile demir-çelik ile ilgili özel bir birimin kurulmasında yarar var" diye konuştu. Sektörde birleşmeler artıyor Türkiye'nin 26 milyon ton ham çelik üretimiyle Çin'den sonra en hızlı artış elde eden ülke olduğunu dile getiren Özgen, Çin'in arkasından hızla büyüyen Türkiye'nin dünyada 11'inci, Avrupa'da 5'inci Avrupa Birliği'nde ise 3'üncü büyük üretici olduğunu söyledi. Ancak dünyada giderek birleşmelerin ve konsolidasyonların arttığına vurgu yapan Oğuz Özgen, "1997 yılında dünyadaki en büyük 15 üreticinin dünya ham çelik üretimindeki payı 800 bin tonluk dünya üretiminin 225 milyon tonunu yani yüzde 28'ni oluştururken, 2007'ye gelindiğinde bu rakam yüzde 34'e çıktı. İlk 15 üreticinin payı 433 milyon ton oldu. Bunların devam etmesini bekliyoruz" açıklamasını yaptı. Büyüme potansiyeli var Özgen, Hindistan, Ukrayna, Rusya, Çin ve Türkiye'nin aralarında bulunduğu ülkelerin büyüme potansiyeli olduğunu ifade etti. Oğuz Özgen, Türkiye'nin 2007'de 5.08 milyon ton üretim 12.5 milyon ton yassı çelik tüketimi yaptığını kaydederek, "2010 yılında 10 milyon ton üretim ve 16 milyon tüketim bekliyoruz. Bu rakamların yeni yatırım kararlarıyla bu rakamların başa baş noktasına geleceğini bekliyoruz. Bu da Türkiye açısından fevkalade bir durum" dedi. Uzun da ise 2010 yılında talebin 11 milyon ton, üretimin de 19 milyon ton olacağını öngören Özgen, ancak üretim fazlalığından dolayı uzuncuların işinin yassıcılardan biraz daha zor olacağını söyledi. Hem üretimi, hem kârı arttı ERDEMİR'in özelleştirilmesi ve OYAK tarafından satın alınmasının ERDEMİR tarihinde önemli kilometre taşı olduğunu ileten Özgen, 2005 yılında özelleştirildiklerinde üretimlerinin 3 milyon 760 ton olduğunu, 2007 yılına gelinceye kadar 500 bin tonluk bir artış kaydettiklerini söyledi. Bunun önemli bir rakam olduğunu kaydeden Özgen, satış gelirlerinin 2007 yılında 4.11 milyar dolar, net kârlarının da 522 milyon dolar olarak gerçekleştiğini iletti. Piyasada güçlü olmak için demir ve kömür rezervlerine sahip olmak gerektiğini ileten Özgen, 2007 yılında ERDEMİR Grubu'nun en fazla yatırım harcamasını bu alana yaptığını belirtti. Bunun için 947 milyon dolar harcadıklarını aktaran Özgen, ERDEMİR'in maden yatırımlarına dikkat çekti. Özgen, "Bu bizim önem verdiğimiz bir proje. Hasan Çelebi havzasında bulduğumuz cevherleri ülkemize ve şirketimize kazandıracağız. Buraya da 2008 yılından itibaren yaklaşık 260-350 milyon dolar arasında para harcamayı düşünüyoruz" dedi. 2006 yılından itibaren zayıf oldukları nokta olan hammadde konusunda cevher ve kömür üreticileri ile uzun vadeli bağlantılar yaparak 3-6-9 yıllık anlaşmalar yaptıklarını vurgulayan Özgen, böylece tedarik emniyeti sağladıklarını ve çalkantılı dönemlerden hasarsız çıktıklarını aktardı. Maliyetleri düşürdük Rekabetin çok kızıştığı bir sektör olan demir-çelikte maliyet unsurlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerektiğini ifade eden Özgen, "Aksi taktirde nasıl olsa fiyatlar yükseliyor, nasıl olsa kazanırız düşüncesi biraz kolaycılık" diye konuştu. Kuzeydeki fabrikalarında 1 ton çelik üretmek için kullanılan nerji 3.62'lere kadar düşürdüklerini ileten Özgen, güneydeki fabrikalarında da gerekli yatırımlar tamamlandıktan sonra 2010 yılında kuzeydeki fabrikayı yakalayacaklarını söyledi. Özgen, 2007 yılında sadece iş gücü verimliliğinden doğan tasarruf tutarlarının 20 milyon doları bulduğunu belirtti. Navlun fiyatlarında gevşeme olabilir Navlun fiyatlarının ve otomotiv sektörüne yönelik gelen soruları da cevaplayan Oğuz Özgen, navlun fiyatlarının daha hassas bir şekilde dalgalanmakla birlikte yükselmeye devam edeceğini kaydetti. Özgen, bunun nedeni olarak petrol fiyatlarından ziyade Avustralya limanlarındaki yetersizliği gösterdi. Ancak Avustralya'nın liman kapasitelerini artırma ve modernizasyon yönünde çalışmalar yaptığını ifade eden Özgen, 2009 yılında bu sorunun biraz daha azalacağını kaydetti. Otomotiv sektörüne ise geçen yıl 350 bin tonluk bir satış yaptıklarını belirten Oğuz Özgen, piyasaları iyi göremeyen veya iletişim zorluğu olan otomotiv firmalarının bu yılı gerçekten zor geçirdiğini kaydetti. Özellikle sabit fiyatlı anlaşmaların birçok şirketin başına sorun olduğunu vurgulayan Özgen, bunu da yaşadıklarını söyledi. Fiyat artışlarını müşterilerimizle paylaştık 1994 yılından beri fiyat demir-çelik fiyatlarında dalgalanmalar olduğunu önce 150'yi sonra 300 dolarları gördüklerini aktaran Oğuz Özgen, ama fiyatların bu seviyelere geleceğini kestiremediklerini kaydetti. 2007 yılında Amerika'da katıldığım bir toplantıda hammadde fiyatlarında yüzde 25 gibi bir artış olacağını borsacılardan, aracı kurumlardan ve fon yöneticilerinden öğrendiklerini söyleyen Özgen, "Bizde 2007 sonunda 2008 kontratlarını yaptığımız müşterilerle bunu paylaştık. Hem kendimizi, hem de müşterilerimizi bu şekilde korumaya gayret ettik" dedi.