Sendikalar 'İşsizlik ve Yoksulluğa Karşı' miting düzenleyecek

'İşsizlik ve Yoksulluğa Karşı Birleşik Mücadeleye-Emek ve Demokrasi Mitingi' 15 Şubat Pazar günü İstanbul'da gerçekleştirecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Türk-İş, DİSK, KESK'in 15 Şubat Pazar günü İstanbul'da gerçekleştireceği "İşsizlik ve Yoksulluğa Karşı Birleşik Mücadeleye-Emek ve Demokrasi Mitingi"ne, konfederasyonlar ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi ve çevresindeki örgütleriyle katılacak. Mitinge bazı siyasi partiler ve meslek örgütleri de destek verecek.

Alınan bilgiye göre, konfederasyonların Kadıköy Meydanı'ndaki miting için yaptığı hazırlıklar tamamlandı. Miting programına göre, katılımcılar saat 10.00'dan itibaren Haydarpaşa hastaneler ve Deniz Otel/Nautulius bölgesi olmak üzere iki ayrı noktada toplanacak.

Hardarpaşa hastaneler bölgesinde toplanacak Türk-İş, TMMOB ve TTB'nin bulunduğu kortej ile Deniz Otel/Nautulius bölgesinde toplanacak DİSK ve KESK'in yer alacağı kortej saat 11.00'da yürüyüşe geçecek. Kortejin meydandaki yerini almasıyla saat 13.00'da mitingin başlaması planlanıyor.

Mitingte, saygı duruşunun ardından Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı Sami Evren birer konuşma yapacak.

Konfederasyonlar, mitinge ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi ve çevresindeki örgütleriyle katılacak. Bunun yanında tren, otobüs gibi organizasyonlar ve kendi imkanlarıyla diğer illerden de mitinge çok sayıda katılım bekleniyor. Bu arada, Türk-İş, mitingden bir gün önce 14 Şubat Cumartesi günü saat 10.30'da Petrol-İş Genel Merkezi'nde Türk-İş Başkanlar Kurulunu toplayarak, son gelişmeleri ve miting hazırlıkları görüşecek.

"Kayıt dışı işsizliğin hesabı bile yapılamıyor"

Bu arada, üç konfederasyonun genel başkanı, miting öncesinde, köşe yazarlarına "Bir gün emekçiler için yazın" başlıklı mektup gönderecek.

Mektupta, asgari ücretten bile düşük ücretler, mesailerin ödenmemesi, iş güvenliği standartlarının ihlal edilmesi, ücretli tatil izninin ihlali, yarım ücretli çalıştırma gibi uygulamaların kural haline dönüştüğü savunularak, sermaye, iktidarlar ve uluslararası mali kurumların bu uygulamaları krizden çıkış yolu olarak sundukları ifade edildi.

Kriz bir işsizlik krizine dönüşürken, işsizlerle birlikte, çalışan yoksulların sayısının da gün geçtikçe arttığının vurgulandığı mektupta, "Ülkemizde ise krizin etkisi, gün geçtikçe artan yaygın ve kitlesel işten çıkarmalarla en çarpıcı biçimde yaşanıyor; resmi işsizlik oranı her geçen gün artarken, sizin de kimi zaman yakındığınız gibi kayıt dışı işsizliğin hesabı bile yapılamıyor" denildi.

Denizli, Bursa, Kocaeli, Gaziantep gibi ucuz emeğe dayalı ihracat merkezlerindeki faaliyetlerin durma noktasına geldiği, işten çıkarmalarda metal ve tekstil iş kollarının başı çektiği, işsizliğin, alt ve yan sektörlerde giderek yaygınlaştığı belirtilen mektupta, şunlar kaydedildi:

"Hizmetler alanında bankacılık, medya gibi sektörlerden başlayan işten çıkarmalar, turizm, inşaat gibi sektörlerde yaygınlaşarak sürüyor. Daha şimdiden yarım milyon emekçinin işsiz, 1,5 milyon insanın aşsız kalması; sanayi üretiminin yüzde 20 daralması, krizin gelecek aylardaki olumsuz etkilerinin bugünkü göstergeleri oluyor.

Küresel krizin yanı sıra izlenen ekonomik politikalar, emekçi sınıfların çalışma ve yaşam koşullarının daha da kötüleşmesini beraberinde getiriyor, toplumsal barış ve bir arada yaşama olanaklarını daraltıyor; kriz, aynı zamanda bir demokratikleşme krizine dönüşüyor."