"İşsizlikte, panik oluşturacak tablo söz konusu değil"
Bakan Çelik, İşsizlikte AB ülkeleri ortalamalarının yüzde 8 olduğunu, Türkiye'de ise işsizliğin yüzde 9,9 oranında olduğunu söyledi
İSTANBUL - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "İşsizlikte, Türkiye'de bir panik oluşturacak, bir sıkıntı doğuracak tablo söz konusu değil" dedi.
Çelik, Bahçeşehir Üniversitesi Mesleki Teknik Eğitimi Geliştirme Merkezi (METGEM) ile İŞKUR İstanbul İl Müdürlüğü'nün bakıcı anne, yaşlı ve hasta bakımı eğitim programları konusunda yapacağı iş birliğine ilişkin üniversitenin Beşiktaş Yerleşkesi'nde düzenlenen basın toplantısında, dünyadaki işsizlik sorununa dikkati çekti.
İşsizliğin, dünyanın en önemli sorunlarından olduğunu ve 190 milyon işsizden bahsedildiğini belirten Çelik, kısa süreli çalışmaların da katılması durumunda bu rakamın 500 milyona ulaştığını anlattı.
İşsizlikte AB ülkeleri ortalamalarının yüzde 8 olduğuna dikkati çeken Çelik, Türkiye'de ise işsizliğin 2007 yılı sonu itibariyle yüzde 9,9 oranında olduğunu söyledi.
"Son 5-6 yıldır makro ekonomik göstergelerde ciddi iyileşmeler olmasına rağmen, işsizlik göstergelerinde aynı oranda bir iyileşme olmadığı söylenebilir" diyen Çelik, aslında bunun çok da doğru bir yaklaşım olmadığını, 2002'de bu oranın yüzde 10,3 iken, 2007'de 9,9'a gerilediğini ve her yıl ortalama 700 bin kişinin de iş gücü piyasasına katıldığını anlattı.
Türkiye'nin bir değişim ve dönüşüm yaşadığını, 2002 yılında toplam istihdamın yüzde 38'i tarım kesiminde iken, bu oranın 2007 yılı sonu itibariyle yüzde 26'ya düştüğünü kaydeden Çelik, "5 yıl içinde 1,5 milyon vatandaş kırsaldan kente geldi. Dolayısıyla kırsalda ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor görünen bu vatandaşlarımız kente geldikleri zaman işsiz olarak karşımıza çıktılar" diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerde tarım kesiminde istihdamın yüzde 5-10 oranında olduğunu ifade eden Çelik, "Bizde halen yüzde 26'larda olan kırsaldaki önemli nüfusun bir bölümünün kente göç etmesi gerekmektedir. Türkiye şartlarında bunun 3-5 yıl içinde yüzde 15'e çekilmesi gerekmektedir" dedi.
Çelik, bunun kırsalda yaşayanların gelir düzeyinin artması, daha mutlu, huzurlu ve refah içinde yaşamalarını sağlamak için gerekli olduğunu da ifade etti.
Kente gelen iş gücünün mesleki yeterlilikten yoksun oluşlarının iş gücüne katılmada ciddi sorunları da beraberinde getirdiğini kaydeden Çelik, kırsaldan gelecek olan işsizlerin ağırlıklı olarak hizmet sektörüne yönlendirilmesi gerektiğini de belirtti.
Çelik, İŞKUR'un yeniden yapılandırıldığını da dile getirerek, 81 ilde aktif hale getirilen İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarının, kendi illerinde piyasa analizleri yaparak hangi alanlarda iş gücüne talep olduğunu belirleyeceklerini anlattı.
Aktif iş gücü yetiştirme programları için 300 milyon YTL'lik kaynak aktardıklarını ifade eden Çelik, bu rakamı mesleki alanda ihtiyaç olursa 500 milyon YTL'ye çıkarabileceklerini de kaydetti.
2008 yılı içinde 23 bin kursiyeri mesleki eğitime tabi tuttuklarını ve 10 binini işe yerleştirdiklerini ifade eden Çelik, "Artık 'her şeyi yaparım' diyen anlayıştan, bir şeyi doğru yapan iş gücüne geçiş noktasındayız. Hedefimiz, 1 yıl içinde 100 bin genci mesleki formasyona kavuşturmak" dedi.
"Küresel ekonomik kriz ve işsizliğe etkileri"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, "Küresel ekonomik krizin işsizliği de beraberindeki getireceğine ilişkin söylemler var. Bakanlık olarak bu konuda önlemleriniz var mı?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:
"Biz krizin yoğunlaşmasından önce istihdam paketini çıkardık. Paket, birçok krize denk geldi ve istihdam paketini anlatma konusunda talihsizlik yaşadık. Paket çok önemli düzenlemeler getiriyor. 1 Ekim itibariyle işverenin sigorta primlerinde 5 puanlık indirim yapıldı. Bu ay sonu itibariyle işverenler yüzde 25 daha az ödeyecek. Bu yaşanan krizler açısından çok önemli bir motivasyonu gerçekleştirecek olan bir orandır.
18-29 yaş arası genç istihdamı teşvik ettik. Kadınlarla da ilgili pozitif bir ayrımcılık yaptık ve 18 yaş üstü bayanlar istihdam edilince ilk yıl tüm işveren primini biz ödüyoruz. Bunu bilmeyen sanayiciler var. 18-29 yaş arasında şu anda mevcut istihdama ilave bir istihdam öneriyor. Diyelim 50 kişi çalıştırıyorsunuz, 51'inci kişiyi alınca, bu alınan bir kişinin işveren sigorta primlerinin tamamını birinci yıl devlet karşılıyor, ikinci yıl yüzde 80'inin, üçüncü yıl 60'ını gibi 5 yıllık bir teşvik uyguluyoruz. Örneğin, 60 yaşında bir bayan işçi aldınız iş yerinize onun yaşı önemli değil, bayana teşvik aynen uygulanıyor."
Var olan işsizlik ödeneklerine de dikkati çeken Çelik, asgari 3 yıl çalışanların işsiz kalmaları halinde işsizlik fonundan yararlanmalarının söz konusu olduğunu anlattı. Çelik, 2008 yılının ilk 6 ayında işsizlik fonundan yararlanma oranının ortalama 116-122 bin kişi arasında değiştiğini, Temmuz-Ağustos ayında ise fondan yararlanan sayısının 15 bin artış gösterdiğini, genel zorunlu sigorta sayısına bakıldığında da 10 binlik bir düşüşün olduğunu kaydetti. Bakan Çelik, şunları söyledi:
"İşsizlikte, Türkiye'de bir panik oluşturacak, bir sıkıntı doğuracak tablo söz konusu değil. Ama Ekim, Kasım aylarının verileri çok önem arz edecek. Yeni yılla birlikte hem sosyal güvenlik verileri, İŞKUR ve işsizlik fonundaki veriler çok ciddi yorumlar yapmamızı gerekli kılacak. Ama şu anda işsizlikle ilgili olayı panikletecek, sıkıntı doğuracak bir tablonun olmadığını söyleyebilirim."