"Mücevherat sektöründe merkez olacağız"

Cengiz, "Türkiye'nin kısa sürede mücevherat sektöründe merkez olma ihtimalinin yüksek olduğu görülüyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - UBM Rotaforte Genel Müdürü Şermin Cengiz, Türkiye'nin mücevher sektöründe oldukça başarılı ve deneyimli bir ülke olduğunu belirterek, Türkiye kuyumculuk sektörünün köklerinin 5 bin yıl öncesine dayandığını anlattı. 

Bu derece köklü ve zengin kültürel geçmişin şimdi de Türkiye'nin mücevher sektörünün parlamasına büyük katkı sağladığını aktaran Cengiz, mücevherat sektörünün dünya genelinde 130 milyar dolarlık bir pazar hacmine sahip olduğunu söyledi. 

Cengiz, şu an dünyanın 2. büyük kuyumculuk ihracatçısı, 3. büyük kuyumculuk üreticisi ve 5. büyük kuyumculuk ithalatçısı konumunda olan Türkiye'nin, mücevher sektöründe yükselen bir değer olduğunu, sektör ihracatının, geçen kasım ayında külçe altın hariç 2 milyar 71 milyon dolar seviyelerine ulaştığını kaydetti. 

Cengiz, "Geniş bir yelpazeye ihracat gerçekleştiren altın mücevherat sektörünün, 2013 yılında bir önceki yıla göre ihracatını yüzde 30'a yakın arttırarak 3,2 milyar dolar tutarında ihracat gerçekleştirildiği belirtildi. İhracat yaptığımız ilk 5 ülkeye baktığımızda ise Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak, Rusya, Libya ve Almanya öne çıkıyor" dedi. 

Şermin Cengiz, Türkiye'nin şu an komşu ülkelerle olan mücevher ihracatının oldukça iyi seviyelerde olup her geçen gün yükselen bir yıldız haline geldiğini ifade ederek, Istanbul Jewelry Show"un (IJF) oluşturduğu katma değerle Ortadoğulu altın alıcılarının yüzde 70'inin alışveriş için Türkiye'yi tercih etmeye başladığına dikkati çekti. 

Türkiye'deki firmaların, Ortadoğulu alıcılarla çok büyük ticari iş birlikteliklerine imza attığını aktaran Cengiz, şöyle konuştu: 

"2013 son aylarında başlayan bu gelişmeyle, Ortadoğulu altın alıcılarının Dubai yerine Türkiye'yi tercih etmeleri ve altının yüzde 70'ini Türkiye'den temin etmeleri kuyumculuk sektörümüz açısından oldukça önemli... Gerek coğrafi konumumuz, güçlü sermaye yapımız, gerekse yüksek üretim kapasitemiz ve müşteri taleplerine hızlı ve esnek cevap verebilmemiz bu derece önemli gelişmelerin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Global pazarda olduğu kadar Türkiye'nin ekonomik ve sosyal istikrarı sürdükçe, sektörde yakın gelecekte birçok güzel gelişme yaşanacak. Türkiye'nin kısa sürede mücevherat sektöründe merkez olma ihtimalinin yüksek olduğu görülüyor." 

"110 ülkeden ziyaretçiye ev sahipliği yaptık" 

Şermin Cengiz, yıllar önce 50-60 yabancı ziyaretçi fuara geldiği zaman mutlu olurken artık Doğu Avrupa'dan Yakın Asya'ya, Rusya'dan Ortadoğu'ya, Kuzey Afrika'dan, Türki Cumhuriyetler' e kadar 110 ülkeden ziyaretçiye ev sahipliği yaptıklarını belirterek, sektör ihracatının son 5 yılda 3 katın üzerinde arttığını ve 2013 yılında 3 milyar 254 milyon dolara yükseldiğini, yaklaşık 140 ülkeye değerli takı ihraç edildiğini, bu ülkelerin başında ise IJF'nin ziyaretçi kitlesiyle de birebir örtüşen BAE, ABD, Rusya, Almanya, İtalya ve İsrail geldiğini anlattı. 

İtalya, Hindistan ve ABD'nin öncelikli rakip ülkeler arasında yer aldığına değinen Cengiz, Türkiye'nin İtalya'dan sonra dünyanın en büyük 2. ihracatçısı, İtalya ve Hindistan'dan sonra ise en büyük 3. üreticisi konumunda bulunduğunu belirtti. 

Altın tüketimi açısından değerlendirildiğinde ise Hindistan ve ABD'nin başlıca rakipler olduğunu ifade eden Cengiz, Türkiye'nin altın tüketiminde Hindistan ve ABD'den sonra 3. sırada yer aldığını, ekonomik istikrar ve güven ortamının tüm sektörlerde olduğu gibi fuarcılık için de çok önemli olduğunu dile getirdi. 

Cengiz, "Her şeyden önce istikrar ve güven ortamının devamlılığını sağlamak gerek. Yurtdışındaki bütün büyük alıcılar artık Türkiye'den haberdar ve Türkiye'ye güveniyorlar, bu güvenin sarsılmaması lazım. Kuyumculuk sektörü yeni bir döneme adım attı ve bu dönemin adı da markalaşma. Türk markası tanınmaya başlayınca dünyadaki hak ettiği yere gelecek" dedi. 

Sektörün tasarım ve markalaşma sürecini kuvvetlendirmek ve ön plana çıkarmak için çalışmaya devam edeceklerini belirten Cengiz, fuara katılmanın yanında, pazarlama kanallarında da çok hızlı bir değişim olduğunu, rekabetin yoğun yaşandığı günlerde rakiplerden birkaç adım önde olabilmek için firmalara çok fazla görev düştüğünü, katılımcı firmaların, alıcı grubunu birebir davet etmesinden, stand dizaynına kadar rakiplerinden önde olması gerektiği uyarısı yaptı. 

Yurtdışında ziyaret ettiği fuarlarda bazı marka ve firmaların potansiyel alıcıların ilgisini çekebilmek için son derece dikkat çekici ve yaratıcı çalışmalar yaparak titizlikle hazırlandığını belirten Cengiz, "Umarım Türk firmaları da aynı hassasiyetle fuara hazırlık süreçlerini gerçekleştirerek, daha fazla alıcının ilgisini çekme fırsatı bulabilir" dedi. 

"Keşke altın fiyatları yükselmeseydi" 

25 ülkeden bin 200'ün üzerinde firma ve markanın yarın CNR Expo'da başlayacak IJF'ye katılacağını, firmaların yeni ürünleri sergileyip yeni iş bağlantıları kurma olanağını bulacağını belirten Cengiz, IJF'nin sadece kısa vadeli işbirliklerin gerçekleştirildiği bir platform olmadığını, tüm dünyadan sektör profesyonellerine yönelik önemli bir ihtisas fuarı olduğunu kaydetti. 

Cengiz, şöyle devam etti: 

"Elbette daha stabil ve tüm şartların istenildiği gibi bir ortamda yeni iş bağlantıları kurmak ve mevcut iş ilişkilerini geliştirebilmek, her açıdan daha esnek olabilmenizi sağlar. Fakat hepimizin bildiği gibi krizler ve karşılaşılan zorluklar, aynı zamanda fırsatları da beraberinde getirir. Mücevher sektörü oyuncuları bu gerçeğin çok net farkında… Dolayısıyla pazarlama stratejisi olarak da mevcut pazarlama ve iletişim stratejilerine ek olarak, öncelikle mevcut pazarlardaki pazar hacimlerini artırmaya ağırlık vererek beraberinde özellikle şu dönemde yeni pazarlara giriş yapıp, bir takım engelleri, tam da bu dönemde büyük bir fırsata dönüştürmeleri gerektiğinin bilincinde..." 

Yabancı alıcının ilgisinin mevcut durumda dahi oldukça yoğun olduğunu dile getiren Cengiz, özellikle yurtdışı açısından değerlendirdiklerinde önemli bir ziyaretçi beklentisi içinde olduklarını belirten Cengiz, "Yine de keşke altın fiyatları da yükselmeseydi" dedi. 

Şermin Cengiz, özellikle iş dünyasında sürekli artan rekabet ortamı sebebiyle IJF ile sektör profesyonellerinin yeni pazarları keşfetme ve yeni iş bağlantılarının kurulması noktasında da hatırı sayılır bir katkı sağladıklarını anlattı. 

Mücevher sektöründe, önemli iş bağlantılarının kurulup, yeni işbirliklerinin gerçekleştirilmesinde son derece önemli bir mihenk taşı olan "Istanbul Jewelry Show"un geçen yıl 110 ülkeden toplam 26 bin 523 ziyaretçiyi ağırlayarak, yaklaşık 800 milyon dolar civarında iş hacminin gerçekleştirilmesine zemin oluşturduğunu yineleyen Cengiz, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Geçen yıl, 5 salonda gerçekleştirdiğimiz fuarı bu yıl toplam 6 salonda, 60 bin metrekarelik alanda, Türkiye'nin yanı sıra Belçika, İtalya, Almanya, Yunanistan, Çin, Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Hindistan, Tayland ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere 25 ülkeden bin 200'ün üzerinde mücevher marka ve firmalarını dünya çapındaki önemli alıcılarla buluşturacağız. Her yıl yapılan iş birliklerinde rakamlarda artış yaşanıyor. Bu sene de geçtiğimiz yıla göre daha fazla satış yapılacağını öngörüyoruz."