Taşıt kredilerinin üçte biri 48 ay vadeli
Mevduat bankalarının toplam taşıt kredilerinin yüzde 37,6'sını 48 ay üzeri vadedeki krediler oluşturuyor
İSTANBUL - Kredi kartı ve kredilere sınırlama getirilmesinin özellikle taşıt kredilerini ne oranda etkileyeceği merak edilen konulardan biri.
Merkez Bankası verilerinden derlenen bilgilere göre, mevduat banklarının kullandırdıkları taşıt kredilerinin hacmi, 15 Kasım haftası itibariyle 7 milyar 763 milyon 242 bin lira düzeyinde.
Kullanılan taşıt kredilerinin vade dağılımı incelendiğinde, mevduat bankalarının toplam taşıt kredilerinin yüzde 27'lik kısmının 49-60 ay vade arasında kullanıldığı görülüyor.
Bu vadeyi yüzde 26 ile 37-48 ay vade, yüzde 24 ile 25-36 ay vade ve yüzde 11 ile 13-24 ay vade takip ediyor.
Öte yandan, 48 ay üzeri vadedeki taşıt kredi miktarı 2 milyar 918 milyon 536 bin lira ile toplam taşıt kredilerinin yüzde 37,6'sını oluşturuyor.
15 Kasım haftası itibariyle mevduat bankalarındaki taşıt kredilerindeki artış geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,25 olurken, aynı dönemde diğer kredilerdeki artış yüzde 27,3 oranında oldu.
BDDK'nın yeni düzenleme taslağı çerçevesinde, konut kredileri hariç tüketici kredilerinin vadesinin 36 ayı, taşıt kredilerinin vadesinin ise 48 ayı geçmemesi öngörülüyor.
Analistler, özellikle tüketim mallarına ilişkin taksitlendirme imkanlarıyla ilgili olarak kısıtlayıcı düzenlemelerin geleceği konusunda birçok yetkilinin sinyaller verdiğini hatta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın Orta Vadeli Program'ın açıklaması esnasında daha çok kredi kartı düzenlemelerine ilişkin mesajlar ağırlık kazanmıştı.
Önlemlerin amacının cari işlemler açığı üzerinde olumsuz etkisi bulunan tüketici kredisi artışının önüne geçmek ve kredi kompozisyonunu yatırım talebine yönelik olarak değiştirmek olduğunu belirten analistler, Türkiye'nin hanehalkı borçluluğunum aynı düzlemde olduğu ülkelerle karşılaştırıldığında, risk teşkil etmekten oldukça uzak olmasına rağmen, artış hızı ve dış açık üzerindeki negatif etkisine dikkati çekiyor.
Analistler, atılan adımların orta ve uzun vadede makreokonomik dengeler açısından olumlu değerlendirirken, bankacılık dahil olmak üzere otomotiv, perakende sektörlerinde talebe ilişkin kısıtlayıcı bir etki yaratabileceğini ifade ediyor.