Sendikalar zam oranından rahatsız

Yaklaşık 2,6 milyon memur ile 1 milyon 900 bin emekliyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde varılan anlaşma, memur konfederasyonları arasında görüş ayrılığına yol açtı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Yaklaşık 2,6 milyon memur ile 1 milyon 900 bin emekliyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde sağlanan anlaşma, memur konfederasyonları arasında görüş ayrılığına yol açtı. Toplu görüşmelerde anlaşmanın aceleye getirildiği iddiasında bulunan KESK ve Türkiye Kamu-Sen, tepkilerini dile getirmeye başladı.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, toplu sözleşme görüşmelerinin takviminde, anlaşmanın sağlandığı günün yer almadığını belirterek, hükümet ile Memur-Sen'in acele şekilde anlaştığını söyledi.

Görüşmelerin anlaşmaya varılan oturumunun, haberleri olmadan planlandığı iddiasında bulunan Özgen, şunları kaydetti:

"Bu toplu sözleşme süresiyle beraber kamu çalışanlarının hakları, hükümete peşkeş çekilmiştir. Bunun sorumlusu hükümet ile Memur-Sen'dir. Bundan rahatsız olan Kamu-Sen ve geniş yelpazede Memur-Sen üyeleri de var. Bizi arayıp rahatsızlıklarını dile getiriyorlar."

Toplu sözleşme sürecini dair tepkilerini 16 Ağustos'ta İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Trabzon'da düzenleyecekleri yürüyüşle göstereceklerini belirten Özgen, 4/C'liler ve taşeron işçilerin yanında sembolik olarak ataması yapılmayan öğretmenlerin olacağı yürüyüşlerin 20 Ağustos'ta Ankara'da olacağını söyledi.

Eylül, ekim ve kasım aylarında da kamu çalışanlarının taleplerini yoğun olarak gündeme getireceklerini vurgulayan Özgen, "Bu eylemler var olan toplu sözleşmenin sonuçlarını değiştirmez ama bu toplu sözleşme sürecinin, toplu sözleşme olmadığını vurgulamak istiyoruz. Bu iş, kamu çalışanlarının haklarını geriye götürmüştür. Bundan sonraki süreçte buna benzer girişimler olmasın" diye konuştu.

"Yüzde 6'lık zam kabul edilemez"

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da toplu sözleşme görüşmelerinde Kanundan doğan bir hak olarak başından sonuna kadar bulunma ve pazarlık yapma hakkına sahip olduklarını belirterek, buna rağmen gayri hukuki bir tutum sergilendiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenli Bakanı Faruk Çelik'in de bu tutuma çanak tuttuğu iddiasında bulundu.

Fazla mesai, ek ders, ek ödeme, görevde yükselme ve uzmanların sorunları gibi yüzlerce konunun gündeme getirilip, tartışılıp, karara bağlanabilmesi söz konusuyken daha 3. oturumun sonunda yüzde 6'lık maaş artışına "Evet" denilmesinin kabul edilemez bir şey olduğunu kaydeden Koncuk, şunları söyledi:

"Bu sözleşmeyle memurun umutlarını 2016'ya kadar söndürenler, 20 milyon kişinin de ahını almıştır. Kaldı ki 2015 yılı için imza altına alınan yüzde 3+3'lük artış, hangi gerçek sendikanın ve gerçek sendikacının kabul edebileceği bir maaş artışıdır? Sonuçta, hukukun ve ahlaki değerlerin ayaklar altına alındığı bir toplu sözleşme süreci, müzakere edilecek yüzlerce konuya, memurların çözüm bekleyen onlarca sorununa rağmen üstelik yasal süresinden tam 23 gün önce, bütün Türkiye'nin gözleri önünde oynanan bir çadır tiyatrosuyla son buldu. Herkes bilmeli ki toplu sözleşme 31 Ağustos'a kadar devam etseydi, kazanımlar çok daha fazla olurdu."