"Türkiye’de aile şirketlerini veraset yoluyla devretmek daha kârlı"

KPMG'nin Avrupa Aile Şirketleri Derneği ile yaptığı vergi araştırması, Türkiye’de aile şirketlerinin veraset yoluyla devredilmesinin daha kârlı olduğunu ortaya koydu. 10 milyonluk bir şirket için 1.8 milyon liralık vergi farkı hesaplandı!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KPMG’nin Avrupa Aile Şirketleri Derneği (EFB) ile birlikte hazırladığı Vergi Araştırması’nda Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Türkiye dahil belli başlı 42 ülkede veraset ve emeklilik yoluyla devredilen aile şirketlerinden alınan vergiler incelendi. Rapor, Türkiye’de aile şirketlerini gelecek kuşağa veraset yoluyla devretmenin daha kârlı olduğunu ortaya koydu. 10 milyon TL değerinde bir şirketin devrinde veraset durumunda yaklaşık 815 bin TL vergi alınırken, aynı şirket hibe yoluyla devredildiğinde vergi miktarı yaklaşık 2.7 milyon TL'yi buluyor.

Yaptıkları araştırma raporuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Vergi Bölüm Başkanı Abdulkadir Kahraman şu bilgiyi verdi: "Dünyanın farklı bölgelerinde farklı uygulamalar söz konusu ve araştırmamızda bunların önemli olanlarını inceledik. Türkiye’de aile büyüklerinin vefat etmeden işlerini bir sonraki kuşağa devretmeleri halinde ödenecek vergi, vefat halinde ödenecek vergiden daha yüksek. Bu uygulama şu anlama geliyor; daha az vergi vermek ve kasadan çıkan parayı azaltmak istiyorsanız işinizi ölmeden önce bir sonraki nesle aktarmayın. 10 milyon TL değerinde bir şirketin devrinde Türkiye’de veraset durumunda yaklaşık 815 bin TL vergi alınırken aynı şirket hibe yoluyla devredilirse vergi miktarı yaklaşık 2 milyon 670 bin TL oluyor."

Sözlerine devam eden Kahraman, “Gelişmiş ekonomilerde varlıklar vergilendirilirken, geçerli olan vergi yükü, gelişmekte olan ekonomilere kıyasla çok daha yüksek. Ancak gelişmiş ekonomiler geniş kapsamlı ve cömert indirimler uygulayarak vergi yükünü azaltmakta ve böylece aile şirketlerini parasal açıdan korumaktalar. Bu durum gelişmiş ekonomilerin servet birikimini teşvik etme politikası ile de örtüşmekte" dedi.

Bazı ülkelerde veraset  yoluyla daha fazla vergi alıyor

Rapora göre, aile şirketinin veraset yoluyla intikalinden alınan verginin, hayattayken hibe yoluyla yapılan devirden alınan vergiden daha yüksek olduğu ülkeler arasında Belçika, Fransa ve ABD (bazı eyaletler) de var. Aradaki fark önemsiz denmeyecek kadar büyük. 10 milyon TL değerindeki bir şirketten bahsediyorsak, ( Belçika – yaklaşık 300 bin TL Fransa yaklaşık 421 bin TL ABD (bazı eyaletler) – yaklaşık 615 bin TL ) gibi rakamlar söz konusu.

Vefat sonrasında veya emeklilikte yapılması arasında fark yok

Çalışmaya dahil edilen ülkelerin çoğunda (30 ülke), indirim sonrası vergiler dikkate alındığında aile şirketindeki devrin, vefat sonrasında veya emeklilikte yapılması arasında ya hiç fark yok ya da aradaki fark çok küçük (5 bin TL’den az). 10 ülkede ise aile şirketinin emeklilikte hibe yoluyla devrinden alınan vergi, veraset vergisinden daha yüksek. Bu ülkelerden, Japonya, Ürdün, Türkiye ve Avustralya’da, hayattayken yapılan hibelerden alınan vergi ciddi oranda daha yüksek (veraset vergisinden alınan 1 milyon TL’den daha fazla).

Sonuç olarak, bu ülkelerde varlıkların mümkün olduğu kadar uzun bir süre bir evvelki kuşağın elinde kalması kaçınılmaz. Veraset yoluyla intikalde ve hibe yoluyla devirde farklı vergi yüklerinin söz konusu olması, nöbet değişiminin ne zaman yapılması gerektiği konusunda ailenin tutumunu ve şirket sahibinin kararlarını önemli ölçüde etkiliyor. Aile şirketinin şirket sahibi hayattayken değil de veraset yoluyla devredilmesi bazı durumlarda vergi açısından olumlu sonuçlar doğurmakla beraber, büyümesine katkıda bulundukları şirkette 'sahip' konumunda olmamaları genç kuşakların hevesinin kırılmasına da neden olabilir.

Mülkiyet bir önceki kuşakta, yönetim ise genç kuşakta olacak şekilde bir denge kurabilmek için, her iki tarafın da düşünceli davranması ve ortayı bulması gerekir. Öte yandan hükümetler, aile şirketi sahiplerinin en önemli hedeflerinden birinin şirketi aile içinde tutmak ve bir sonraki kuşağa başarılı bir şekilde aktarmak olduğunu, ancak şirket sahiplerinin şirketlerinin geleceğiyle ilgili verecekleri kararlarda vergi yükünün de önemli bir rol oynayabileceğini hesaba katmalı. Politika yapıcılar, ekonomik faaliyetlerden vergi geliri elde etme ihtiyacını dengelemeye çalışırken bu hususları da dikkate almalı.