'Türkler Rusya’da yeni bölgeler keşfetmeli'

Türk işadamlarına seslenen Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov, Rusya’daki yeni bölgelerin keşfedilmesini ve yatırımlar için daha agresif adımlar atılmasını istedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YEŞİM ARDIÇ - ANKARA SOHBETİ

Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin eski seviyelerine döneceğini ve yeni kapıların da açılacağını söyledi. DÜNYA aracılığıyla Türk işadamlarına da seslenen Karlov, Rusya’daki yeni bölgelerin keşfedilmesini ve yatırımlar için daha agresif adımlar atılmasını istedi. Karlov, uçak krizi ile bozulan ilişkilerin normale dönmesine rağmen, hataları tekrarlamamak için geçmişin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Andrey Gennadiyeviç Karlov, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve arkadaşımız Yeşim Ardıç’ın sorularını cevaplandırdı.

- 2015 yıl Kasım ayından itibaren iki ülke arasında başlayan gerginliğin Erdoğan ile Putin arasında ağustos ayında yapılan görüşmelerle son bulduğunu görüyoruz. Bu süreci değerlendirebilir misiniz?

Bu yedi aylık dönemin bize birbirimize ne kadar ihtiyacı olduğunu, karşılıklı dostluğun ve işbirliğinin de önemini göstermiştir. Ancak ne yazık ki bu olumlu sonuç dışında ticari ilişkilerde olumsuzluklar da yaşandı. İnanıyorum ki yakın dönemde kaybettiğimiz tempoyu tekrar kazandıracağız. Eski seviyeye ulaşacağız bundan sonra yeni kapıları da açabileceğiz. Devlet Başkanımız ile Sayın Cumhurbaşkanı arasında St. Petersburg ve Çin’de görüşmeler yapıldı, aralarında bir dizi telefon görüşmesi de oldu ve bütün bunlar bu sıkıntılı dönemin üstüne bir çizgi koymuştur, sayfayı kapatmıştır. Türkiye’ye karşı Rusya’nın uyguladığı özel ekonomik tedbirler tek tek kaldırılmaya başlan dı. Rusya bir hukuk devletidir. Türkiye’ye karşı uyguladığımız önlemlerin hukuki bir zemini vardı. Dolayısıyla bunu tamamen kaldırmak için aynen böyle hukuki zemin oluşturmak lazım. Kararlar devlet başkanımızın, hükümetimizin kararı ve yönetmelikleriyle alınmıştır. Mesela Türkiye’ye ilk charter seferi gelmiştir ve son hafta içerisinde yüzlerce Rus turist buraya taşınmıştır. Özellikle de ilk charter uçağının indiği zaman Rus turistlere gösterilen sıcak karşılama Rusya’da büyük olumlu tepki görmüştür. Bütün haber ajanslarımızda , gazetelerimizde Rus turistlere çiçeklerin sunulduğu anların fotoğrafl arı ile yer almıştır.

Geçmişi unutmayalım...

Her dinin en önemli özelliği affetme kabiliyeti. Bizim de dinimizde bu var. Ama unutmak bizim için mümkün olmayacaktır. Geçmişimizi unutmayalım. Geçmişteki hataları tekrarlamamak için. Şimdi bir laf var. Biz de derler ki ‘’Geçmişi hatırlayanın bir gözü çıkarılır. Geçmişi unutanın iki gözü çıkarılır.’’ Geçmişimizi unutmayalım. Birbirimize eleştiri yapmak için değil. Hataları, yanlışları unutmamak ve bunları bir daha tekrar etmemek için.

- İki ülke arasındaki ortak fon ve Avrusya gibi Şhangay gibi birliklerin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu fonun imkanları sadece Rusya’da ya da Türkiye’de yatırım projeleri için değil Rus-Türk ortak yani üçüncü ülkede yapılacak ortak projeler içinde finansman da sağlayacak. Demek ki iki lider sadece bugünü değil, ilişkilerimizin yarınını da düşünüyor. Özellikle ekonomik ilişkilerimizi ele alırken sadece ikili formatta birbirimizi kısıtlamayalım. Mesela 1.5 sene önce Türkiye’nin sınırında çok büyük bir ekonomik birlik oluşturuldu. Avrasya Ekonomik Birliği. Şimdi bu birliğe beş tane ülke katılmıştır. Bunlardan Türkiye’nin önde gelen ekonomik ortakları da var. Rusya ve Kazakistan. Gerçekten bu ekonomik birliğin oluşturulması dünyada büyük bir ilgi gördü. Mesela Vietnam bu birlik ile serbest ticaret anlaşmasını imzaladı. Şu anda Çin ile işbirliği imkanları değerlendirilmektedir. Güney Amerika ülkeler dahil olmak üzere toplam 12 ülke Avrasya Ekonomik Birliği ile bir mutabakatı imzaladı. Ama Güney Amerika nerede? Türkiye nerede? Siz daha yakınsınız. Bu birliğin de nüfusu büyük. 180 milyon. Rusya özellikle Avrasya coğrafyasında ekonomik temasların güçlendirilmesine büyük önem vermektedir. Devlet başkanımızın da bir girişimi var. Lizbon’dan Vladivostok’ a kadar bir ekonomik alanın oluşturulması. Ama bu projeye bence en büyük ilgi duyacak iki ülke Rusya ve Türkiye. Çünkü sadece biz hem Asya’da ve Avrupa’da bulunuyoruz.

Şanghay İşbirliği Örgütü ise hızla gelişen bir örgüttür. Hem mevcut yapısı içerisinde gelişmektedir. Hem de yeni ülkeleri katılımı ile daha hızlı güçlenmektedir. Türkiye şu anda hali hazırda diyalog ortağı statüsüne sahiptir. Ama henüz Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’nün tam üyesi olmak ya da mevcut statüsünün yükseltmesine dair resmi açıklamayı açıkçası duymadım. Sayın Kazakistan Cumhurbaşkanı da birkaç defa Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi olarak görmeyi istediğini ifade etmiştir. Her şey Türkiye’nin takdirinde. Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü’yle ne şekilde ne formatta işbirliği yapacağı konusunda bir karar almalı.

- Ülkeler arasındaki enerji projeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Akkuyu Nükleer Santrali'nden başlayalım. Son dönemde bu projenin gelişme hızını Türkiye mevzuatında yapılmayan değişiklikler engelliyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Haziran ayında mevzuatta gerekli değişikler yapıldı. Bu projeye stratejik yatırım statüsünün verilmesi de çok önemli. Özellikle Sayın Erdoğan St. Petersburg’da Sayın Putin’e böyle bir statünün verileceğine dair bilgi vermiştir. Nükleer güç santrali için kadro yetiştirme programı devam etmektedir. Şu anda 250 Türk öğrencinin Rusya’da eğitimi devam ediyor.

Türk Akımı projesi bizim ekonomik ve enerji alanında çok ilginç ve önemli bir alanıdır. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki aylarda bu proje ile ilgili hükümetler arası bir anlaşma imzalanacaktır. Özellikle bazı çalışmalar tamamlanmış durumda.Eskiden boru hat projesi Güney Akım ismindeydi. Deniz altı kısmı için özellikle Türkiye ekonomik bölgesinde döşenecek güzergah ile ilgili Güney Akım projesi için aldığımız izin ve onayların geçerli olduğuna dair resmi bir teyit aldık. Şu anda önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomik bölgesinde deniz altı ya da 250 km’lik kısım için ilave izinler almak gerekecek. Hatırlarsanız Türk Akım projesini 1 Aralık 2014 tarihinde devlet başkanımız önerdi. O zaman bütün anlaşmalar imzalansaydı ilk gaz 2017 yılı sonuna kadar Türkiye’ye ulaşırdı. Şu anda 2019 yılında gelir Türkiye’ye. Önemli olan şu ki Türk Akımı’nın ilk hattının inşa edilmesinden sonra Türkiye 15 milyar metreküp tutarında doğalgaz sevk almaya başlayacak. Böylece transit ülkelere bağımlılık olmayacak. Önümüzdeki perspektifte ikinci hat tamamlandıktan sonra doğalgaz Avrupa’ya da sevk edilebilir.

“Türk işadamları Rusya’ya daha cesur şekilde yatırım yapsın”

Eminim ki bu önümüzdeki aylarda Rus piyasasına tekrardan girecek olan yatırımcı hayal kırıklığına uğramayacak. Şu anda özellikle Rusya ile ekonomik temasların güçlenmesi için önemli bir sebep var. Son yılda ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya olduk. Bizim gayrisafi milli hasılamız azaldı. Ama son birkaç ay içerisinde yapılan değerlendirmeler ve sonuçtan çıkan veriler bize gösteriyor ki bu sıkıntılı dönemi aşabildik ve tekrar gelişmeye başladık. Daha fazla alt yapı ve üst yapı projelerine yatırım olacaktır. Hem maaşlar artacak hem tüketim aratacak. Bazı kalemleri de mutlaka yurtdışından ithal edeceğiz. Bu manada şu önemli. Biz yurtdışından ithal edeceğimiz ürünleri nereden alacağız? Azerbaycan’dan mı? İran’dan mı? Türkiye’den mi? Gazeteniz üzerinden Türk yatırımcılarına ve Türk işadamlarına şöyle çağırıda bulunmak isterim. Daha cesur bir şekilde Rus ekonomisine yatırım yapın. Mesela bir hafta önce bir haber çıktı. IKEA Rusya’da mobilya fabrikasını açtı. Rusya’nın en büyük fabrikası oldu. Benim için özellikle sevindirici bir haberdi. Bu fabrikada kullanılacak levhalar Türk sermayeli Hayat Holding’in açtığı fabrikada üretilmektedir. Şu anda bu fabrikada üretilecek mallar çok büyük ilgi görecek piyasada. Biz bu tür yatırımları bekliyoruz Rusya ekonominde. Turizm, tarım alanlarında yatırımları bekliyoruz.

“Türk yatırımlarının yapılmadığı dönemde diğer ülkelerle sözleşmeler imzaladık”

- Rusya’da Türk yatırımı vardı, bunların durumu ne olacak?

Tabi ki yatırımcıların zararını restore etmek ya da karşılanması zor olur. Şu anda geleceğe dönük çalışmamız lazım. Görüldüğü gibi ekonomik ilişkilerimizi yeniden tesis etmek kolay değil. Şunu da anlamak lazım. Rusya’nın uyguladığı tüm önlemlerin kaldırılması otomatik olarak bizi eski döneme taşımayacaktır. Çünkü ekonomi hızla gelişen bir süreç. Türk yatırımcıların, ortaklarımızın olmadığı dönemde biz sözleşmeleri diğer ülkelerle, diğer ortaklarla yapmıştık. Şimdi hem yatırımcılardan bahsediyorum hem Türk müteahhitlerden bahsediyorum. Müteahhitler mesela Rusya’da bazı projeleri kaybetmek zorunda kaldı. Rekabetçiler onların yerini doldurmuş oldu. Özellikle de Rus piyasasına farklı malları sevk eden Türk şirketleri için de bu durum geçerli.

- Yaş meyve sebze sektörü bu noktada ön plana çıkıyor…..

Evet, krizden önce biz 1 milyar dolar tutarında ithalat yapıyorduk Türkiye’den. Şimdi krizden sonra Türk tarım üreticileri ile temaslar kopunca biz diğer ülkelerle, sözleşmeleri yaptık. Artık Azerbaycan’dan, İran’dan, İsrail’den diğer Arap ülkelerinden mesela daha yoğun şekilde bu ürünleri satın almaya başladık ve bunun yanı sıra Rusya’da üretimi de artırdık. Dolayısıyla Türk şirketlerinin piyasa payını yeniden kazanmak adına önünde zor bir hedef var.

- Türk işadamlarına neler tavsiye edersiniz?

Öncelikli olarak zaman kaybetmeden hemen çalışmalara başlanması lazım. Bu şekilde piyasadaki boşluklar doldurabileceklerdir. Bu da yeterli olmayacak. Özellikle de Türk işadamlarının Rusya’da yeni bölgeleri keşfetmeleri gerekiyor. Krizden önce tabloya bakalım bence ticaretin ve yatırımların ortalama yüzde 80’i Moskova, St. Petersburg ve Tataristan’da yapılıyor. Ama Rusya’nın çok küçük parçası bu. Hükümetimizin aldığı karar çerçevesinde Sibirya ve Uzakdoğu bölgelerimizin hızlı gelişme programı kabul edilmiştir. Yeni sanayi dalları açılmaktadır. Yeni tarım alanları kurulmaktadır. Oraya gerekli teşvikler yapılıyor. Mesela Uzakdoğu’da bulunan Habarovsk şehri etrafında sıfırdan bir şehir inşa edilmektedir. Orada bilim ve araştırma merkezleri açılacak ve çok sayıda inşan yaşayacak. Rusya’nın Avrupa kısmından bahsetmek gerekirse Türkiye’ye en yakın komşu bölge Kırım’dır. Neredeyse tüm yarımada şantiye haline geldi. Kırım’ı Rusya’ya bağlayacak 19 km’lik köprü zaten malum bir konu. 8-9 milyar dolar tutarında bir yatırım. Ama orada yapılacak işler arasında köprü küçük bir parça. Köprünün yanı sıra yeni yollar yapılıyor, yapılacak. Eski yollar restore ediliyor, edilecek. Kırım Bölgesi’nde enerji tesisleri ve altyapısını da restore etmek gerekiyor. Ve turizm alanında da durum daha iyi oldu daha çok turist gelmeye başladı. Bu sene 4.5 milyon turist bekliyoruz Kırım’da. Otellerin doluluk oranı yüzde yüz gibi. Hem eski otelleri restore etmemiz, hem de yeni oteller inşa etmemiz gerekiyor. Avrupa’dan da turist gelmeye başladı. Kırım Türkiye’ye çok yakın ve inşaat malzemeleri de rahatlıkla Türkiye’den gelebilir.