Sanayi yanına hizmet ihracatı da eklenmeli

TOBB Başkan Yardımcısı Murat Yalçıntaş: "Türkiye'nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması klasik ihracat kalemleriyle olmaz. Sanayi ihracatına hizmet ihracatını da eklenmesi lazım"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Murat Yalçıntaş, Türkiye'nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine klasik ihracat kalemleriyle ulaşamayacağını belirterek, "Sanayi ihracatına hizmet ihracatının da eklenmesi lazım" dedi.

Yalçıntaş, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)/Eğitim Ekonomisi İş Konseyi (EEİK) Uluslararası Öğrenci Temini Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarının başında işsizliğin bulunduğunu ve cari açığın bunu tetiklediğini belirterek, ikisinin de yüksek katma değerli üretimin düşük olmasından kaynaklandığını kaydetti.

Yalçıntaş, Türkiye'deki eğitim sistemini daha da iyileştirilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu gerçekleştirilmeden, işsizlik sıkıntısına, cari açığa çözüm bulmamıza imkan yok. Türkiye küresel bir eğitim merkezi haline dönebilir. Türkiye'nin bölgedeki rolü arttıkça, Türk üniversitelerinin de cazibesi artıyor. Uluslararası öğrenci sayısının artması ekonomik açıdan son derece önemlidir. Türkiye'nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması klasik ihracat kalemleriyle olmaz. Sanayi ihracatına hizmet ihracatını da eklenmesi lazım. Yeni nesil çözümler gelmesi lazım ve bunlardan eğitim de Türkiye için büyük bir fırsat penceresi olabilir. Vakıf üniversitelerinin doluluk oranı yüzde 80'dir. Bizim, yapmamız gereken şu; dünyada 3,3 milyon öğrenci başka ülkelerde eğitim görüyor. Bu rakam 2020 yılında 7 milyona çıkması bekleniyor. Bu da milyar dolarlarla ifade edilecek bir pasta demek. Türkiye olarak bu pastadaki payımızı almamız lazım."
Türkiye'den 65 bin öğrencinin yurt dışında eğitim gördüğünü, buna karşılık 20 bin üniversite öğrencisinin Türk üniversitelerinde eğitim aldığını belirten Yalçıntaş, "Bu meselede mutlaka cari fazla vermemiz lazım. Türkiye olarak biz prestijli konumdayız" dedi.
Yalçıntaş, üniversiteyi üniversite yapan yabancı ülkelerden gelen kaliteli öğrenci ve akademisyenler olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her üniversite için uzun vadede yüzde 10 uluslararası öğrenci, yüzde 5 yabancı akademisyen hedefi de koyabiliriz. Bunun için mutlaka yüksek eğitim sistemimizi büyük potansiyele göre dizayn etmemiz lazım. Müfredatımızı uluslararası öğrencilere cazip gelecek şekilde yeniden dizayn etmemiz lazım. Rusça, İngilizce Arapa gibi dilleri üniversitelerde sağlamlaştırmamız lazım. İyi pazarlama yapmamız lazım. Kamu özel diyaloğu sağlamamız lazım."

"Türkiye küresel eğitim merkezi haline gelebilecek"

DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı da Türk ekonomisindeki olumlu gelişmelerin herkesi sevindirdiğini ve daha büyük küresel başarı öyküleri yazmak için teşvik ettiğini belirterek, 500 milyar dolar ihracat yaparak dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmek olan ulusal hedefi gerçekleştirmenin önemli olduğunu kaydetti.
Yırcalı, 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için klasik ihracat kalemleri olan sanayi ürünlerine hizmet ihracatının da eklenmesi gerektiğini ifade ederek, "Türk ekonomisinin küresel değer zincirinde daha ileri noktalara çıkması için 20 yılı aşkın süredir çalışan DEİK, ülkemizin hizmet ihracatının arttırılması için iki alan belirlerdik. İlki sağlık turizmiydi. Bu konuda çalışmak üzere Sağlık Turizmi İş Konseyini DEİK bünyesinde kurduk. Bu konseyin çalışmaları sonuçlarını vermeye başladı. İkinci olarak ülkemizin küresel yüksek eğitim pastasından daha çok pay alması için DEİK bünyesinde geçtiğimiz yıl Eğitim Ekonomisi İş Konseyini kurduk" diye konuştu.
Türkiye'nin yakaladığı siyasi istikrar, ekonomik büyüklük, zengin insan kaynağı ve sahip olduğu stratejik derinlik ile bir merkez ülke haline geldiğini anlatan Yırcalı, şunları söyledi:
"Türkiye bu konumu ile bir diplomasi, ticaret, üretim, lojistik merkezi haline gelirken aynı zamanda bir küresel eğitim merkezi haline gelebileceğini düşünüyoruz. Nitekim, Türkiye'nin bölgesel rolü ve küresel profili arttıkça Türk üniversitelerinin cazibesi artmaktadır. Bu hedefe hizmet etmek üzere kurulan Eğitim Ekonomisi İş Konseyi, ilk olarak ülkemizin uluslararası öğrenci çekme konusunda kapsamlı bir stratejisinin geliştirilmesine katkı sağlamak, kamu oyunda ve siyaset yapımında nitelikli bir tartışmanın olabilmesi için "Uluslararası Yüksek Öğretim ve Türkiye'nin Konumu" başlıklı bir rapor hazırladı. Bu rapor ülkemizi uluslararası yüksek öğretim alanında bu hedeflere ulaştırılacak politikaların geliştirilmesi için önemli bir referans niteliği taşımaktadır. Bu rapor Türkiye'nin acilen ihtiyacı olan uluslararası öğrenci çekme konusunda kapsamlı bir stratejisinin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Üniversitelerimizi elektronik ortamda daha iyi tanıtmak amacıyla yeni bir web portalı tasarlandı. Şüphesiz ki, Türkiye'ye daha fazla uluslararası öğrenci çekebilmemiz için üniversitelerimiz, iş dünyası, DEİK Eğitim Ekonomisi İş Konseyi, ilgili bakanlıklarımız, kamu kuruluşlarımız ve her şeyden önemlisi Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) arasında koordinasyon ve işbirliği tesis etmemiz gerekiyor."
Yırcalı, bu işbirliği ile uluslararası öğrenciyi teşvik eden politikaların tasarlanması ve uygulaması gerektiğini belirterek, Eğitim Ekonomisi İş Konseyi'nin çalışmalarının bu alanda önemli bir boşluğu dolduracağını ve önemli çalışmalara imza atacağını düşündüklerini kaydetti.

2015 yılına kadar 100 bin öğrenci hedefi

EEİK Başkanı Mustafa Aydın da Türkiye'yi eğitim alanında cazip hale getirmeyi amaçladıklarını belirterek, dünyadaki yaklaşık 4 milyonluk öğrenci pazarından pay almak için kurulduklarını kaydetti.
Aydın, uluslararası eğitim talebini Türkiye'ye yönlendirmeyi misyon kabul ettiklerini ifade ederek, "UNESCO verilerine göre, dünyada 4 milyon uluslararası öğrenci var. Her bir öğrenci ülkeye ortalama 40 bin dolar bırakıyor. Şu anda 160 milyar dolarlık eğitim bütçesi var. 2020 yılında bu rakam 7 milyona çıkacak. Oradan bakıldığında 280 milyar dolarlık bir bütçe olacak" diye konuştu.
Çin'in 511 bin, Hindistan'ın 185 bin, Güney Kore'nin 116 bin, Almanya'nın 98 bin ve Türkiye'nin 66 bin öğrenciyi yurt dışında eğitime gönderdiğini anlatan Aydın, "ABD 730 bin, İngiltere 455 bin, Fransa 284 bin, Almanya 250 bin, Çin 265 bin öğrenci alıyor. Ülkeye 40 bin dolar bırakan bir öğrencinin, 10-15 bin doları üniversitesine kalıyor. Üniversitelerin kendi iç kalitesinin yanı sıra toplumun da ekonomisinin kalitesine katkıda bulunduğunu görüyoruz" dedi.
Aydın, EEİK olarak 2015 yılına kadar 100 bin, 2020 yılına kadar da 150 bin uluslararası öğrenciyi Türkiye'ye kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.
YÖK üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek de çalıştayın, Türk yüksek öğretimi için büyük katkısı olacağını belirterek, YÖK olarak son 10 yılda hedeflerinin uluslararasılaşma, kalite düzeyini yükseğe çıkarma ve öğrenci-hoca hareketliliğini sağlama olduğunu kaydetti.
Şimşek, insan gücü kaynağını daha kaliteli, eğitilmiş ve dinamik bir yapıya kavuşturmak gerektiğine dikkati çekerek, İngiltere'nin yüksek öğretimden aldığı payın 8 milyar 245 milyon sterlin olduğunu, bu rakamın 2025 yılında 16 milyar sterlin olacağını söyledi.
Küreselleşmenin önemini de vurgulayan Şimşek, "Küreselleşme vazgeçilmez bir olgudur. Buna karşı olsanız da olmasanız da bunu yaşayacağız. Bize düşen buna nasıl dahil olacağımızı belirlemektir. Çalıştayın Türk yüksek öğretimine ve dışarıdan gelecek olan öğrenci sayısının artmasına büyük katkıda bulunacağına inanıyorum" diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir