"Üretim ve istihdamda da açılıma ihtiyaç var"

İSO Başkanı Küçük, üçüncü çeyreğe ilişkin verilerin tümünün açıklanmadığını ancak, açıklanan kadarıyla, toparlanma eğiliminin bu çeyrekte yavaşlamış görüldüğünü söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ekonomide, üretimde, istihdamda da açılıma ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Ümit veren birkaç ayı takiben maalesef, ekonomideki iyileşme sürecinin kaplumbağa hızına gerilediği bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz" dedi.

İSO Başkanı Küçük, yılın son çeyreğine girerken dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve sanayideki son durumun değerlendirildiği Ekim ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, üçüncü çeyreğe ilişkin verilerin tümünün açıklanmadığını ancak, açıklanan kadarıyla, toparlanma eğiliminin bu çeyrekte yavaşlamış görüldüğünü söyledi.

Sanayi üretiminde 13 aydır aralıksız devam eden küçülmenin, geçen yılın ağustos ayında başladığını hatırlatan Küçük, "İşte geçen yılki yüzde 3,6'lık negatif oranın baz etkisiyle, bu yılın ağustosundaki küçülme nispeten makul düzeyde kalmıştır" dedi.

Küçük, sanayi üretiminde önümüzdeki aylarda da bir önceki yıla göre oranların, geçen yılki yüksek küçülmelerin matematiksel etkisiyle "nispeten" makul seviyelerde geleceğine işaret ederek, bundan sonra daha dikkatle izlenmesi gerekenin, bir önceki aya göre değişim oranları olduğunu belirtti.

Mart ayından itibaren, sanayi üretiminde bir önceki aya göre artışta olumlu gidişat görüldüğünü, marttan temmuza 5 ay aralıksız devam eden olumlu gidişatın, ağustos ayında kesintiye uğradığını dile getiren Küçük, imalat sanayi kapasite kullanım oranı, sanayide ciro ve sipariş endekslerine değinerek, "Tüm bu göstergeler sanayi üretiminde eylül ayı için de fazla iyimser olamayacağımızı söylemektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Tanıl Küçük, Türkiye'nin, ekonomik krizlerin faturasını, işsizlik ve üretim kaybı olarak ödediğine dikkati çekerek, son krizin sanayide yıkıcı etki yarattığını, İstanbullu sanayicinin ağır yara aldığını, Anadolu sanayileşmesinde model olarak gösterilen Denizli'nin istihdamda ağır kayıplarla gündeme geldiğini anlattı.

İstanbullu sanayicilerin, sel felaketine de maruz kaldığını hatırlatan Küçük, Meclis üyelerine, bu konuda yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Yılın son çeyreği

İSO Başkanı Küçük, sanayi üretimindeki durumun, ekonomideki toparlanma eğiliminin yavaşladığına işaret ettiğini kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dipten çıkış, normale dönüş, beklenenden daha uzun zaman alacağa benzemektedir. İyileşmenin nasıl olacağı çok tartışılmıştı, hala da tartışılıyor. Şu aşamada Türkiye ekonomisi için dipten keskin bir yükselişin olduğu 'V' şeklinde bir iyileşmenin, en azından üretim boyutuyla pek mümkün görünmediğini söyleyebiliriz.

Esasen yılın ikinci yarısı için ümitler yüksekti. Ekonomideki toparlanmanın, matematiksel etkinin yardımıyla devam edeceği beklentisi hakimdi. Ancak, ümit veren birkaç ayı takiben, maalesef ekonomideki iyileşme sürecinin kaplumbağa hızına gerilediği bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Oysa Türkiye'nin yavaşlama lüksü yoktur. Ekonomimizin, özellikle üretim ve istihdam boyutuyla, çok daha hızlı adımlarla toparlanması gerekmektedir. Bu noktada şu gerçeği hatırlatmalıyız ki, ekonomiler kendi kendilerine toparlanamazlar. Hızlı toparlanma ve krizden çıkış için, hükümetlerin aktif ve iyi planlanmış politikalar izlemesine ihtiyaç vardır."

Türkiye'nin, krizin başlangıcında önlem almakta geç kaldığı, sonraki aşamada ise aldığı önlemleri devam ettirememiş görüntü ortaya koyduğu görüşünü dile getiren Küçük, dünya ekonomisinde toparlanmanın başlamasının, Türkiye'yi de olumlu etkileyeceğini, ancak "çözümü dışarı havale etme"nin düşünülemeyeceğini belirtti.

Küçük, üretim ve istihdamı korumak için en önemli imkanın, iç talebin canlandırılması, artan işsizliğe ve ekonomideki küçülmeye karşı kısa dönemde alınabilecek ilk önlemin iç talebi canlandırmak olduğunun altını çizerek, Türkiye'de de bu yolun izlenerek, mart ayında ÖTV-KDV indirimi uygulamasının başlatıldığını hatırlattı.

Ekonomik göstergelerin, bu önlemlerin işe yaradığını gösterdiğini ve ikinci çeyrekteki "nispi" iyileşmenin, büyük ölçüde KDV-ÖTV indirimlerinin sonucu olduğunu ifade eden Küçük, "Hal böyle iken uygulama sona erdirilmiştir. İhracatın azalmaya devam ettiği, iç piyasada canlandırıcı herhangi bir tedbirin olmadığı bir ortamda, yılın son çeyreğinde üretim ve istihdam için ne kadar ümitli olabiliriz?" diye konuştu.

Küçük, ÖTV-KDV indirimlerinin, iç piyasayı canlandırmak üzere tekrar gündeme getirilmesi ve devam ettirilmesi gerektiğini belirterek, "Mali disiplin önemlidir. Türkiye, bu konuda dikkatli olmalıdır. Ama ekonominin canlanması, şu aşamada mali disiplinden öncelikli görünmektedir" dedi.

"Güçlü dış politika sağlam ekonomi ile tamamlanır"

Ekonominin "ateşten gömlek" halini aldığı 2009 yılında Türkiye'nin gündemine çoğunlukla siyasi başlıkların hakim olduğunu anlatan Küçük, buna itirazları olmayacağını, Türkiye'nin siyasi, sosyal tüm meselelerine çözüm üretmesi gerektiğini ancak, bunu yaparken, böyle bir dönemde ekonominin gündemden tümüyle gündemden düşmemesi gerektiğini vurguladı.

Tanıl Küçük, "Ekonomide de açılıma ihtiyaç vardır. Üretimde, istihdamda da açılıma ihtiyaç vardır. Kaldı ki, buralardaki açılımlar, diğer açılımların tamamlayıcısı olacaktır. Güçlü ve sağlam bir ekonomi, sosyal barışın en büyük teminatıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde, dış politikanın da, gündemde yoğun yer tuttuğuna değinen Küçük, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde ve özellikle de bölgedeki gelişmelerde aktif rol üstlendiğini, komşularla sıfır problem yaklaşımını ve birikmiş sorunların çözümü yönünde adım atılmasını önemli bulduklarını ve desteklediklerini ifade etti.

Küçük, bu gelişmelerin zaman içinde Türkiye'nin ekonomik potansiyeline ve dış ticaretine de olumlu yansıyacağı kanaatinde bulunduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Ama, şunu bir kez daha hatırlatmalıyız ki, güçlü bir dış politikanın en önemli tamamlayıcısı da, yine sağlam bir ekonomidir. Ekonomik sorunlarını çözmekte yol almış bir Türkiye, dış politikada da daha emin adımlarla yürüyecektir. Ekonomi gündemden düşmemeli, üretimi, istihdamı destekleyecek, krizden çıkış hızlandıracak önlemler kesintisiz olarak devam etmelidir. Ayrıca, her zaman söylediğimiz gibi, önlem almak önemlidir ama önlemi zamanında almak, en az o kadar önemlidir."

Özel sektörün yatırım harcamalarının, son iki çeyrektir yüzde 30'lar civarında azaldığını, orta vadeli planda da, önümüzdeki 3 yıla ilişkin olarak, yatırımlar konusunda ümit verici öngörülere rastlamadıklarını ifade eden Küçük, yatırımlardaki azalmanın bedelinin, önümüzdeki yıllarda, düşük büyüme, işsizlikte artışı, üretimde azalma olacağını söyledi.

Küçük, döviz kurunun aşağı yönlü hareket eğilimi içine girmesinin, sanayinin rekabet gücünü daha da zora sokacağını, ithalatı teşvik edeceğini, istihdam ve üretim sorunlarının daha da ağırlaşmasına yol açacağını kaydederek, "Daha önce gördüğümüz bu filme bir kez daha izin verilmemelidir" dedi.