"Yeni strateji, fındıkta Türkiye'nin üstünlüğüne zarar verecek"

TZOB Başkanı Bayraktar, Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın açıkladığı yeni fındık stratejisini eleştirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker tarafından açıklanan 2009-2012 yılları arasında uygulanacak yeni fındık stratejisinin bu haliyle dünya fındık üretiminin yüzde 75'ini gerçekleştiren Türkiye'nin söz konusu üstünlüğünü kaybetmesine yol açacağını ileri sürerek, "yeni fındık stratejisi, ülkemiz fındık politikasını ve fındık üreticisini olumsuz yönde etkileyecek. Kararname, ilgili tüm tarafların görüşleri alınarak yeniden gözden geçirilmeli" dedi.

Bayraktar, birlik binasında düzenlediği basın toplantısında, TZOB'un fındık stratejisinin açıklanmasından bir gün sonra fındık sektörünü bir araya getiren bir toplantı organize ettiğini ve söz konusu toplantıda tüm ilgili tarafların görüşlerini alarak bir rapor hazırladıklarını bildirdi.

Bayraktar, yeni fındık stratejisinde fındık üretim alanlarının 1983 yılında çıkarılan 2844 sayılı yasaya göre tanımlandığı bilgisini vererek, uzaktan algılama sistemi ile belirlenen Türkiye fındık dikim alanlarının 691 bin hektar olduğunu, Tarım Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise bu alanın 642 bin hektar olarak ifade edildiğini ve 49 bin hektar alanın yok sayıldığını öne sürdü.

Açıklanan stratejide, 406 bin hektar ruhsatlı araziye, alan bazlı gelir desteği, 176 bin hektar araziye, telafi edici ödeme desteği verileceği ifade edilirken, 60 bin hektar dikili fındık alanının ne olacağına dair bir açıklık getirilmediğini anlatan Bayraktar şöyle devam etti:

"Serbest piyasa şartları oluşturulmadan, üretici alıcı karşısında güçlendirilmeden ve özellikle lisanslı depoculuk sistemi devreye girmeden, fındığın serbest piyasa şartlarına bırakılması endişe vericidir. Üreticinin, maliyetin altında serbest piyasa şartlarında oluşacak bir fiyat karşısında korunması için müdahale alımları yapabilecek bir mekanizmanın hayata geçirilmesi zaruridir. Fındık piyasasında tam rekabet koşulları yoktur. Az sayıda alıcı, çok sayıda satıcı (üretici) olduğu bugünkü durumda TMO;nun piyasadan çekildiğini açıklaması yanlıştır.

Eğim ve 750 m üzerindeki fındık alanlarıyla ilgili Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgiler açıklanan verilerle uyum göstermemektedir. Tutarlı olmayan bu tespitlerin bizim açıklamamızdan sonra revize edileceğini tahmin ediyoruz."

Bayraktar, fındık piyasasına müdahale mekanizmasında üç yıl önce Fiskobirlik uygun görülmediği için, en güçlü müdahale kurumu olan TMO'nun devreye sokulduğunu belirterek "Şimdi ise TMO devreden çıkarıldı. Çiftçi, kiminle karşı karşıya kaldı? Çiftçi, normal işleyen bir piyasanın oluşması için gerekli olan arkasındaki devlet desteğini kaybetti. Devlet, ben çiftçiden yanayım diyemedi" şeklinde konuştu.

"Fiyatlar düşecek"

Çiftçinin hasada girerken tüccara mahkum edildiğini, daha önceden haberdar edilmediği için korumasız ve çaresiz bırakıldığını dile getiren Bayraktar şunları kaydetti:

"Hasada çok kısa bir süre kala yapılan bu sistem değişikliği açıklaması, fındık fiyatlarını aşağıya çekecektir. Bu sistem değişikliği ile piyasada fiyatlar düşecektir. Tüccar fiyatı aşağı çekerek, desteğin bir kısmını çiftçi ile kırışacak, paylaşacaktır. Nitekim kırışma hızlı başladı; kararname açıklanmadan önce 4 TL den bağlantı yapan tüccar, fiyatı 3,1 TL;ye çekti. Bu fiyatların daha da aşağıya düşmesinden endişe ediyoruz. Bundan en büyük zararı, prim desteğinden faydalanamayan toplam fındık üreticisinin üçte birini oluşturan çiftçi görecektir. Bu strateji ile çiftçi dayak yedi. Makro açıdan ülke kazanacak mı? Kazanacaksa dayak yemeye razıyız.

Fındık fiyatlarının düşmesi ile ihracat miktarımız artsa bile toplam ihracat gelirimiz düşecektir.

Son yıllarda, Türkiye Ziraat Odaları Birliği;nin verdiği etkili mücadele sonucu fındıkta, kaybeden dış alıcılar ve bunların Türkiye;deki temsilcileri, kazananlar ise Türk çiftçisi ve Türkiye olmuştur. Türkiye ortalama 7 dolar/kg;dan fındık ihraç etmiş ve son beş yılda 7 milyar dolar ülkemizin kasasına girmiştir. Bu yeni düzenleme bu tabloyu tersine çevirecektir.

Dış piyasa aktörleri istikrara bakar. Fiyat politikası istikrarlı olmalı, değişken olmamalıdır. Fiyat istikrarını sağlayacak devlet müdahalesi olmalıdır. Müdahale fiyatı belirlenerek gerektiğinde Fiskobirlik marifetiyle alıma girilmelidir. Destek üreticiye ürün bazında yapılmalıdır. Alan bazında destek, fiyatları aşağı çekecektir. Fiyatlar düşerse bundan Avrupalı çikolata üreticileri kazanacaktır.

Biz bu stratejinin hazırlandığı mutfağın Tarım Bakanlığı olmadığını tahmin ediyoruz. Bu mutfak Tarım Bakanlığının mutfağına benzemiyor.

Söz konusu Kararname, yukarıda zikredilen maddeler ışığında, ilgili tüm tarafların görüşleri de alınarak yeniden gözden geçirilmelidir."