"Zihniyet ve tutumlar değişmelidir"

"Zihniyet ve tutumlar değişmelidir"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sigorta kavramına karşı toplumda bir güvensizlik var. Bu bakış açısının nedenlerinden biri de bilgi yetersizliği. Sigorta şirketleri ise, satış ve dağıtım kanallarındaki hizmet kalitesini hızla yükselterek, tüketicileri bilinçlendirmeyi ve daha fazla memnun etmeyi hedefliyor. İhtiyaçları tam olarak karşılayacak ürünlerin, kapsam dışı hasarlar nedeniyle doğabilecek memnuniyetsizlikleri azaltacağını vurgulayan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su'nun görüşü, önce zihniyet ve tutumların değişmesi gerektiği yönünde: "Hasar neticesinde aldığı hizmetten memnun kalanların, sigortalı olmanın verdiği huzur ve rahatlığı çevresindekilere anlatmasının, sigorta bilincinin gelişmesinde çok büyük bir payı var. Sigortacıya da çok şey düşmektedir. Gerek iletişime gerekse müşteri memnuniyetini artırmaya dönük toplam kalite yönetimine önemli oranda yatırım yapıyoruz. Acentelere dönük eğitim ve geliştirme faaliyetleri de yürütüyoruz. Ürünlerin içerikleri hakkında daha detaylı bilgi alınması konusunda teşvik ediyoruz." Konut sigortasının, kaskoya göre yüksek olduğu sanılıyor Türkiye'de, 1,7 oranındaki gayri safi milli hasıla payıyla, ciddi bir sigorta potansiyeli olmasına rağmen, DASK poliçesine yönelik duyarsızlık olduğuna dikkat çeken Su, sözlerini şöyle tamamladı: "Kasko sigortasına önem verilirken, hırsızlık, yangın, su basması gibi risklere karşı duyarsız kalınabiliyor. Konut sigortasının, kaskoya göre yüksek olduğu da sanılıyor. '30 milyarlık arabamın kaskosu bu kadarsa, 150 milyarlık eviminki çok daha yüksektir' diye düşünülüyor. Hâlbuki risk değerlendirmesinde evin riski, arabadan çok daha az; primler, kaskoyla mukayese edilmeyecek kadar ucuz." Prim üretimi geçmişe kıyasla iyi Geçmiş yıllarda, sigorta sektörünün prim artışının enflasyonun üzerinde olduğunu kaydeden Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, şu bilgileri verdi: "Kişi başına prim üretimi ve gayri safi milli hasılada sigorta primlerinin payı Avrupa Birliği verileriyle karşılaştırıldığında gerçekleştirilmeyi bekleyen büyük bir potansiyel olduğu görülmektedir. Bu pay ülkemizde yüzde 1,7 iken, kişi başına prim üretimi 90 dolar civarındadır. AB'de ise kişi başına prim üretimi ortalaması 2.600 doları aşmış ve gayri safi milli hasıla içindeki payı ortalama yüzde 9 seviyesine ulaşmış durumdadır."