Serbest bölgelerini artıran İzmir 2. finans merkezi olmaya talip

Ege Serbest Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Bilgen Salih Narlı, kentte 2 olan serbest bölge sayısının Bergama ve Aliağa serbest bölgeleri ile 4’e çıkacağını belirterek, kurulması planlanan yeni serbest bölgelerin İzmir’in finans merkezi olmasına da katkı sunacağını ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BEYZA COŞKUNTÜRK

İZMİR (DÜNYA) - Üretime dayalı serbest bölgeleriyle öne çıkan İzmir, açılacak yeni serbest bölgelerle bu konumunu güçlendirmeyi hedefliyor. Bu yıl Ege Serbest Bölgesi ve İzmir Serbest Bölgesi yeni yatırımlarla büyümesini sürdürürken, Bergama ve Aliağa’da yapılması planlanan serbest bölgeler için ciddi adımlar atıldı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Serbest Bölge Sektör Meclisi Başkan Vekili ve Ege Serbest Bölgesi Sanayici ve İş adamları Derneği (ESBİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgen Salih Narlı, söz konusu gelişmelerin İzmir’in Türkiye’nin ikinci finans başkenti olma hedefine katkı sunacağını söyledi.

Türkiye’de 18 serbest bölge olduğu bilgisini veren Narlı, “65 bin kişiye istihdam sağlayan bu bölgelerde 2017 yılı, ekonomik sıkıntılar, bu coğrafyadaki savaşlar, uluslar arası siyaset derken çok yoğun geçti. 2017’de ticaret hacmi 20 milyar dolara ulaştı. İzmir’de iki serbest bölge var. Ege Serbest Bölgesi (ESB) yüzde 100 doluluk oranıyla önemli bir başarı yakaladı. İzmir Serbest Bölgesi ise son 3 yılda yeni yatırımlarla atağa kalktı. İzmir’de serbest bölgecilik tuttu. Yeni serbest bölgeler yolda. ESBAŞ, Bergama bölgesinde Batı Anadolu Serbest Bölgesi için hazırlık yapıyor. Aliağa’da bir yatırımcının yenilebilir enerji sektörüne hizmet amaçlı kuracağı serbest bölge çalışması var. İzmir’de 2 olan serbest bölge sayısı 4’e çıkacak” ifadesini kullandı.

İzmir’in serbest bölgeler şehri olarak anılmasında, bölgedeki dinamiklerin etkisi olduğunu belirten Narlı, “İzmir, Türkiye’de 3 yıldır en çok beyaz yakalı göç alan il. İstanbul tıkandı ve alternatif bir finans merkezine ihtiyaç var. İzmir de bu yolda ilerliyor. Serbest bölgeler bu hedefe katkı koyacak en önemli unsurlar. Ayrıca 5 yılda sayısı 5’e çıkan teknoloji geliştirme bölgeleri, sayıları artan Ar-Ge ve tasarım merkezleri İzmir’in doğru adres olduğunun göstergeleri. İstanbul- İzmir otoyolu İzmir yanında çevre illeri de etkiliyor. Aydın ve Kütahya’da serbest bölge kurulması ile ilgili çalışmalar yürütülüyor. 2000’den bu yana serbest bölge kurmamış olan Türkiye’nin, ülke genelinde 2 yıl içinde 6-7 serbest bölge projesini konuşuyor olması önemli. Ülkede Ar-Ge, teknoloji, inovasyon destekleri artarken, serbest bölgelerin atağa geçmesi ekonomik güçlenme açısından sevindirici” diye konuştu.

Yatırımcılar için serbest bölge avantaj

Serbest bölgelerin özellikle üretime yönelik çalışan firmalara pek çok avantaj sağladığına dikkat çeken Narlı, “Bu avantajlar önümüzdeki dönemde serbest bölgelere yatırımcı ilgisini artıracak. 11 Mayıs 2017 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile serbest bölgelerde dövizle alışverişe sınırlama getirilmesindeki amaç Merkez Bankası üzerindeki döviz baskısını azaltmaktı. Ekim ayında yeni düzenleme getirildi. İsteyen döviz, isteyen TL kullanabiliyor. Serbest bölgelerde yaratılan katma değer oldukça yüksek. İthalatın ihracatı karşılama oranında serbest bölgeler dikkate alınmazsa, Türkiye’nin cari açığı daha yüksek çıkar” dedi.

Türkiye’nin bir geçiş dönemi yaşadığını belirten Narlı, “AB ülkesi değiliz. AB, 3. Ülkeler ve Ortadoğu ile yaşanan ticari ilişkilerde sıkıntılar var. AB normlarına göre mevzuat düzenleme çalışmaları yapılıyor ama Türkiye’de serbest bölgeler mevzuatını Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı olmak üzere 3 kurum belirliyor. Mevzuatın sık değişmesi de problem yaratıyor. Yatırımcı hangi mevzuatı takip edeceğini kestiremiyor. Mevzuat sabitleştirilmeli. Ekonomi Bakanlığı bürokratların teşvikleri anlatmak amacıyla sahaya inmesi önemli. Böylece bürokratı doğrudan gören yatırımcı kendini güvende hissedecektir. Serbest bölgeler açısından Türkiye, AB sürecinden uzaklaştı. Çünkü AB normlarına göre teşvik alanlarını daraltmanız gerekiyor. Bu durumdan biz serbest bölgelerin uzun yıllar hizmet edeceğini anlıyoruz” diye konuştu.

İZBAŞ, ticaret hacmini yüzde 50 artırdı

İzmir Serbest Bölgesi, son dönemde çektiği yatırımların meyvelerini toplamaya başladı. Bu yıl ticaret hacminde yüzde 50’ye yakın artış sağlayan bölgede ticaret hacminin yıl sonunda 300 milyon doları bulması bekleniyor. Önümüzdeki yıl beklenen rakam ise 400 milyon dolar. İzmir Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi AŞ (İZBAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, bölgedeki 168 fi rmadan sadece 15’inin derici olduğunu ve sayılarının gittikçe azaldığını belirterek, “Bölgedeki fi rmaların 142’si yerli, 14’ü yabancı sermayeli ve 12’si yerli-yabancı ortaklı. Bölgede 2 bin 400 kişi çalışıyor” dedi.

2017’nin ilk 10 ayında ticaret hacminin 286 milyon doları aştığını belirten Sevimli, “Yılsonunu 300 milyon dolar dolaylarında kapatacağız. Bu büyümede yeni yatırımcılarımız etkin rol üstlendi. 2018 yılında 400 milyon dolar ticaret hacmi öngörüyoruz. Bu sene ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 100. İhracat kilogram değerimiz 5,62 dolar oldu” diye konuştu.

İzmir’in serbest bölge olmasıyla ilgili bir istek olduğunu vurgulayan Sevimli, “Bu, Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci tarafından da dile getirildi. Yabancı sermayeli şirketler için, hem uluslararası ticarete yatkın hem de onların isteklerine uygun altyapı olması gerekiyor. İzmir de bu konuda avantajlara sahip. Serbest bölgelerin İzmir’de çoğalması bu avantajlardan kaynaklanıyor. İzmir önümüzde yıllarda örnek olacak ve taklit edilecek. İzmir gibi olmak için çalışılacak”dedi.

Sevimli, 2018 yılında serbest bölgenin arazi büyümesi için konuşacaklarını söyledi.

"ESBAŞ serbest bölgeler içinde istihdamın yüzde 29’unu sağlıyor"

Türkiye’nin en büyük serbest bölgelerinden olan Ege Serbest Bölgesi, bu yılı yüzde 5 büyümeyle kapatacak. 2016 yılında toplam ticaret hacminin 4 milyar 47 milyon dolar olduğunu ve 2017’nin ilk 10 ayında 3 milyar 529 milyon dolar’a ulaştıklarını söyleyen ESBAŞ CEO’su Faruk Güler, “ 2018 yılını ise 4,5 milyar dolar ticaret hacmiyle ve büyümeyle kapatacağız. 2017’yi 19 bin 640 çalışanla kapattık. İstihdam da büyüme katediyoruz. Türkiye’deki serbest bölgelerin istihdam durumunu referans alırsak tüm serbest bölgeler içinde istihdamın yüzde 29’unu biz sağlıyoruz” dedi.

Bölgede üretim şirketlerinin çoğaldığını, alım-satım şirketlerinin azaldığını belirten Güler, “Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için katma değeri yüksek ürünler üretmesi lazım. Bölgemizde şirketlerin ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 165. İhracat kilogram değeri ise 8,53 dolar. Bölgemizde 175 firma var ve bunların yüzde 81’i yabancı sermayeli. Ege Bölgesi’nin yüzde 11’lik ihracatını biz yapıyoruz” ifadesini kullandı. Ege Serbest Bölgesi’nin 300 bin metrekarelik genişleme alanı için Ekonomi Bakanlığı ile sözleşme imzaladıklarını dile getiren Güler, arazinin tapulaştırma işleminden sonra 2018 yılının şubat ayında fabrika inşaatına başlayacaklarını söyledi. Güler, bölgeye ağırlıklı olarak teknoloji geliştirme alanında faaliyet gösteren yazılım firmalarının talep gösterdiğini belirtti.