"AB'nin geleceği maalesef çok parlak değil"
İSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "AB'nin geleceğiyle ilgili durum maalesef çok parlak değil" dedi.
Babacan, Capital ve Economist dergilerinin düzenlediği CEO Club Toplantısı'nda yaptığı "Türkiye Ekonomisi 2013" konulu konuşmada, geçen sene Meksika'da yapılan G20 zirvesinde ülkelerin taahhütlerde bulunduğunu anımsatarak, en son Washington'da yapılan G20 toplantılarında pek çok ülkenin bu taahhütlerinden vazgeçtiğini kaydetti.
Çözümün merkez bankalarını harıl harıl çalıştırmakta bulunduğunu ifade eden Babacan, "Geldiğimiz noktada Amerikan Merkez Bankası (FED) , Japon Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) bilanço büyüklüğü tarihi yüksek seviyelere ulaşmış durumdadır. Merkez bankaları para basıp yeter ki batmasın diye bankalara veriyor. Merkez bankaları para basıyor ülkelerin hazinelerine veriyor, yeter ki ülkeler batmasın diye. Bir bakıma yüzdürülen çok sayıda ekonomi ve yüzdürülen çok sayıda finans kuruluşu var. Özellikle son 6 aydaki operasyonlarla şimdilik bir çöküş önlenmiş durumda ama çöküş ihtimali tamamen ortadan kalkmış değil, sadece bir erteleme söz konusu" diye konuştu.
"Gelişmekte olan ülkeler dünyadan daha fazla pay alacak"
Başbakan Yardımcısı Babacan, işsizlik oranına bakıldığında genç nüfusta Avro Bölgesi'nin ortalamasının yüzde 24'e ulaştığına işaret ederek, "İspanya'da yüzde 60, Yunanistan'da yüzde 55 gibi genç işsizlik oranları genç işsizlik oranları söz konusu" dedi.
Gelişmekte olan ülkelerde de büyüme hızının iyiye gitmediğine değienen Babacan, "Krizden sonra bir toparlanma görüyorsunuz. Belki büyüme rakamları 2009'dan sonra sıçradı ama trendler sürekli aşağı doğru. Artık roller değişiyor. Dünya ekonomisinden pay alan gelişmiş ülke ve gelişmekte olan ülkelere bakıldığında 2012 sonu itibariyle yüzde 50 yüzde 50'ye varıldı. Bundan sonra da gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerden toplam dünya GSYH bakımından daha fazla paya sahip olacak" değerlendirmesinde bulundu.
Babacan, son hafta yaşananlara bakıldığında ne kadar kırılgan bir tablo olduğunu dile getirerek, Japonya'da dahi birkaç haftalık umut görüldüğünü, ancak yapılan uygulamaların ne kadar öngörülemez sonuçlar getirilebileceğinin hissedildiğini aktardı.
Babacan, iktidar olarak son 10 yılda tutamayacakları söz vermediklerini belirterek, "Söz verdiysek de mutlaka arkasında durduk. Zor da olsa doğruları savunduk. Bu siyasette her zaman mümkün olmayabiliyor" dedi.
Türkiye'nin olumlu bir şekilde ayrışmaya devam ettiğini ifade eden Babacan, şunları dile getirdi:
"Yüzde 4 büyüme herkesin harcı değil"
Başbakan Yardımcısı Babacan, bu yıl Türkiye için yüzde 4 büyüme oranının bazıları için tatmin edici olmasa da diğer ülkelerle mukayese ettiğinizde Avrupa'nın hemen hemen en hızlı büyüyen birkaç ekonomisinden biri olunacağını vurgulayarak, "Sağımızdaki solumuzdaki ülkelere bakın; Letonya, Moldova, Litvanya, Estonya... Yani Türkiye büyüklüğünde olup da bu yıl yüzde 4 büyüme herkesin harcı değil" diye konuştu.
Türkiye'de son 4 yılda 4 milyon 800 bin istihdamın arttığına dikkati çeken Babacan, "Son 12 ayda istihdam artışı 1 milyon 208 bin oldu. Bunun yüzde 46,4'ü kadındır. İlk defa bu kadar yüksek değerde artış oldu. İstihdam artışlarına baktığımızda Türkiye'deki istihdam artışı tüm OECD ülkeleri içinde en hızlı olanıdır. 1 milyon 208 bin ilave istihdam oldu da işsizliğin neden düşmediği sorulduğunda; iş gücüne katılım oranı çok hızlı arttı" ifadelerini kullandı.