Türk yatırımcıların bölgesel yatırımlarını desteklediklerini söyleyen IFC Güney Avrupa ve Orta Asya Direktörü Shahbaz Mavaddat: Türkiye bölge ülkeleri için standart belirleyici olmalı

Türk yatırımcıların bölgesel yatırımlarını desteklediklerini söyleyen IFC Güney Avrupa ve Orta Asya Direktörü Shahbaz Mavaddat: Türkiye bölge ülkeleri için standart belirleyici olmalı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin çevre, sosyal yaşam ve iş ortamı standartlarını belirleyecek bir konuma sahip olduğunu söyleyen Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Direktörü Shahbaz Mavaddat, bu kapsamda Türkiye'ye ve Türk işadamlarına ciddi bir sorumluluk düştüğünü belirtti. Mavaddat, "Türk işadamları belki farkında olmayabilirler, fakat Türkiye'nin dışında kalan ülkeler onları izliyor. Türkiye bölgedeki ülkelerin örnek aldığı bir ülke. Türkiye bölge ülkeler için standart belirleyici olmalı" yorumunda bulundu. Dünya Bankası Grubu'nun üyesi olan Uluslararası Finans Kurumu (IFC), özel sektör yatırımlarını finanse ediyor. Hedefi, gelişmekte olan ülkelerde özel sektör yatırımlarını destekleyerek, fakirliğin azalmasına ve sürdürebilir ekonomik büyümeye katkıda bulunmak. IFC'nin rollerinden biri de işletmeler ve hükümetlere danışmanlık hizmeti vermek. Türkiye bu hizmeti alan ülkelerin başında geliyor. Türkiye'de 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren IFC'nin İstanbul ofisi, Güney Avrupa ve Orta Asya bölgesinin de merkez ofisi konumunda. Türkiye aynı zamanda, Rusya, Hindistan, Çin ve Brezilya'nın ardından, IFC'nin dünyada en fazla yatırım yaptığı beşinci ülke. IFC, Türkiye özel sektörüne bugüne kadar 2.7 milyar doların üzerinde finansman sağladı. IFC, 2007 mali yılında ise Türkiye'ye toplam 551 milyon dolar yatırım yaptı. İniş çıkışlara alışığız uzun vadeli buradayız "İki-üç yıl öncesine kadar, Türkiye'de herhangi bir proje için uzun vadeli finansman aradığınızda hiç bir banka buna yanaşmıyordu. Bugün ise geçmişe oranla, küresel sermaye piyasasında paraya ulaşmak çok daha kolay" diyen Shahbaz Mavaddat, bu süreçte danışmanlık ve iyi yönetimin öneminin arttığını söylüyor. IFC'nin özellikle uzun vadeli finansmanı hedeflediğine dikkat çeken Mavaddat, şöyle devam ediyor: "2000-2001 krizinde, Türkiye'ye yatırım yapmış olan yabancı bankalar Türkiye'yi terk ederken, yerel bankaların büyük bir bölümü yok olup gitti. Siyasi belirsizlik ortamı, yetersiz düzenleyici çerçeve, yabancı yatırımı engelleyen unsurlar arasında yer aldı her zaman. Yabancı para istikrarlı ortamdan hoşlanır. 6-7 yıl önce Türkiye bu çevreyi sağlayamıyordu. Fakat bizim müşterilerimiz buradaydı ve bu süreçte yanlarında olmaya devam ettik. Önemli olan ekonomik zorluklar yaşandığı zamanlarda bile, her zaman yeni ürünler sunmak ve kimsenin yapmadığı işleri yapmak. Şu anda ABD ve Avrupa'da yaşanan ekonomik durum da, kredi imkanlarını olumlu ölçüde daraltmış durumda. Bu durum Türkiye'ye gelen yabancı yatırımı da olumsuz etkileyebilir. IFC olarak ekonomide iniş çıkışlara alışığız ve uzun vadeli olarak buradayız." Bu yıl 400 milyon dolar yatırım öngörüyor 2007 yılında gelişmekte olan ülkelere 8 milyar dolara yakın bir yatırım gerçekleştiren IFC'nin, 2008 yılı için planladığı yatırım miktarı 9 milyar dolar civarında. "Ülkesel olmasa da bölgelere yönelik hedefler belirliyoruz" diyen Mavaddat, 2008 yılına dair şunları söylüyor: "Geçtiğimiz sene Güney Avrupa ve Orta Asya bölgesine 1 milyar dolar ayırdık. Bunun 550 milyon doları Türkiye'ye yönelik oldu. Her sene Türkiye'de yaklaşık 300-500 milyar dolara arası yatırım gerçekleştiriyoruz. Bu sene için öngördüğümüz miktar da 350-400 milyon dolar arasında. Bu miktara dahil olmayan projelerimiz de var. Bunlar, Türk şirketlerinin yurtdışında yatırım yapmalarına yönelik sağladığımız finansmanlar. Bu yatırımlardan elde edilen kârlar Türkiye'ye geri dönerken, aynı zamanda ülkenin bölgedeki öneminin de artmasını sağlıyor. Türk yatırımcılarının Gürcistan, Rusya, Balkanlar gibi ülke dışı yatırımlar gerçekleştirmelerini destekleyerek, birer bölgesel oyuncu olmalarını sağlamayı amaçlıyoruz." KOBİ'lere ulaşmak isteyen bankalara finansman sağlıyor "Faaliyetlerimizin yüzde 45'i finans sektöründe" diyen Mavaddat, Türkiye'de destek verdikleri konular hakkında şu bilgileri veriyor: "Paraya ihtiyacım var diyen her bankaya para vermiyoruz. Eğer ülke genelinde KOBİ'lere ulaşmak için şube ağlarını yaygınlaştırmak isteyen, veya yenilikçi ürünleri destekleyen bankalara finans sağlıyoruz. Konut finansmanı bu kapsamda öncelikli ilgilendiğimiz alanlardan biri. Bir diğer de enerji verimliliği. Enerji sektörüne, özellikle rüzgâr enerjisi ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerjilere destek veriyoruz. Liman ve havaalanları, elektrik dağıtımı ilgilendiğimiz diğer alanlar arasında. Genel sanayie bakacak olursak, güvenilir, uzun bir geçmişi olan, fakat gerek yerel gerekse yabancı bankalar tarafından çok fazla tanınmayan şirketlere destek sağlıyoruz. Bunların arasında tekstil teknolojisi, beton, sağlık eğitimi, bilgi teknolojileri sektörleri geliyor." "Bilgi ekonomisi olmak için reform yolundan vazgeçmeyin" Türkiye'de iş yapma ortamı geliştikçe, yabancı yatırımın daha fazla geleceğini söyleyen Shahbaz Mavaddat, Türkiye'nin genç bir nüfusu olduğunu ve her yıl 1 milyon yeni iş imkanı yaratmak gerektiğini söylüyor. Türkiye'nin bilgi ekonomisi olma yolunda ilerlediğini, bunu gerçekleştirmek için de reform yolunda ilerlemeye devam etmesi gerektiğini söyleyen Mavaddat, bu kapsamda eğitimin çok büyük önem taşıdığını vurguluyor: "Türkiye'nin reform yolunda ilerlemekten vazgeçmemesi gerekli. Reformların uygulamaya geçmesi, yabancı yatırımın artmasını sağlayacaktır. Bunun yanında sosyal sorumuluk, sürdürülebilir büyüme de, günümüz dünyasının vazgeçilmezleri. Kadın-erkek eğitimi arasındaki farkı kapatmak, eğitim kalitesini yükseltmek çok önemli. Eğitim Dünya Bankası'nın önceliklerinden biri. Sadece kamunun değil, özel sektörün de bu alana odaklanması gerekiyor." IFC Nedir? IFC (International Finance Corporation - Uluslararası Finans Üyesi), Dünya Bankası Grubu'na bağlı bir birim. Üye 179 ülkeye bağlı olarak çalışıyor. IFC'nin temel amacı, gelişmekte olan üye ülkelerde, yerli ve yabancı özel sektör yatırımlarını teşvik ederek, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak. IFC, ev sahibi ülke ekonomisine en büyük faydayı sağlayacak, yüksek çevresel standartları teşvik edecek ve kalkınma etkisi yaratacak özel sektör girişimlerine destek olmayı hedefliyor. IFC kurulduğu 1956 yılından bu yana, gelişmekte olan 140 ülkede, 3 bin 500 firmaya, yaklaşık 81 milyar dolarlık yatırım yaptı. Çevresel ve sosyal açılardan sağlıklı olması ve bu alanlarda IFC standartları ile ev sahibi ülkenin standartlarını yerine getirmesi gerekiyor. Yeni bir teşebbüste bulunacak ya da işletmesini büyütecek girişimciler veya şirketler IFC'ye doğrudan kendileri başvuruyorlar.