Türkiye'nin ihracatı hızlı büyüyen ülkelere kayıyor

Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu’nda Türkiye’nin ihracat yapısı pay ve yoğunlaşma oranları yoluyla, coğrafi bölge ve sektörlere göre analiz edildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Naki BAKIR

ANKARA - Merkez Bankası, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023'te yıllık 500 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmayı hedefleyen Türkiye'nin ihracatta önünün açık olduğu değerlendirmesini yaptı. Merkez Bankası'nın Enflasyon Raporu'nda yer alan bir araştırmada, 2003-2011 döneminde Türkiye ihracatının, pay ve yoğunlaşma oranları yoluyla, ağırlıklı olarak ihracat yapılan coğrafi bölge ve sektörlere göre gelişimi ve çeşitlenmesi analiz edildi. Merkez Bankasi'nın analizine göre,  Türkiye'nin toplam ve sektörel ihracat pazarlarını görece hızlı büyüyen ekonomilere kaydırıyor. Analizde ihracatın sektörel çeşitlenmesinin, genel olarak önemli ihracat pazarlarında artarken ihracat sektörlerinin genelinde de ülke çeşitlenmesi çoğaldığı görüşüne yer verildi.
Merkez Bankası'na göre, 2008-2009'da meydana gelen ve etkileri hala devam eden küresel krize bağlı olarak, en önemli pazarlar olan AB ve ABD'deki kayba rağmen, Ortadoğu, Afrika ve Asya gibi pazarlardaki performans artışı sayesinde Türkiye'nin ihracat potansiyelinde ulaşılan güçlü seyrin, önümüzdeki dönemlerde de süreceğini öngörülüyor. Bankanın değerlendirmesine göre, ihracatın belirli ürün ve ülkelere yoğunlaşması, ihracat gelirlerinin bölgesel veya sektörel şoklara olan duyarlılığını artırırken, bu durum, uzun dönemli ihracat artışlarının sürdürülebilirliğini zorlaştırıyor. Bu doğrultuda ihracat ürün sepeti ve ülke gruplarının çeşitlendirilmesi, küresel görünümden bağımsız olarak ekonominin dışsal şoklara duyarlığını azaltıcı rol oynuyor.

[PAGE]

ihracat1.jpg

'AB'nin önemi azalmadı'
MB'nin analizine göre, AB ülkelerinin, krizin etkilerinin derinleştiği 2008 yılının son çeyreğinden itibaren toplam ihracat içindeki payı belirgin olarak düşse de bu bölgenin Türkiye ihracatı için tarihsel önemi değişmedi. Türkiye ihracatında ikinci en önemli yeri alan Ortadoğu ülkelerinin payı ise 2003 yılından itibaren Türkiye'nin yeni pazarlara yönelme stratejisinin de etkisiyle artmaya başladı.  küresel krizin etkilerinin hissedilmeye başlandığı 2008 yılında dikkat çekici düzeylere ulaştı. Toplam ihracat içindeki payı göreli olarak düşük görünmekle birlikte, Kuzey Afrika ve Asya ülkeleri de bu dönemde yükselen pazarlar oldu.
Türkiye'nin toplam ve sektörel ihracatında küresel finansal krize yaklaşırken, AB ve Kuzey Amerika'nın payının belirgin derecede düştüğü; Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya ülkelerinin payının ise arttığı belirlendi.

Bunun yanı sıra, ihracatın sektörel çeşitlenmesi, genel olarak önemli ihracat pazarlarında artarken, ihracat sektörlerinin genelinde de ülke çeşitlenmesi arttı. Merkez Bankası'na göre "İhracatın bölgesel ve sektörel kompozisyonundaki bu çeşitlenme, cari dönemde Türkiye ekonomisinin dış ticaret kanalıyla aktarılan dışsal şoklara duyarlılığının azaldığını gösterirken; hedef pazarların büyüme öngörüleri de dikkate alındığında, Türkiye'nin ihracat potansiyelinin önümüzdeki dönemlerde de güçlü seyredeceğine işaret ediyor".

[PAGE]

'İhracatta ürünler çeşitleniyor'
İhracatta gözlenen hedef ülke kompozisyonundaki değişimin, sadece belirli ürünlerle sınırlı olmadığı da görüldü. Türkiye'nin ihraç ettiği temel ürün grupları bazında yapılan sektörel analize göre, AB ülkelerine yapılan ihracatın payı, incelenen tüm ürün gruplarında azalırken, toplam ihracat için önem arz etmeye başlayan Ortadoğu ülkelerinin payı ise demir-çelik dışındaki tüm ürün gruplarında artış eğilimi gösterdi.
Toplam ve sektörel ihracatın geleneksel pazar paylarındaki değişim,  hedef pazarların büyüme beklentileri ile birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye'nin ihracat potansiyeline ilişkin önemli ipuçları veriyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin toplam ve sektörel ihracat pazarlarını görece hızlı büyüyen ekonomilere kaydırdığı görülüyor. Bir çeşitlenme göstergesi olan Gini-Hirschman (GH) yoğunlaşma endeksi, 2010-2011 döneminde, ihracatın hızlı arttığı 2003-2007 dönemine göre, AB üyesi olmayan Avrupa ülkeleri dışında tüm bölgelerde ürün çeşitlenmesinin arttığını gösteriyor.
Ürün çeşitlenmesinde en önemli artış Kuzey Amerika'da bölgesinde gözlenirken, AB ve Orta doğu ülkelerine yapılan ihracatta da ürün çeşitlenmesinin arttığı dikkati çekiyor. Temel mal grupları bazında ülke çeşitlenmesi incelendiğinde ise canlı hayvan ve gıda maddeleri dışındaki sektörlerde, 2010-2011 yıllarında, 2003-2007 yılı ortalamalarına göre ülkeler bazında daha dengeli bir dağılım görülüyor. Öte yandan, Türkiye'nin ihracatında önemli yer tutan demir-çelik ve giyim ürünlerinde de ülke çeşitlenmesinin söz konusu dönemde kayda değer şekilde arttığı dikkat çekiyor.

Afrika'nın payı artıyor
Öte yandan, Türkiye ihracatçılar Meclisi'nin (TİM) yılın ilk yarısına ilişkin ihracat verileri de Türkiye'nin ihracatındaki pazar kaymasının hızlanarak devam ettiğini gösteriyor. Altı aylık verilere göre Türkiye'nin AB'ye ihracatı yüzde 7.9 azalırken, Afrika pazarında yüzde 44.1, Ortadoğu ülkelerinde yüzde 16.2, BDT pazarında yüzde 14.1 artış yaşandı. Toplam ihracatta AB'nin payı 6 puandan fazla düşerek yüzde 42.3'e indi.  Başka deyişle AB dışındaki ülkelerin payı yüzde 51.5'ten yüzde 57.7'ye yükseldi. Özellikle Afrika ülkelerinin payı yüzde 7.4'ten yüzde 10.1'e, BDT'nin payı yüzde 10.4'ten yüzde 11.2'ye, Ortadoğu'nun payı yüzde 17.7'den yüzde 19.4'e yükseldi.

Bu konularda ilginizi çekebilir