"Bundan sonra altın teminat olarak kabul edilecek"

SPK Başkanı Ertaş: Sermaye piyasası araçlarının alım satımında bundan sonra altın teminat olarak kabul edilecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş, SPK olarak, yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılması amacıyla sermaye piyasası araçlarının alım satımında bundan sonra altının teminat olarak kabul edileceğini söyledi.

Ertaş, 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, SPK olarak, yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılması amacıyla yaptıkları düzenlemeyle, sermaye piyasası araçlarının alım satımında bundan sonra altının teminat olarak kabul edileceğini belirterek, 1 hafta 10 gün sonra sermaye piyasası işlemlerinde belli ölçülerdeki standart dağıtımlarda hazine bonosu ile alım satımı ve teminatı kullanabileceğini açıkladı.

Küresel krizin bazı çevreler tarafından azaldığı gibi yorumlara değinen ve krizin değişik coğrafyalarda değişik etkilerde devam ettiğini dile getiren Ertaş, şirketlerin, bankaların ve devletlerin aşırı bir şekilde borçla finansmana yöneldiklerini kaydeden Ertaş, devletlerin para basarak krizin çözülebileceğine inandıklarını ama bunun çözümünün böyle olmayacağını hem ulusal hem de uluslararası ortamlarda dile getirdiklerini ifade etti.

Ertaş, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) artık tahvil alımlarında yavaş yavaş son süreçlere gelindiğinin öngörüldüğünü belirterek, piyasaya her ay verilen likiditenin farklı sorunlarının olduğunun yaşayarak görüldüğünü, yapılması gereken şeyin kamu maliyesi ve borçla finansmanda disiplini sağlamak olduğunu kaydetti.

Ertaş, Türkiye'nin bu süreci başarıyla tamamladığını, 2002'de kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 75 iken geçen sene bu oranın yüzde 36 olduğunu belirterek, Avrupa'nın resesyonda olduğunu, ama Türkiye'nin krizden güçlenerek çıktığını ve küresel krizi fırsata dönüştürdüğünü kaydetti.

Altın sektörünün çok dikkatli olması gereken bir döneme girdiğini, yıllar itibarıyla altın fiyatlarında çok dalgalı bir seyir olduğunu, bu dalganın boyutunun daha da artacağını tahmin ettiğini ifade eden Ertaş, şöyle konuştu:

"Daha önceki yıllarda altının fiyatı 200 dolara kadar düştü. Daha sonra 600 dolara kadar yükseldi. Daha sonraki yıllarda bu artış trendi hızlandı ve 1700 dolara kadar çıktı. Geçen sene tekrar altın fiyatlarında bir gerileme oldu. Bütün altın sektörünün bu dalgalı seyre alışması gerekli. Ticari hayatında bu seyre göre şekillendirilmesi gerek. Şirketler alternatif finans kaynaklarını değerlendirmesi gerek."

Bugün yaptıkları düzenlemelerin pek çok ülke tarafından da model olarak takip edildiğini dile getiren Ertaş, son yıllarda Merkez Bankası ve BDDK'nın gayretleriyle yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili önemli mesafeler katedildiğini söyledi. 

İstanbul Altın Borsası'nın kurulduğu 1995 yılından, mayıs 2013'e kadar 2.829 ton altının Türkiye'ye ithal edildiğini, buna ilişkin 129 milyar 500 milyon dolarlık maliyetin  çok büyük bir fatura olduğunu belirten Ertaş, "Yıllık 150 ton altın ithal ediliyor. Bunun yıllık maliyeti 8 milyar dolar. Dolayısıyla yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılmasının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz" dedi.