Tamtad Konserve 50. yılında

Tamtad Konserve 50. yılında

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR - Bundan 50 yıl önce Tire'deki sanayi sitesinde 300 metrekarelik küçük bir tesiste, sınırlı sayıda ve yalnızca sebze konserveleri üretimi ile başlayan Tamtad Konserve, şu an 150'yi aşkın ürünü 30 ülkeye ihraç ediyor. Tamtad Konservecilik Sanayi ve Ticaret AŞ Genel Müdürü Kürşad Yuvgun, fabrikalarının 1958'de Mesut Yuvgun tarafından kurulduğunu hatırlatarak, "Üretime ise bir yıl sonra Tire'de yaklaşık 300 metrekarelik küçük bir tesiste, sınırlı sayıda ve yalnızca sebze konserveleri ile başladık. Konservenin henüz iyi bilinmediği o yıllarda, kutumuzu bile kendimiz ürettik. Bugünkü tesisimize 1989'da taşındık. 30 bin metrekare açık, 10 bin metrekare kapalı alanı olan bu tesiste modern teknolojinin geldiği son nokta ile üretim yapıyoruz" bilgilerini verdi. Yuvgun, mevcut tesislerine 1996 yılında İtalyan Amenduni Nicola marka günlük 100 bin kilogram zeytin işleme kapasiteli zeytinyağı tesisini de eklediklerini ifade etti. 150'yi aşkın ürün ürettiklerini söyleyen Yuvgun, şunları söyledi: "TS EN ISO 9001:2000, HACCP belgelerine sahibiz. Ürünlerimizi ana guruplar halinde; sebze, meyve, haşlanmış bakliyat ve hazır yemek konserveleri, reçeller, közlenmiş ürünler, kiraz şekerleri, soslar, turşular, zeytinyağı olarak sıralayabiliriz. Yakın bir tarihe kadar ürünlerimizin yüzde 80'ini ihraç ediyorduk. Ancak 2005'ten bu yana iç piyasa satışlarımızı artırmaya çalışıyoruz. İhracatımız rakamsal olarak değişmemekle birlikte satışlarımızdaki payını azaltmaya çalışıyoruz. Çünkü artık ihracattan para kazanmak mümkün olamıyor. Yelpazemizi geniş tutup pazar riskini de dağıtmaya çalışıyoruz." Risklere karşı sözleşmeli tarım Hammaddede miktar ve fiyat risklerini sözleşmeli tarımla minimize etmeye çalıştıklarını belirten Yuvgun, şunları söyledi: "Ancak bu konuda hem hukuk hem de tarım sigortası poliçeleri ile sigortalanabilir risklerin sınırlılığı açısından ciddi zorluklar var" dedi. AB müktesebatı doğrultusunda en sorunlu ve rehabilitasyona en çok ihtiyacı olan sektörün gıda olduğuna dikkat çeken Yuvgun, "Sektörün yüzde 95'ini oluşturan KOBİ'lerin rehabilitasyon yatırımlarını kendi başlarına yapabilmeleri mümkün değil. Uygun koşullu kaynaklara ihtiyaç var. Uzun vadeli sıfır ya da düşük faizli krediler ile hibe kaynaklar sağlanmalı. Aksi halde KOBİ'lerimizin kendi başlarına yapabilecekleri son derece sınırlı olur" diye konuştu.