Türker: İhale yasağının cevabı bende değil

EÜAŞ'ın Ambarlı tesislerine uzun süredir ikmal yaptıklarını belirten Petrol Ofisi CEO'su Türker, fuel oil 5 ile fuel oil 6'nın karlılık açısından hiçbir farkı bulunmadığını bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

  

İSTANBUL - Petrol Ofisi Üst Yöneticisi (CEO) Melih Türker, kamu ihale yasağının Petrol Ofisi'ne neden geldiği sorusunun cevabının kendisinde olmadığını ifade ederek, fuel oil 5 ile fuel oil 6'nın karlılık açısından hiçbir farkı bulunmadığını bildirdi.

Melih Türker, Petrol Ofisi'ne kamu ihale yasağı getirilmesi dolayısıyla düzenlendiği basın toplantısında yaptığı konuşmada, olaya konu olan sürecin çok uzun yıllara dayandığını, Petrol Ofisi'nin EÜAŞ'ın Ambarlı tesislerine uzun süredir ikmal yaptığını belirtti.

Rafineride üretilen fuel oilin kullanılan ham petrolün menşesine bağlı olarak fuel oil 5 ya da fuel oil 6 olarak çıktığını kaydeden Türker, Türkiye'de bu ürünü sadece Tüpraş'ın ürettiğini ve bu şekilde değişiklikler görülebileceğini açıkladığını söyledi.

En son Ekim 2008'de açılan ihalenin şartnamesinde sadece fuel oil 5 ikmal edilmesi maddesinin bulunduğunu ifade eden Türker, kendilerinin şartnameyi aldıktan sonra yasal süre içinde fuel oil 5 ile birlikte fuel oil 6 da ikmal etmek şartıyla teklif verdiklerini ve faturaların da bu şekilde kesileceğini EÜAŞ'a ilettiklerini anlattı.

Türker, şartnameyi alan diğer bir şirket olan Türkiye Petrolleri'nin teklif vermeme kararı aldığını belirterek, konuya ilişkin haberde, ihaleye Petrol Ofisi tarafından başka şirketlerin girmesinin engellendiği iddialarının yer aldığını söyledi.

Böyle bir şeyin mümkün olamayacağını kaydeden Türker, "Bunun altında yatan anlam, Türkiye açısından hiç hoş değil. Kamu ihalelerinde bir şirketin bir şirketi engellemesi diye bir şey teknik olarak da, idari olarak da mümkün değildir" dedi.

"Karlılık açısından hiçbir fark yok"

İhaleye teklif verdikten sonra kendilerine kazandıklarının bildirildiğini ve sözleşme yapmak üzere davet edildiklerini bildiren Türker, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Fuel oil 5 ile fuel 6'nın karlılık açısından hiçbir farkları yoktur. İkisini de TÜPRAŞ bize aynı fiyattan veriyor. Kaldı ki bu bizim için çok zor bir ikmaldir, finansal olarak... Miktar büyüktür, dışarıda duran paranız büyüktür. Tahsilatı zamanında yapamazsınız. Bizim alacağımız açıkta duran paramızın averajı 50-60 milyon liradır. 100 milyon liraları bulduğu zamanlar olmuştur. Bu iş Petrol Ofisi için zaten karlı bir iş değildir."

"Detaylı kararı görmedim"

Melih Türker, 15-16 ay önce böyle bir para biriktiğinde bakana yaptığı bir ziyaret sırasında durumu anlatarak "Dayanamayacağız, ikmali keseceğiz" dediğini, Bakanın ise "Kesmeyin, İstanbul'u elektriksiz bırakırsınız" şeklinde cevap verdiğini söyledi.

Türker, ihalenin ardından EÜAŞ'a ikmale başladıklarını, 36 bin ton kadar fuel oil verdiklerini ve her ikmalde TÜPRAŞ'tan alınmış olan ve fuel oil 5 üretilemediği için fuel oil 6'nın tedarik edildiğini belirten bir mektubu eklediklerini bildirdi.

17 Şubat 2009'da EÜAŞ'tan kendilerine ulaşan bir yazıda bundan sonra fuel oil 6 alamayacaklarının belirtildiğini ve bu nedenle fuel oil 5 tedarik edip edemeyeceklerinin sorulduğunu dile getiren Türker, kendilerinin bu konuda TÜPRAŞ'a başvurduğunu kaydetti.

Türker, ihalenin 350 bin tonluk fuel oil ikmalini içerdiğini belirterek, "TÜPRAŞ da yüzde 1 kükürtlü fuel oil ithal etti. Bunu fuel oil 6 ile karıştırarak bize fuel oil 5 yapmaya başladı. 17 Şubat'tan sonra EÜAŞ'a 180 bin ton kadar fuel oil 5 ikmal etmişizdir. Kamu ihale yasağı Petrol Ofisi'ne neden geldi? Cevabı bende yok. Detaylı kararı da görmedim" diye konuştu.

"Brüt karlılığımızın %5-6'sı kamudan"

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türker, kamu ihale yasağının karlılıklarına olası etkisine ilişkin bir soru üzerine, "Bizim kamu segmentindeki ciromuz toplamın yaklaşık yüzde 9'udur. Brüt karlılık anlamında ise toplam karlılığımızın yüzde 5-6'sı civarındadır" dedi.

Türker, fuel oil 6'nın, TSE'nin özelliklerini belirttiği, EPDK'nın da tanımladığı bir ürün olduğunu, çevreyi kirleten bir ürün ise TSE ve EPDK tarafından bundan sonra üretilmemesi gerektiğinin belirtilmesi gerektiğini vurguladı.

"Yasal hakları kullanmaya başladık"

Petrol Ofisi CEO'su Türker, "kararın Doğan Grubu ile hükümet arasındaki gerginlikle bağlantılı olup olmadığının" sorulması üzerine, bu sorunun cevabını kendisinin vermesinin mümkün olmadığını belirterek, "Olayların gelişmelerine, zamanlamalarına bakarsanız biz de zaman zaman 'ne oluyor acaba' diye düşünmüyor değiliz" şeklinde konuştu.

Petrol Ofisi'nin tüm yasal haklarını bugün itibariyle kullanmaya başladığını ve bunun da kararlılıkla sürdürüleceğini bildiren Türker, "Bu markanın itibarına gelecek her türlü zarar için gerekli her türlü aksiyonu alacağız" dedi.

Toplantıda verilen bilgiye göre, Ambarlı'daki fuel oil tesisi 400 megavatlık kapasiteye sahip bulunuyor.

Tesisin devre dışı kalması durumunda, elektrik tüketiminin yüksek olduğu zamanlarda İstanbul'un yüzde 20'lik bölümünün karanlıkta kalabileceği bildirildi.

İlsever: Aynı yasak Doğan Holding'e de uygulandı

Öte yandan Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş. Genel Koordinatörü Nebil İlseven de  "Doğan Grubuna karşı yürütülen sindirme ve yok etme kampanyası, ilgili kamu birimlerince dün gerçekleştirilen bir uygulama ile serbest piyasa ekonomisi açısından dehşet verici bir boyuta ulaşmıştır" görüşünü aktardı.

İlseven, bu uygulama ile, grup iştiraklerinden PO'ya kamu ihalelerine girmesine yasak getirildiğini ve aynı yasağın Doğan Holding'e de uygulandığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu cezalandırma uygulamaları, esas itibarı ile Doğan Grubunun yayınlarından duyulan rahatsızlıktan kaynaklanmaktadır. Deniz Feneri skandalı haberleri ile ilgili olarak tırmanan sindirme girişimleri, yayıncılık şirketlerimize karşı uygulanan haksız vergi cezaları ile doruğuna ulaşmıştır. 

Devletin özerk kurumları nezdinde en sıradan başvurularımız ve yasal girişimlerimizin bile yerine getirilmez olduğunu görüyoruz. Bu cezaların, Doğan Grubu'na bağlı gazete ve televizyonların özgür gazetecilik yapmasını önlemeye yönelik olduğu artık herkesin malumudur."

Doğan Grubu kuruluşlarının yaşanılan olumsuzluklardan dolayı herhangi bir husumet havasına girmeyeceklerini, özgür habercilik ilke ve uygulamalarından da taviz vermeyeceklerini ifade eden İlseven, bu "haksız" uygulamalara karşı haklarını bağımsız yargı organları nezdinde arayacaklarını bildirdi.