"Şekerbank 2009'da enflasyonun üstünde büyüyecek"

Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Göktan, 2009 yılında 5-10 adet şube açabileceklerini açıkladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, 2009 yılında 5-10 adet şube açabileceklerini, enflasyonun üstünde büyüme gerçekleştirebileceklerini bildirdi.

Göktan, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda soruları yanıtlarken, dünyada "globalizasyon" döneminin biterek, "minimalizasyon" döneminin başladığını düşündüğünü ve her ülkenin kendi sistemini, sorunlarını, yapısını sorguladığını ve düzenlediğini belirterek, "her ülkenin 'gemisini kurtaran kaptandır' şeklinde kendi başının derdine düştüğü" görüşünü dile getirdi.

Sonbaharda IMF toplantılarına katıldığında, "Batılılar, kapitalist ülkeler, krizi gelişmekte olan ülkelere ihraç etmeye çalışıyorlar. Sonunda yine bizi suçlu yapacaklar" dediğini anlatan Göktan, "Gelişmeler de bunu gösteriyor. Sorumlu, gelişen ülkelermiş gibi oraları sorgulamaya başladılar, oralara akan kaynakları kontrol etmeye çalışıyorlar. Kaynak girişinde noksanlıklar var, o ülkelere girmiş olan yatırımcılar oralardan çıkıyor" şeklinde konuştu.

Göktan, "büyük olan güçlüdür", "en büyük çok iyidir" görüşlerinin iflas ettiğini düşündüğünü ifade ederek, şu anda "kontrol edilebilen küçüklerin de iyi olabileceğinin" ortaya çıktığını ve yerelliğin önem kazandığını söyledi.

"Devletleştirilen ortakları Bank Turan Alem (BTA) Grubunun, bankanın hisselerini satmak istemesi durumunda ne olacağının" sorulması üzerine Göktan, grubun bankada yüzde 33,98'lik payı bulunduğunu hatırlatarak, "Bu bizim yönetimimizi etkilemiyor. Biz görüştük, bizimle olan politikaları ve anlaşmalarına tamamen sadıklar, hatta sermaye artırımı sürecini başlattık, ona da katkıda bulunacaklar" dedi.

Göktan, sermaye artırımının önceden planladıkları bir şey olduğuna ve "bankanın özkaynağı 1 milyar TL olana değin sermaye artırımına devam edeceklerini" söylediklerine değinerek, ortaklığı yaparken, yönetimde söz sahibi olabilmeyi ve gelecekte de para vermeye devam edecek olanları düşündüklerini anlattı.

"Bu süreçte finans sektöründe Türkiye'den çıkan yabancı olur mu?" sorusuna Göktan, "Zannetmiyorum. Çıkan yanlış yapar, kendi geleceği için yanlış yapar" karşılığını verdi.

"2010'un ilk çeyreğinde yavaş yavaş canlanma başlar"

Hasan Basri Göktan, büyüme planlarına ilişkin de, dünyadaki gidişe bağlı olarak durumu öngördüklerine ve planlarını buna göre yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Hiçbir zaman ayağımız yere basmayacak bir strateji yapmadık. 'Kendi kaynaklarımızla büyümeyi esas alalım' demiştik. 'Tahvil ihraç edelim ya da çok çok büyük sendikasyonlar yapalım' yerine, 'sermaye artıralım ve yaygın mevduat ağımızı geliştirelim' demiştik. Şekerbank'ın çok sağlam bir mevduat tabanı, müşteri profili, güvenirliği var. Biz, pasifimizi böyle koşullandırdık; sermaye artıracağız, elimizi cebimize atacağız, mevduat toplayacağız, çok az dış kaynakla. Kredi politikamızda 'Anadolu bankacılığı' diye bir konsept geliştirdik. Böyle bir yapıyı öngördüğümüz için zaten minimalleşen sistemde, kontrol edilebilir büyüklükleri yönetmeye hazırlık yapmıştık. Kendi açımızdan büyüme ölçeklerine devam edeceğiz. Bu, birtakım revizyonlar yapmamızı gerektirecek. Şube elbette açacağız ama öyle çok hızlı bir şubeleşme değil. 5-10 şube düşünebiliriz diye bakıyoruz gelişmelere. Enflasyonun üstünde bir büyüme yapabiliriz diyoruz."

Şekerbank'ın kültüründe kredi çağırma bulunmadığına işaret eden Göktan, "Hiç kimsenin işini bozacak şekilde vadesinden önce kredi çağırma, Şekerbank'ın kültüründe yoktur" dedi.

Göktan, krizin ne zaman biteceğini kestirmenin mümkün olmadığına dikkati çekerek, 2010'un ilk çeyreğinde yavaş yavaş canlanmanın başlayacağını düşündüğünü ifade etti.

Piyasaya çok fazla para sürüldüğüne değinen Göktan, "Belki bu Batılı ülkeler için sorun olmayabilir ama yükselen pazarlarda özellikle gelecek kuşaklar bunun bedelini ödeyecekler. Bunun bir de enflasyon geri dönüşümü olacak. Bu paraların bir de piyasadan çekilmesi olacak. Şimdiden oturup onu da planlamak lazım. Böyle bir krizden çıkmaya başladıktan sonra da öyle bir krize girme tehlikesi başlayacak" diye konuştu.

"Bankalar da krediyi vermek istiyor ama krizde de korkuyorlar"

Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Göktan, krize yönelik tedbirlere ilişkin olarak da, önemli olanın bu önlemleri biraz daha kapsamlı, biraz daha proaktif ve birbiriyle senkronize olarak yapmak gerektiğine işaret ederek, "Türkiye'de ekonomiyi canlandırmaya gerek yoktur demiyorum, mutlaka canlandırmaya gerek vardır. Piyasaya bir miktar para sürmek gerekir ama bu paranın mutlaka bankacılık sektörünün üstünden geçmesi lazım" dedi.

Krizin daha çok reel sektörü sıkıntıya soktuğunu, rahat olanın bankacılık ile kamu olduğunu ve reel sektörün krediye ihtiyacı bulunduğunu belirten Göktan, şu görüşleri dile getirdi:

"Bankalar da krediyi vermek istiyor ama krizde de korkuyorlar. Niye korkuyorlar? Türkiye'de sorun şu; bir vade uyumsuzluğu var, mevzuatta aktif-pasif dengesinde. Vade, kriz olmadığı en iyi yıllarda, 2007'nin sonunda falan 3 aya çıkmıştı ortalama. Şimdi zannediyorum (1 aya doğru) geliyor. Önce bu vade uyumsuzluğu sorununu çözmek lazım. Bankalar, rahat olmalı. İkincisi; 'ben krediyi vereceğim ama bu kurum batarsa, yüzde 50 düzelme yüzde 50 düzelmeme ihtimali var'. Bu durumda banka tereddüt ediyor. O zaman bir garanti sisteminin devreye girmesi lazım. Bunun mevzuatla da gevşetilmesi lazım. Bankacı, 'ben yüzde 50 iyi olur yüzde 50 iyi olmaz durumda krediyi verdim suçlanırım' diye korkuyor, Bankalar Kanunundan."

Göktan, sektörde geri dönmeyen kredilerin artacağına, bankaların karlılıklarının azalacağına ve kredi hacimlerinin düşeceğine değinerek, sektörde birleşmeye ilişkin olarak, "Belki gelecekte, ama şu anda konsolidasyon görmüyorum. Bu ortamda olacak bir şey değil, çünkü birleşme de piyasa koşulları uygun olduğu zamanlarda olur. Herkes kendisini pozisyonladı şimdi. Kimse kimsenin riskini satın almak istemez kriz şartlarında. Optimalleşmeler başladıktan sonra düşünülebilir" diye konuştu.