"Türkiye saydamlıkta yine sınıfta kaldı"
Mali saydamlık notu 2007 yılının sonunda 100 üzerinden 43,2 puan düzeyinde çıktı
ANKARA - Mali Saydamlık Endeksi’ne göre merkezi yönetim bütçe süreçlerinin mali saydamlık notu 2007 yılının sonunda 100 üzerinden 43,2 puan düzeyinde çıktı. Benzer şekilde Uluslararası Bütçe Ortaklığı tarafından bu yılın başında açıklanan Bütçe Açıklığı Endeks sonuçlarına göre, Türkiye 2006 yılında 43 puan ile 85 ülke arasında 41’inci sırada “bazı bilgilerin verildiği” ülke grubu içinde yer aldı.
TEPAV Mali İzleme Grubu’ndan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Görevlisi M.Ferhat Emil ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. H. Hakan Yılmaz tarafından hazırlanan “Mali Saydamlık İzleme Raporu -2007” yayımlandı.
Mali Saydamlık Endeksi’ne göre, merkezi yönetim bütçe süreçlerinin mali saydamlık notu 2007 yılının sonunda 100 üzerinden 43,2 puan düzeyinde çıktı. Endeks puanı 2006 yılındaki 41,3 değerine göre yaklaşık iki puan yükseldi.
Rapor’da kamu mali yönetim sisteminin daha saydam hale getirilmesine yönelik olarak hazırlanan 5018 sayılı kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun uygulamaya girmesiyle birlikte Türk bütçe sisteminin mali saydamlık notunun endeks değerinin ideal durumda minimum 60 puan düzeyine çıkmasının beklenmekte olduğu hatırlatılarak, “Endeks değerinin hala 40 puan seviyelerini aşamamış olması ülkemizde mali saydamlığın patinaj sürecinin devam ettiğini göstermesi açısından dikkat çekicidir” denildi.
Trinidad ve Ekvator Ginesi’ni geçebildik
Uluslararası Bütçe Ortaklığı’nın (International Budget Partnership-IBP) 2009 yılı başında açıklanan Bütçe Açıklığı Endeksi 2006 yılı sonuçlarına göre, Türkiye 43 puan ile 85 ülke arasında 41 inci sırada “bazı bilgilerin verildiği” ülke grubu içinde yer aldı.
TEPAV Raporu’nda, IBP sonuçlarında saydamlık ve demokrasinin gelişkinlik düzeyi arasındaki güçlü pozitif ilişkiye benzer bir ilişkinin saydamlık ve gelir düzeyi arasında da gözlemlendiğine dikkat çekilerek, şöyle denildi:
“Kişi başına gelir düzeyi arttıkça saydamlık düzeyi de artmaktadır. Türkiye sahip olduğu gelir düzeyi açısından düşük bir saydamlık düzeyine sahiptir. Türkiye’nin sahip olduğu gelir düzeyinin altında kalan pek çok ülke bütçe saydamlığı açısından çok daha iyi bir performans göstermektedir. Türkiye’den daha yüksek kişi başına gelir düzeyine sahip olup bütçe saydamlığında Türkiye’nin altında kalan ülkeler, Suudi Arabistan, Lübnan, Trinidad ve Ekvator Ginesi’dir. Diğer gelir düzeyi yüksek olan ülkeler saydamlık açısından da Türkiye’nin üstünde çıkmaktadır.”
"Vergi İdaresine ilişkin olumsuz algı devam ediyor"
Rapor’a göre, “Bütçenin uygulanma ve kontrol sürecindeki açıklık” ilkesi 2007 yılında 2006 yılına göre yüzde 7 oranında artarak 42,2 puan düzeyinde gerçekleşti. 5018 sayılı Kanun’un etkin bir şekilde uygulanmasıyla 61,3 puan düzeyinde olması beklenen endeks değeri 5018 sonrası ancak 40 puan civarında oluştu. Vergi idaresinin yasal olarak politik etkilerden uzak olması ve vergi uygulama sonuçları konusunda düzenli raporların eksikliği konusundaki olumsuz algılamanın devam etmesi, yıl başında bütçe ile açıklanan makro ekonomik çerçevenin bütçe politikalarındaki gelişmelerin ışığında yıl ortasında sistematik olarak gözden geçirilmesi alt ilkesi bu endeks değerini sistematik olarak aşağıda tuttu.
"Krizde mali saydamlık daha da önemli"
Özellikle 2000’den sonra yapılan birçok çalışmada saydamlık düzeyindeki iyileşmenin iyi yönetim, hesap verme sorumluluğu, mali disiplin, kamu harcamalarının kalitesi, daha düşük düzeyde yolsuzluk ve yoksullukla anlamlı bir ilişkiye sahip olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekilen Rapor’a şöyle devam edildi:
“Dünya Bankası için yapılan bir çalışmada 169 ülke verisinden hareketle saydamlıkla yönetimin kalitesi arasında güçlü ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. IMF için yapılan bir başka çalışmada da mali saydamlıkla ülkenin ekonomik koşullarına ilişkin algılamanın iyileştiğine yönelik beklentiler arasında pozitif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dünya’nın yeni bir küresel kriz içine girdiği bu dönemde mali saydamlığın ülke yönetimleri ve sivil toplum başta olmak üzere diğer kesimler tarafından sahiplenilmesi ve korunması gereken önemli bir konu olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.”