Sektörün önemli merkezinde sıkıntılar, DÜNYA, Turgutlu Tuğla Sanayicilere ile Ticaret Odası'nın önderliğinde tartışıldı / Turgutlu tuğlada eski günlere dönmenin formülünü arıyor
Sektörün önemli merkezinde sıkıntılar, DÜNYA, Turgutlu Tuğla Sanayicilere ile Ticaret Odası'nın önderliğinde tartışıldı / Turgutlu tuğlada eski günlere dönmenin formülünü arıyor
MANİSA - Türkiye'nin tuğla ihtiyacının yüzde 50'sini 85 fabrikasıyla 1950-1980 yılları arasında karşılayan Manisa'nın Turgutlu ilçesi, sektörle ilgili alınan kararlar, ekonomik krizler, deprem ve haksız rekabetle yüzde 14'lere düşen pazar payını yükseltmenin çarelerini ve eski günlerine geri dönüşün formüllerini arıyor. Türkiye genelindeki 400 tuğla fabrikasının 50'sini bölgesinde barındıran Turgutlu'daki tuğla üreticileri, DÜNYA'nın düzenlediği sektör toplantılarında bir araya geldi. Turgutlu Tuğla Sanayicileri Derneği ve Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası ile ortaklaşa düzenlenen toplantıda sektörün sorunları ve bunlara yönelik çözüm önerileri dile getirildi. DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt yönetiminde yapılan toplantıda, çok ortaklı çalışma kültürünün önemine de dikkat çekildi. İnşaat sektöründe tuğla yerine kullanılan ürünlerle mücadele ettiklerini ve bu kapsamda alternatif üretime yönelmeleri gerektiğine dikkat çeken sektör temsilcileri, bölgesel teşvik uygulaması sonrasında haksız rekabete maruz kaldıklarını belirtti. Sektör temsilcileri, bir araya gelememe birlikte güç oluşturama noktasında özeleştiride de bulundu. Teşvikli komşu illerle haksız rekabet yaşandı Türkiye Tuğla ve Kiremit Sanayicileri Dernek Başkanı ve Yüksel Tuğla Toprak San. ve Tic. AŞ Genel Müdürü Kadir Başoğlu: 1950-1980 yılları arasında Turgutlu tuğla üretiminde yakaladığı başarı ile kaderini değiştirdi. Bu süreçte Turgutlu, Türkiye pazarının yüzde 50'sini karşıladı. İlçede fabrika sayısı arttı, buna bağlı olarak göç aldı ve sektör bazında bakıldığında çok ciddi bir yan sanayi geliştirerek, tuğla sektöründe bir merkez haline geldi. Bugün bile Turgutlu Küçük Sanayi Sitesi'ne girildiğinde Adana'ya, Konya'ya, malzeme gönderen küçük sanayici mevcut. Tuğla sektörü ne yazık ki 1980'li yıllardan sonra ilçemizde küçülme sürecine girdi. İlçenin ara bölgelerde yaşanan fabrikalaşma ile birlikte yoğun rekabete dayanamayarak yüzde 50'lerdeki pazar payını kaybetti. Şimdilerde Turgutlu'nun pazardaki payı ancak yüzde 14'lerde. Bu anlamda 1980'den bugüne geçen süreci ise Turgutlu anlamında dramatik olarak değerlendirebiliriz. Turgutlu pazar hinterlandını 200 kilometre ile 500 kilometre arasına çekmiş durumda. Artık İstanbul ve Antalya gibi pazarlara ancak belirli mallar satılabiliyor. İlçenin pazar payının azalmasının nedenlerinin başında ise yeni açılan bölgesel fabrikalar var. Turgutlu tuğlada lider olsa da hemen yanındaki diğer illerde ve Türkiye'nin birçok ilinde tuğla fabrikalarının açılması, üretimi artıran alternatif malzemeler, ekonomik krizler, deprem, artan nakliye fiyatları ve bölgesel haksız rekabetler bunların başlıcaları. Örneğin Çorum-Kütahya ve Tosya'nın teşvikten faydalanıyor olması onlara enerji ve istihdam girdilerinde büyük avantaj sağladı. Öte yandan fabrikalarda çalıştırılan sigortasız işçiler ve bazı illerde tuğla yapımında ova toprağının kullanılması ciddi bir haksız rekabete neden oluyor. Turgutlu bütün bu olumsuz süreçlerden etkilenmiş ve gücü kırılmıştır. Türkiye genelindeki 400 tuğla fabrikasının 50'si Turgutlu'da. Bu fabrikalarda 6 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Tuğla sektörünün yan sanayi, tedarikçiler ve çalışan aileleriyle birlikte ilçede 25 bin kişi geçimini tuğladan sağlıyor. Tünel fırın için devlet desteği ve birleşme şart Turgutlu Tuğla ve Kiremit Sanayicileri Dernek Başkanı ve Deniz Blok Toprak Sanayi Limited Şirketi Merih İnanç: Devletin uyguladığı bölgesel teşvikler sektörde haksız bir rekabet yaşanmasına neden olmuştur. Düşük elektrik, sigorta ile kötü bir rekabet yaşanıyor, bunun yanı sıra kayıt dışı da var. Turgutlu'daki firmalar sigorta ve kayıt konularında çok hassas. Fakat rekabet şansımız çok düşük. Daralan pazarda kendimize çıkış yolları bulmak için firmalarımızı teknolojik olarak yenilemeye rekabet şansımızı artırmaya çalışıyoruz. Şu anda 50 fabrikanın yüzde 70'inde son sisteme yakın makinalar bulunmakta. Teknolojiyle ilgili sorunumuz yok, fırın sisteminin yenilenmesi gerekiyor. Tünel fırının maliyeti 1.5 milyon dolar civarında. Yaklaşık 10 yıldır sektörümüz sermayesi eridi. Belki devlet teşviki ve bir araya gelmeyle tünel fırın yatırımları yapılabilir. Bilgi ve işçi ve kalite sıkıntımız yok. Problem hükümetler tarafından tedbir ve teşvik niteliğinde alınan ancak sektöre olumsuz yansıyan bazı kararlar. Ayrıca girdi maliyetlerinin artması da önemli bir problem. Sektörün istatistikleri doğru yapılmalı Çelik Blok Limited Şirketi Sahabi Ertaç Karagözlü: Türkiye'de tuğla sektörünün yaşadığı en büyük sıkıntı, sektörel değil bölgesel teşvik veriliyor olması. Sektör doymuş durumda, kapasite fazlası var ama Ankara'dan teşvik geliyor, komşu yerlere yeni yeni tesisler kuruluyor ve var olanlar zor duruma düşüyor. Türkiye'de belki de konut açığının abartılması da bu zor duruma düşmenin nedenlerinden biri. Kentleri, bölgeleri değil, sektörü teşvik ederseniz eşit şartlarda rekabet şansı doğacaktır. Ayrıca Türkiye'de sektörle ilgili istatistikler doğru yapılmıyor. Bu da alınan kararlarda birtakım yanlışlar yapılmasına neden oluyor. Sektörümüzde üretim açığı yok. Bütün bu sıkıntılar karşısında sektörün toparlanarak bir güç oluşturması, kendi içindeki rekabetin ötesinde tuğlaya alternatif üretilen ürünlerle rekabet içine girmesi gerekir. Türkiye'nin ne kadar tuğla ihtiyacının olduğu iyi belirlenmeli, ayrıca tüketici bilinci geliştirilmeli. Turgutlu'da 1950-1980 yılları arasında sektör en parmak dönemini yaşadı, çünkü nakliye ucuzdu, her bölgede tuğla üreticisi yoktu, bölgesel teşvikler yoktu, firmalar arası yaşanan rekabet sektörün gelişmesini sağlıyordu. Fakat bugün tam tersi bir durum yaşanıyor ve sektör sıkıntı içinde. Alternatif ürünleri hesaba katmadık Dağ Blok Toprak Yapı Elemanları San. AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pınar: Tuğla sektörünün bir envanterinin olmaması, uygulanan bölgesel teşvikler, kâr marjının düşmesi, teknolojiyi yenileyememe en önemli sıkıntılarımız arasında. Firmalar maliyeti yüksek olduğu için tünel fırın yatırımına giremiyor. Biz firma olarak bu yatırımda bulunduk, sorunlarımızı azalttık. Fakat, bu yatırım için altyapıyı da hazırlamak gerekiyor, büyük bir yatırım ve firmanın kapanması durumunda atıl duruma düşebilir. Firma bütün yatırımları yaparak üretim yapsa da, sektörün sorunları çözülmeden, istediği hedeflere ulaşması zor olacaktır. Ayrıca sıkıntının kaynağına ulaşmaya çalışırken kendimizi de sorgulamalıyız. 1987'li yıllara kadar alternatif ürünleri hesaba katmadık. Para kazanıyorduk ama biraz gelenekçi kalarak, kendimizi yönlendirmedik. Bizim dışımızda gelişen sorunların yanı sıra sektör olarak kendimizin de eleştirisini yapabiliyor olmamız gerekli. Bir araya gelme sorunumuzu çözmeliyiz Oğuz Toprak San. AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Hıfzı Çıkıkçı: Tuğla fabrikalarının Türkiye'nin büyüme hızıyla birlikte gelişen teknolojiyi takip edememesi sektörün ilk sorunlarını yaşamasına neden oldu. Ardından Türkiye genelinde artan firma sayılarıyla birlikte rekabet hızlandı. Fakat, bölgesel teşvik uygulamaları sonucu yaşanan rekabet ortamı sorunların katlanmasına neden oldu. Sorunların çözümünde de fazla görev almadık. Dernek oluşumunda sıkıntılar yaşadık. Öncelikle bir araya gelme sorunumuzu çözmeli, ardından 'sektör için neler yapılabilir'in tartışmasını yapmalıyız. İç ve dış pazar için yeni ürün oluşturulabilir Vardarlı Toprak San. ve Tic AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Müvit Vardarlı: Tuğla sektörünün sorunlarını sadece bölgesel teşviklere bağlamamak gerekli. Bizim içimizde de acımasız bir rekabet ortamı var. Sorunlarla mücadele ederken önünü göremeyen üretici, elbette üretimde teknoloji yenilemesinde sıkıntılarla savaşıyor. Sektör olarak hem iç pazarda hem de dış pazarda yeni ürün alternatifleri oluşturulabilir. Tuğla sektöründe ihracat yapılıyor, ancak kâr marjları çok düşük. İhracatta daha akıllı stratejilerle üretim yapılabilir ve Türkiye'den tuğla sektöründe daha fazla ihracatçı firma çıkabilir. Bunun için bir araya gelmek dayanışma içinde olmamız kaçınılmazdır. Toprak sanayi laboratuvar gibidir, krizler hemen yansır Dev Blok AŞ Finans Müdürü Recep Arasan Maliyeti iyi bilirseniz, satışı gerçek rakamlarla yapmayı sağlayabilirsiniz. Toprak sanayii laboratuvar gibidir, bu sektöre Türkiye'de yaşanan krizler hemen yansır. Sektör her kriz döneminden büyük oranda etkilenirken, ağır vergi yükünü de beraberinde taşımaktadır. Piyasada bilgi kirliliği de had safhada, emek yoğun bir sektörde çalışıyoruz. Bu yüzden kayıt dışı sorunu sektör için en büyük kanayan yaralardan biri. Sektörde marka olmuş, kalitesi ve üretimiyle bir yere gelmiş firmaların yanı sıra kayıt dışı işçi çalıştıran firmalarda maalesef var. Bu sadece Turgutlu'da değil, sektörün faaliyette olduğu bütün illerde yaşanmaktadır. Bu anlamda devletin denetleme mekanizmalarının bu konuda etkili olmasını beklemekteyiz. Çok ortaklılık kültürü hayata geçirilemedi Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Türk: Tuğla sektöründe Türkiye'de yaptığı üretim ve kalitesiyle marka olmuş Turgutlu, 1980 yılından sonra hem kendi içinde hem de dış sorunlardan dolayı biriktirdiği sıkıntıları bugün çözüme ulaştırmayı istemektedir. Turgutlu'da üretim yapan firmalar arasında bile fiyat farklılıkları var. Önce kendi içimizde fiyat politikasını bir zemine oturtmamız şart. Sektör kendi içindeki sorunları çözüme ulaştırmaya başlarsa genel sorunların çözümünü daha kolay sağlayacaktır. Turgutlu'nun en büyük eksikliği çok ortaklı şirket kültürünün hayata geçirilemeyişidir. Turgutlu'da 1950'li yıllarda sanayinin önünü açan, kentin sosyo-ekonomik yapısını güçlendiren tuğla sektörünün yaşadığı sorunlar kente de yansımaktadır. Sektörün sorunlarını aşması Turgutlu'nun her anlamda gelişmesinin de önünü açacaktır. Diğer sivil toplum kuruluşlarına da görev düşüyor Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Veysel Kuşoğlu: Tuğla sektörü krizlerde hassasiyeti en üst boyutlarda yaşayanlardandır. Tahsilat zorlukları, deprem, tarımdaki gerileme hepsi birbirine bağlı şekilde etkileniyor. Sanayicinin üretimde sorun yaşamasıyla ticaret ağır bir sancı içine giriyor. Tuğla sektörü sürekli gündemde tutularak desteklenmeli. Kentteki sanayinin çoğunluğunu oluşturan tuğla sanayisinin üretememesi demek işsizliği ve beraberinde sosyal patlamaları da beraberinde getirir. Bu da kentin sosyo-ekonomik durumunun gerilemesi demektir. Bu anlamda sadece sektör değil kentteki diğer sivil toplum örgütlerinin de bir araya gelerek çözüm önerilerini birlikte geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ara stok birimleri maliyetleri düşürebilir Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı Muammer Gökçe: Sektörümüz burada bütün Türkiye'nin profilini oluşturacak bir kabiliyete sahip. Sektör sosyal sorunları engellemede bir misyon görevi üstlenmiş, sanayinin yapılaşmasını sağladığı gibi yan sanayi ile birlikte, makine üreticileri özellikle redüktörde birçok firmanın kurulmasına önayak olarak kentin makineleşmesine de büyük katkıda bulunmuştur. Bugün sorunlarla mücadele eden sektörün çıkış yolu da kendi içindedir. Ürün kalitesinden, satış fiyatına kadar, her aşamada firmaların kendi iç denetim ve prensipleri çözümde önemli. Ara stok birimleri oluşturularak nakliye maliyetleri düşürülebilir. Hammadde kullanımı konusunda araştırma yapılmalı Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Yılmaz Gökşen: Turgutlu'nun markası olan tuğlanın sektörle birlikte geleceğini iyi belirlemeliyiz. Hesaplarımıza göre 100 yıl yetecek tuğla hammaddesi var. Hammadde kullanımı konusunda araştırmalar yapılmalı. Sektör ciddi sorunlar yaşayabilir 50-60 yıl sonrası önemli bir süreç. Sektörde yönetim sorunun yanı sıra çalışan sorunu da var. Üretim faktörünün tek başına değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Yenilik, yetenek ve yaratıcılık artık üretimin faktörü gibi görünüyor. Dünyadaki rekabetin sırrı tasarımda. Yetenekli insanın yaratıcılığını kullanarak üretime dönüştürerek faaliyetinizi sürekli kılarsınız. Turgutlu'da işletme olarak yönetim zafiyeti içinde. Marka imajı oluştururken ne yaptık ki bu tabloyu tersine çevirdik. Teknoloji, insana yapılan yatırım, 6 bin çalışanın yaratıcılık anlamında sosyo-kültürel yapısını ortaya koymalı. Sektörden aldığımızın ne kadarını insana, toprağa geri verdik. Bunları yapabilseydik sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilirdik. Yönetim, teknoloji ve insan faktörünü oluşturmalı, ondan sonra veri kaynakları ışık olacaktır. Buradaki güzellik ve kalkınma hepimizi etkileyecek. Sektör ne istiyor? .Sektörel teşvik uygulamasına bir an önce geçilsin .Kayıt dışı önlensin .Yüksek tünel fırın yatırımı için devlet desteği sağlansın .Sektörel istatistikler ortaya konulsun .Alternatif üretim için çalışma başlatılsın .Bir araya gelme sorunu çözülsün .İhracat için strateji geliştirilsin .Fiyat politikası belirlensin .Ara stok birimleri oluşturulsun .Tasarımla fark yaratılsın