TEPAV: Ekonomik daralma arttıkça, bütçe açığı artacak
Vakıf, "Ekonomik Krizin Bütçe Dengesi Üzerine Muhtemel Etkileri: 2009 Yılı Türkiye Merkezi Bütçe Büyüklüklerine İlişkin Tahminler" çalışmasını açıklandı
ANKARA - Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), ekonomik daralma arttıkça, bütçe açığının artacağını bildirdi.
TEPAV Küresel Kriz Çalışma Grubu tarafından yapılan "Ekonomik Krizin Bütçe Dengesi Üzerine Muhtemel Etkileri: 2009 Yılı Türkiye Merkezi Bütçe Büyüklüklerine İlişkin Tahminler" çalışması açıklandı.
Çalışmada, yapılan hesaplamaların ekonomik daralma arttıkça bütçe açığının ciddi oranda arttığını gösterdiği kaydedilerek, krizin etkilerini azaltacak maliye politikalarının "amaca yönelik harcama planı" olarak ortaya konması gerektiği belirtildi.
2009 yılında yaşanacak olan ekonomik büyümedeki düşüşün, bütçe dengelerini özellikle belirli kanallar vasıtasıyla olumsuz olarak etkilemesinin beklendiğine dikkat çekilen çalışmada, öncelikli olarak yavaşlaması beklenen ekonomik aktivite ve yine düşmesi beklenen tüketim harcamaları sonucu, bütçe gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan ÖTV ve KDV tahsilatlarının azalacağı ifade edildi.
Azalan kişi başı gelir seviyesi ve TL'nin değer kaybı sebebiyle de önümüzdeki yıl ithalatta ciddi gerileme yaşanması ve bunun 2009 sonuna kadar devam etmesinin beklendiği kaydedilerek, şöyle devam edildi:
"Bu durum da ithalattan alınan vergiler için tahsilat miktarını negatif olarak etkilemektedir. Bunlara ek olarak, bu dönemde yaşanacak istihdam kayıpları da gelir vergisi tahsilatlarında ek bir azalış getirmekte ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim gelirlerini azaltmaktadır. Bu ise sistemdeki açığı büyütmekte ve bu nedenle de kamu kesimi, açığı kapatmak için sosyal güvenlik kurumuna yaptığı transferleri zorunlu olarak arttırmaktadır. Tüm bu etkenlerin sonucunda 2009 yılı için bütçe gerçekleşmelerinin krizin derinliğine, ekonomik daralmanın boyutuna bağlı olarak şekilleneceğini tahmin edilmektedir."
"Bütçe açığı yüzde 6'lara ulaşıyor"
Çalışma çerçevesinde, 2009 yılı için sıfır büyümeden, yüzde 10 daralmaya kadar giden aralıkta kamu harcama ve gelirleri 11 senaryo altında tahmin edildi.
Hesaplamalar, 2009 yılı için yüzde sıfır reel ekonomik büyüme gerçekleşmesi halinde, bütçe açığının GSYİH'ye oranının yüzde 5 ve faiz dışı dengenin GSYİH'ye oranının yüzde 0,7 düzeyinde ortaya çıkacağını gösteriyor.
Ekonomik daralmanın artması ve yüzde 5 ekonomik küçülme yaşanması durumunda ise bütçe açığının GSYİH'ye oranı yüzde 6 düzeyinde, faiz dışı dengenin GSYİH'ye oranı ise yüzde -0,2 olarak öngörüldü.
Daha kötü bir ekonomik gerileme durumunda, örneğin ekonominin yüzde 10 daraldığı durumda ise bütçe açığının GSYİH'ye oranı yüzde 7,7 iken, söz konusu oran faiz dışı denge için yüzde -0,7 seviyelerine ulaşıyor.
Hesaplamalara göre, 2008 yılı için 17,1 milyar TL seviyesinde gerçekleşen bütçe açığı, 2009 yılı için yüzde 5 ekonomik daralma yaşandığı durumda 55,7 milyar TL'ye, ekonomik daralmanın yüzde 10'a ulaştığı durumda ise 63,7 milyar TL'ye kadar çıkıyor.
Bu sonuçlar çerçevesinde, bütçe açığı yaklaşık 5-6 kat artarken, GSYİH'ye oran olarak ise bütçe açığı uzun bir süre sonra ilk defa ortalama yüzde 6'lara ulaşıyor.
Faiz dışı denge ise yüzde 2 daralmayı gösteren senaryolardan itibaren açığa dönerken, bu açık program tanımlı dengede yüzde 1 daralma başlıyor ve çok daha yüksek bir düzeye çıkıyor.
TEPAV'ın çalışmasında, bu sonuçların 2009 yılında ekonomik canlanmayı sağlamak için alınacak tedbirlerin bütçe gelişmelerini dikkate alacak bir şekilde sistematik olarak tasarlanmasına olan ihtiyacı işaret ettiği değerlendirmesi yapıldı.
"Krizin etkilerini azaltacak maliye politikalarının 'amaca yönelik harcama planı' (targeted expenditure) olarak ortaya konması gerekmektedir" denilen çalışmada, şöyle devam edildi:
"Bu şekilde ortaya konulacak bütünsel bir krizle mücadele politika çerçevesi, ekonomik büyümeyi en yüksek düzeyde etkileyebilecek alanları hedeflemelidir. Buna ek olarak, bu politika çerçevesi harcama yapacak bireyler için ikna edici olmalı ve bu şekilde bekleyişler pozitife çevirmelidir. Ancak böyle bir politika çerçevesi ile genişleyici maliye politikalarının ekonomik büyüme üzerine olan pozitif etkisini en yüksek düzeye ulaşacaktır.
Bunun sonucu olarak da genişleyici maliye politikalarının bütçe açığı üzerindeki uzun dönem etkileri minimum düzeye çekilebilecektir."