”Ruble ile ticaret ihracatı iki kata çıkarabilir”

İHKİB Başkanı Tanrıverdi, hazır giyim sektörünün, umudunu Ruble ile ticarete bağladığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, "Ruble ile ticaret, kriz döneminde Rusya'ya ihracatı iki katına çıkarabilir" dedi.

Ruble ve TL ile ticaret konusunda son gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda konuşan Hikmet Tanrıverdi, hazır giyim sektörünün, umudunu Ruble ile ticarete bağladığını belirterek, Hazine Müsteşarlığının, Ruble ile ticarete imkan tanıyacak Kanun Hükmünde Kararnameyi Bakanlar Kuruluna gönderdiğini ve bir iki hafta içinde imzalanmasını beklediklerini ifade etti.

Tanrıverdi, ekonomistlerin bu konuda detaylara girerek işleri zorlaştırdığını dile getirerek, önemli olanın Ruble'yi dolaştıracak aracıyı bulmak olduğunu ve bu işi de ticari bankaların çok iyi yapabileceğini söyledi.

Bankaların günlük kur farkından yüzde 1-2 pay alarak aracı olabileceğini bildiren Tanrıverdi, şöyle konuştu:

"Önemli olan Ruble'yi dolaştıracak aracıyı bulmak... Araya ticari bankalar girecek. Merkez Bankası bu işe girmeyi düşünmüyor. Biz ticari bankalarla görüşmeye başlıyoruz. Garanti ve Yapı Kredi Bankası'yla görüşeceğiz. Bankalara da iyi piyasa getirecek. Doğal gaz ve petrol ödemelerinin bir kısmının da Ruble ile ödenmesi gibi bir yol açılırsa bankalar da ilgili kuruluşlara Ruble'yi satarak TL'ye daha kolay geri dönüşümü sağlayabilir. Kur riskinin de çok büyük problem olacağını düşünmüyorum. Kur değişimi riskten ziyade, avantaj getirebilir. Özel bankalar Ruble ile ihracatı çok iyi planlayabilirler. Bu konuyla ilgili ilk girişimde bulunan banka çok büyük fırsatlar yakalayacaktır. Bu oluşumu çok uzun süreli düşünmüyoruz. Ama 2 senede ekonomiye çok katkısı olacaktır. Ruble ile ticaret, kriz döneminde Rusya ile olabilecek ihracatı iki katına çıkarabilir."

Hazır giyim ihracatının son altı ayda hızla gerilediğini ve küresel krize bağlı resesyondan dolayı alternatif pazarlarda arzu edilen atılımın yapılamadığını belirten Tanrıverdi, toplam hazır giyim ihracatının şubatta yüzde 34 oranında gerilediğini, 2008 yılı rakamlarıyla ihracatın 1 puanlık düşüşünün yıllık bazda toplam ihracatta 1,3 milyar dolarlık, hazır giyim ve konfeksiyonda ise 157 milyon dolarlık ihracat kaybı anlamına geldiğini bildirdi.

Tanrıverdi, ihracatın yüzde 1 azalması durumunda ihracat yapan 300'ün üzerinde firmanın kapısına kilit vurduğunun ve yaklaşık 5 bin çalışanın işini kaybettiğinin altını çizerek, Ruble ile ticaretin gerçekleşmesiyle oluşacak ilave 1 milyar dolarlık ihracatın 35 bin çalışana iş kapısı olabileceğini ve bin 800 firmanın da işini sürdürmesini sağlayacağını belirtti.

İhracatçılar için umut kapısı

İki ülke arasındaki ticaret hakkında da bilgi veren Hikmet Tanrıverdi, on yıl önce 3 milyar dolar olan Rusya ile ticaret hacminin bugün 37 milyar doları aştığını, bu kapsamda, 6,5 milyar dolarlık resmi ihracata karşılık 31,3 milyar dolarlık ithalat yapıldığına dikkati çekti.

Tanrıverdi, Ruble ile ihracatın Türkiye aleyhine olan ticarete kısmen de olsa denge getirebileceğini, 6,5 milyar dolar olan ihracatımızın 10 milyar dolara çıkabileceğini bildirdi.

Ruble ile yapılacak olan ticaretin sadece hazır giyime değil, başta turizm olmak üzere Rusya ile çalışan tüm sektörlere pozitif katkı yapacağını anlatan Tanrıverdi, yeni ortamın Rusya'dan 1 milyar doların üzerinde alacağı bulunan ihracatçılar için de bir umut kapısı olacağını söyledi.

"Yüzde 95 firmanın ihracat sigortası yok"

İhracat sigortasını yaygınlaştırmaya ilişkin çalışmalar yaptıklarını belirten İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi şunları kaydetti:

"İhracatımızın yüzde 80'ini yaptığımız Avrupa'daki firmaların riskini ihracat sigortası ile ortadan kaldırmak istiyoruz. Yaklaşık yüzde 95 firmanın ihracat sigortası yok. Halen ihracatın yüzde 4-5'i ihracat sigortasını uyguluyor. Bu oranı yüzde 40-50 aralığına çıkarmak için girişimlerimizi sürdürüyoruz.

İhracatımızın en büyük sıkıntısı teminat. İhracat sigortasının kredilerde teminat olarak kullanılabilmesi için de çalışıyoruz. Bunun gerçekleşmesi halinde önemli bir finansman ihtiyacı giderilmiş olacak. Böylelikle dış ticaret sermaye şirketleri ve sigorta acenteleri bu sigortayı pazarlamaya başlayabilirler. Bu konuda 100 milyon dolarlık bir dolaşım olabilir."

"Primlerde yüzde 50'lik indirimde ısrarlıyız"

Tanrıverdi, krizde tekstil sektöründe istihdamda yüzde 20 düşüşün devam etmesi halinde, 160 bin kişinin işsiz kalacağına ve devletin 1 milyar dolar zarar edeceğine dikkati çekti.

SSK priminde tüm sektör çalışanları için yapılmasını istedikleri yüzde 50'lik indirimde ısrarcı olduklarını vurgulayan Tanrıverdi, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sonuç olarak, 160 bin kişilik sektörel istihdam kaybı durumunda, parasal olarak 253 milyon TL işsizlik fonu ödemesi ve buna ilaveten 271 milyon TL'lik vergi ve prim kaybı dikkate alındığında, devletin yaklaşık 524 milyon TL'lik parasal kaybı olacaktır. Sektörde çalışanların yüzde 70'inin asgari ücret ve yüzde 30'unun beyaz yakalı çalışan olduğu dikkate alındığında devletin parasal kaybı 700 milyon TL'ye çıkmaktadır.

Bununla beraber, sektörün istihdam kaybının yüzde 25 veya yüzde 30 gibi daha yüksek oranlarda olması durumunda devletin parasal kaybı 1 milyar TL'yi bulabilecektir. Ayrıca, devletin bu parasal kaybı, piyasadaki çarpan etkisi dikkate alındığında 3-4 kat daha zarara yol açacaktır. Bu da toplam 3-4 milyar TL'lik iş kaybı ve ekonomik kayıp anlamına gelmektedir. SSK primlerinde yüzde 50'lik indirim yapılmasının 685 milyon TL bir maliyeti oluyor. Böylelikle devlet 1 milyar dolar kaybetmesi yerine 685 milyon kaybediyor ve yaklaşık 300 milyon zarardan kurtuluyor."