"40 milyon ton sebzenin 9 milyon tonu kayıt altında"
"40 milyon ton sebzenin 9 milyon tonu kayıt altında"
ANKARA - Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye'de üretilen 40 milyon ton sebze ve meyvenin sadece 9 milyon tonunun hallere girdiğini ve kayıt altına alındığını belirterek, "31 milyon ton sebze ve meyve illegal yollarla tüketicinin önüne geliyorsa bu bir faciadır" dedi. Yetkin, İçkale Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında, TZD tarafından hazırlanan "Sebze Meyve Raporu"nu açıkladı. Türkiye'nin 2005 yılında 43 milyon ton olan sebze meyve üretiminin 2007 yılı itibariyle 40 milyon tona gerilediğini anlatan Yetkin, üretim azalırken ihracatın arttığını, bunun; yeni tesis edilen meyve bahçeleri dünya standartlarını yakalayıp üretimlerini dış piyasalara yönlendirirken, geleneksel meyve sebze üreticilerinin kuraklık, artan girdi fiyatları gibi rekabeti zorlaştıran koşullara ayak uyduramayarak üretimden ve piyasadan çekildikleri anlamına geldiğini söyledi. Yetkin, "Yani sebze meyve üretiminde de bir tekelleşme olmuş, bir üst yapı oluşmuştur" diye konuştu. Kalıntı sorunu Sebze ve meyve üretiminde kimyasal ilaç ve gübre kalıntısı sorununa da değinen Yetkin, domates, biber ve patlıcanın hasat sürelerinin çok kısa olduğuna işaret etti ve bu ürünlere etkisi uzun süreli olan ilaçlar kullanılmaması gerektiğini belirtti. Türkiye'de birim alanda kullanılan ilaç oranının Yunanistan'ın 10'da biri kadar olduğunu vurgulayan Yetkin, asıl sorunun etki süresi kısa ve uzun ilaçların karıştırılarak kullanılması olduğunu kaydetti. Yetkin, sorunun çözümü için 2009 yılından itibaren tarım ilaçlarının reçeteyle verilmesine yönelik bir çalışma yapıldığını hatırlattı. Kuraklık ve yüksek maliyetin üretimde en önemli sorunlar olduğunu ifade eden Yetkin, ülkede son yıllarda artan kuraklığın yanı sıra girdi maliyetlerinde görülen ve genel enflasyonun 4-5 kat üstüne çıkan artışların bu sektörün güçlüklerini daha da artırdığını ve üretim düzeyini aşağı çektiğini söyledi. Tarladan pazara kadar fiyat 4 kat artıyor Ürün fiyatının tarladan pazara gelinceye kadar yaklaşık 4 kat arttığına işaret eden Yetkin, "Türkiye'de haksız bir düzen var. Ülkede üreten insan hep zarar eder, tüketen insan ise hep kazıklanır, pahalıya yer" dedi. Bu ayın ilk haftasında Antalya halinde bir gözlem yaptıklarını belirten Yetkin, ürününü 25 YKr'den satan bir üreticinin aynı ürünü yine Antalya'daki bir süpermarketten ancak 100 YKr'ye alabildiğini söyledi. Yetkin, halde üretici tarafından 50 YKr'den satılan patlıcanın yine aynı markette 1,85 YTL'ye, 60 YKr'den satılan biberin 2,60 YTL'ye, 2 YTL'den satılan yatak limonun 5 YTL'ye ve 80 YKr'den satılan fasulyenin 1,80 YTL'ye satıldığını gördüklerini ifade etti. Üretilen tüm sebze meyve hallere girseydi fiyatların çok düşük olacağını belirten Yetkin, bu durumun panzehirinin üretici birliklerinin kurulması ve fonksiyonel olarak çalışması, sebze meyve pazarını regüle etmesi olduğunu söyledi. Sebze meyvede yaşanan sorunların çözümü için çeşitli önerilerde de bulunan Yetkin, "Büyük marketlerin yarattığı haksız rekabet önlenmelidir. Kimyasalların denetlenmesi açısından hazırlanmış plan süratle uygulamaya konulmalıdır. Elektrik, mazot, su, ilaç ve gübre fiyatındaki artışlar sınırlandırılmalıdır. Kayıtdışı ve kaçak sebze meyve satışı kayıt altına alınmalıdır" şeklinde konuştu.