Saat, artık zamanın ötesinde

VOLKAN AKI

1846 yılında kurulan ve dünyada komplike ve mekanik saat denildiğinde ilk akla gelen markalardan biri olan Ulysse Nardin, Türkiye’de yarattığı koleksiyonlarla da tanınıyor. Denizcilik ile ilgili saatlerin öncüsü olan Ulysse Nardin’in 2007 yılında, Türkiye için özel olarak ürettiği “Savarona” modelinden sonra, Mavi Yolculuk’tan esinlenilerek hazırlanan “Voyage Bleu” modeli, Türk saat severlerden ilgi görmüştü. İnsanoğlunun gözlemleyebildiği tüm astrolojik olayların toplandığı ve üç saatten oluşan “Trilogy Set” koleksiyonu ile Ulysse Nardin, Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmişti. Ulysse Nardin CEO’su Patrik Hoffmann firmasının, Türkiye temsilcisi ve distribütörü Şark Saat’in yeni oluşturduğu ‘Show Room’ ve yeni koleksiyonların tanıtımı için Türkiye’deydi. Saat endüstrisinin en önemli isimlerinden biri olan Hoff mann ile trendler üzere sohbet ettim. Önce tabii lüksten, lüksün yeni tanımından bahsettik.

Lüksün yeni tanımı

Patrik Hoff mann lüksün yeni tanımını yaparken şunları söylüyor: “Yaşanan pek çok değişimin ardından, lüks, bugün çok fazla kişisel olmaya başladı. Kendisini geçmişe göre daha kişisel ifade ediyor. Daha kişisel bir durum kısaca... Lüksün önemli bir parçası da bugün artık en önemli trend olan ‘gerçek değer’e odaklanmak. Artık lükste gerçek değeri görmek istiyoruz. Lüks artık tek bir şey değil, artık büyük bir deneyim. Diğer taraftan lüks de kendi içinde gerçek değişime sahip ve biz onu yeni gelecekte daha da değiştireceğiz. Genel olarak lükste dikkat çekenleri bu şekilde özetleyebiliriz. Lüks kişiselleştikçe aslında bir çeşit kendini ifade ediş biçimine dönüşüyor. Gösterilmiş, ifade edilen bir lüks... Eğe lüks kişisel bir şey diyorsak bu ‘more understament’... Lüks kendiniz için yaptığınız bir şey artık. Gösterdiğinizden çok hissettiğiniz bir şey... O yüzden, sizin için kişisel olan bir şeyden bahsediyoruz, artık lüksten söz ederken.”

Gerçek değer nedir?

Lüksten ve gerçek değere odaklanmaktan bahsedince, gerçek değeri ve lüksü de tanımlamak gerekiyor belki... Patrik Hoff mann şöyle diyor: “Benim için gerçek lüks ‘zaman’ olabilir. Ya da zamanı nasıl geçirebildiğim... Zamanın bir parçası olabilir, bir otomobil olabilir veya duvardaki güzel bir resim olabilir. Belki bir tatil olanağı olabilir. O yüzden gerçekten bugün lüks çok kişisel bir şey ve sizin onu nasıl tanımladığınıza bağlı...”

Biraz da saat endüstrisine dönersek, Hofmann saatteki değişimi şöyle özetliyor: “Saat endüstrisi açısından bakarsak, biz sanıyorum uzun dönemdir iyi bir noktadayız. Çünkü öyle bir şeye sahip olmalısınız ki çok lüks olmalı ve hayatı, ruhu yansıtmalı... Ve sizinle birlikte olmalı, zamanın her anında ve her şeklinde... Böyle tek bir şey var: Saat... Özellikle erkekler için böyle, sanıyorum. Beğendiğiniz bir tabloyu kolunuza takamıyorsunuz, güzel bir otomobili her yere; Avrupa’ya ya da Asya’ya seyahatlerinizde beraberinizde götürüp getiremiyorsunuz. Bu açıdan bakınca saat çok hoşlandığınız bir sanatın parçası olabilir ya da değerli bir tasarım örneği olabilir. Bu yüzden biz iyi bir noktasındayız, diyoruz. Saat sanatın bileşimi olabilir, bir moda trendinin parçası olabilir. Ulysse Nardin gibi içinde her parçası ayrı bir özelliğe, farklı bir tasarıma ve geleneğe sahip olabilir ve yansıtabilir.”

Geleceğin teknolojisi

Biraz da Ulysse Nardin’den bahsedersek, Patrik Hoff mann şöyle diyor: “Ulysse Nardin başından beri yenilik yaptı. Eğer saatçiliğin geçmişine girersek, saat sadece bir aksesuar değil, 250 senelik bir bilgi birikimi... Matematik var, fizik var, kimya var, pek çok bilgi ve uzmanlık var. Ulysse Nardin silisyumu buldu... Silisyum bugün uçakta da, uzay mekiğinde de, trenlerde de kullanılıyor. Bu gibi örnekler aslında saatçilik endüstrisinde inovasyonun yüzyıllar içinde dünyadaki pek çok teknolojinin bulunmasında da rol aldığını gösteriyor. Teknolojinin en ucuna gidiyor saatçilik endüstrisi... Ve çıktığı bu düzeyde geliştirilen teknolojiler ve dizaynlar aslında pek çok endüstride örnek alınıyor. Hatta çığır açabiliyor. Örneğin, önemli bir teknoloji geliştirildi son olarak: Saatin içindeki kurma kadranı artık nereye doğru ivme alırsa alsın saat tek yönde kurma hareketi yapıyor. Geleceğin teknolojisi ve böyle bir sistem bugüne kadar icat edilmedi.”

“UNIQ” KAVRAMI GÖZDE

Patrik Hoff mann “Lüksteki kişiselleşme trendinin lüks saat endüstrisine aslında pozitif bir etki yaptığını söyleyebiliriz” diyor. Önemli bir noktayı ise şöyle aktarıyor: “Bugün tüketici ‘uniq’ yani kendine özgü olanı istiyor, onlardan hoşlanıyor ve tercih ediyor. Herkes en azından bir ‘uniq’ parçaya sahip olmak istiyor hayatında. Kişisel olarak duygularımızı ifade etmek için ‘uniq’ bir parça aradığımızda başkasının sahip olmadığı bir saat çok önemli bir alternatif aslında... Dijital bir çağda yaşıyoruz ve kimsenin bir saati artık sadece zamanı gösterdiği için taşıdığını zannetmiyorum. Ya da sadece saate bakmak isteyen böyle bir saati satın almayı tercih etmez. Fakat şununla karşılaştırabiliriz: Hiç kimse güzel bir tabloyu ihtiyacı olduğu için almaz. Onun yerine basit bir poster de alabilirsiniz. İyi bir tablo o yüzden iyi bir tablodur. Bunun arkasında bir sanat vardır. Fakat yaşamak için ya da hayatınızı sürdürmek için ihtiyacınız yoktur. O yüzden de bu saatler zamanı göstermenin çok ötesinde, arkasında teknoloji, sanat olan ürünler. Belki sanat ama aynı zamanda saatlerin özelliği olarak onları kullanabiliyorsunuz da.”