Tünelin sonundaki ışığı beklediklerini söyleyen Yılmaz: Reformlar yapılmazsa
Tünelin sonundaki ışığı beklediklerini söyleyen Yılmaz: Reformlar yapılmazsa
risk primimiz artar ANKARA - Uluslararası piyasaları etkisi altına alan dalgalanma Merkez Bankası'nı tedirgin etti. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, makro ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve kurumsal reformlara devam edilmesi konusunda uyarıda bulundu. Yılmaz, risk algılamalarındaki bozulmaların, Türkiye de dahil olmak üzere kalkınmakta olan ülkelerin risk primlerini artırdığına dikkat çekerken, "Her ne kadar son dönemlerde birtakım siyasi istikrarsızlıklar Türk finansal piyasalarını büyük bir sıkıntıya soksa da, ben Türkiye'nin risk priminin, önümüzdeki yıllarda makro ekonomik koşullarda gelişme olmazsa ve kurumsal reformlar yapılmazsa daha da yüksek olmasını bekliyorum" dedi. Bilkent Üniversitesi tarafından Bilkent Oteli'nde düzenlenen "Ekonomik Yönetişimdeki Mevcut Konular" başlıklı uluslararası toplantıda konuşan Yılmaz, dünya piyasalarını alt üst eden dalgalanmanın Türkiye'ye etkisine yönelik ilginç tespitlerde ve uyarılarda bulundu. Yönetişim kalitesi belirleyici oluyor Yılmaz, sermaye hareketlerinin daha fazla olduğu durumlarda ülkelerin, yatırımcıların negatif değerlendirmeleri ile karşı karşıya kaldığının altını çizerken, "Bugün finansal piyasalarda akut bir kriz yaşanmaktadır. Özellikle küreselleşmenin ortaya çıkmasından bu yana en akut kriz olarak adlandırılabilir bu" dedi. Son 20 yılı küreselleşme, regülasyon ve özelleştirme çağı olarak tanımlayan Yılmaz, bu süreçte "yönetişim" kavramının önemine değindi. 1990'lı yıllarda Güneydoğu Asya'da yaşanan krizi anımsatan Yılmaz, devletlerin ekonomi üzerindeki kontrolü azaldıkça yönetişim kalitesinin daha belirleyici hale geldiğini kaydetti. Dalgalanmanın süresi belirsiz Bu arada Yılmaz, 2007 yılının bugüne kadar etkisini sürdüren finansal çalkantının etkisinin 2006 yılında mayıs-haziran aylarında baş gösteren dalgalanmadan daha fazla olduğuna dikkat çekti. Yılmaz, konut sektöründe fiyatların düşmesi, mortgage sektörü ve buna dayalı menkul kıymetlerle ilgili sorunlar nedeni ile sıkıntı yaşandığını anımsatırken, dalgalanmanın süresinin belirsiz olduğunu şöyle anlattı: "Zaman içinde yatırımcılar finansal araçların değerlemeleri konusunda rahatsız olmaya başlamışlardır. Büyük finansal kuruluşlar, çok büyük zararlar bildirmektedir. Özellikle risk iştahında böyle bir düşüş yaşanması, karşı tarafın kredi riski ile ilgili endişeleri sonucunda kısa vadeli kredi ve para piyasalarında büyük bir bozulma yaşanmış ve bunun sonucunda da büyük bir likidite sıkışması ortaya çıkmıştır. Likidite sorunları, ödeme sorunlarıyla birleştiği zaman global finansal piyasaların direncini test eden bir durum ortaya çıkmaktadır. Biz hala tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz." Daha çok çalışmak gerekiyor Türkiye'nin 2001 krizinin ardından etkileyici bir ekonomik performans gösterdiğini dile getiren Yılmaz, fiyat istikrarına ulaşma ve büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi konusunda çalışmaların devam etmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, şunları söyledi: "Şu anda bir takım zor dönemlerden geçiyoruz hem içeride hem dışarıda. Önümüzde bizi bekleyen çok ağır bir reform gündemi var. Makroekonomik istikrar, yapısal reformlar ve iyi yönetişim prensiplerine bağlı hareket etmek, Türkiye'nin ekonomik potansiyelinin önünü açacak ve AB'ye yakınlaşmamızı sağlayacaktır. Reform gündeminin zamanında gerçekleştirilmesini sağlamak gerekiyor. Bunun için bir takvim ve performans kriterleri ortaya konulmalı ve uygulamada da bu kriterlere bağlı kalmalıyız. Herhangi bir şekilde gecikme olursa gerekli mekanizmaların kullanılması, böylece politika yapıcıların halkın karşısına çıkıp neden başarısız olunduğunu açıklamaları sağlanmalıdır."