Varlık yönetim şirketleri elektrik su, gaz ve telekom borcuna da talip

Bankalardan aldıkları sorunlu alacaklarla bugün 10 banka büyüklüğüne ulaşan 11 varlık yönetim şirketi, portföyü diğer bireysel alacaklara da ulaşacak şekilde genişletmek istiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ECE CEYHUN

Türkiye'de 10 büyük bankanın sorunlu alacaklarını yönetir konuma gelen varlık yönetim şirketleri gecikmiş fatura alacaklarında da devreye girmek istiyor. Bu şirketler halen bankaların 62 milyar TL'yi aşan batık portföyünün üçte birini yönetiyor. Varlık Yönetim Şirketleri Derneği Başkan Yardımcısı Hilmi Güvenal, sadece bankaların değil telekom, elektrik, doğalgaz ve su gibi tüm alacaklara talip olduklarını söyledi. Banka faktoring ve leasing sektörü dışında bir alacağı üstlenemediklerini kaydeden Güvenal, 'Vatandaş bize 'Benim telekom şirketine de borcum var, size ödeyebilir miyim?' diye soruyor. Vatandaşın geciken tek borcu kart ve kredi kartı değil. Biz BTK'ya bağlı telekom, EPDK'ya bağlı enerji şirketlerinin de alacaklarını yönetmek istiyoruz' açıklamasını yaptı.

Hilmi Güvenal, varlık yönetim şirketleri olarak 2008 yılında bugüne bankalardan 21 milyar TL anapara karşılığı sorunlu alacağın 11 varlık yönetim şirketine satıldığı bilgisini verdi. Varlık yönetim şirketleri olarak sorunlu alacaklar için bankalara 3 milyar TL aktarıldığını şu ana kadar yapılan tahsilatın ise 2.5 milyar TL düzeyinde olduğunu söyledi. Güvenal, “Bankalara şimdiye kadar 3 milyar TL sermaye yarattık. Varlık yönetim şirketlerinin portföyünde yaklaşık 1.5 milyon gerçek kişi var. Şimdiye kadar 500 bin müşterimizi borçlu vatandaş statüsünden kurtardık” dedi. 

Güvenal, 2014 yılında bankalardan varlık yönetim şirketlerine 6 milyar TL anapara tutarında kredi satıldığını ve bunun bankalardaki tahsili gecikmiş alacak rakamının yüzde 20’si olduğunu ifade etti. Finansal sistemdeki tahsili gecikmiş alacakların yüzde 33’ünün ise varlık yönetim şirketleri tarafından üstlenildiğine de işaret eden Güvenal, “Bankalardaki toplam batık kredi hacmi BDDK verilerine göre 21 Temmuz itibariyle 41.7 milyar TL. Eğer 21 milyar TL’lik alacağı varlık yönetim şirketleri üstlenmeseydi bankaların üzerinde 62.7 milyar TL’lik bir batık kredi hacmi baskısı olacaktı. Bu rakam üzerinde de tahsili gecikmiş alacak rasyosu yüzde 2.9 değil yüzde 4.4’e çıkacaktı” bilgisini verdi. 

Varlık yönetim şirketlerine aktarılan alacakların yapısı hakkında da bilgi veren Güvenal, bireysel sorunlu alacak portföyünün toplamın yüzde 70’ini oluşturduğunu ve sanıldığının aksine de bireysel tarafta konut ve taşıt oranının yok denecek kadar az olduğunu kaydetti. Ticari tarafta da teminatlı ticari kredi oranının düşük buna karşılık teminatsız kredi ağırlıklı portföyle üzerinde çalıştıklarını aktaran Güvenal, “Bankaların daha çok skor kartları çalıştırdıkları, sms ile çok hızlı verdikleri kredilerde sorun olduğunu görüyoruz. Sorunlu bir alacak varlık yönetim şirketine devredilmeden 2 yıl banka tahsil etmek için çalışır bizler 7 sene çalışırız. Bireysel tarafta ağırlıklı tüketici kredisi ve kredi kartı alacakları var. Her 100 sorunlu kredi kartı alacağında portföyün ömrünce ancak yüzde 25’ine ulaşırsınız” diye konuştu. 

Vatandaşın sadece bankaya borcu yok 
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) tabi çalışan varlık yönetim şirketleri bu apoletlerini sökmeden dünyadaki diğer varlık yönetim şirketleri gibi tüm bireysel alacakların tahsilatında etkin olmak istiyorlar. Güvenal, “Sadece banka, faktoring, leasing sektörü dışında bir alacak alamıyoruz. BDDK’ya tabi olduğumuz için sadece BDDK’ya tabi kurumların alacaklarını tahsil etmemiz sektörün derinleşmesini sınırlıyor. Vatandaş bize diyor ki; ‘Benim Telekom şirketine de borcum var size ödeyebilir miyim?’ diye soruyor. Çünkü vatandaşın geciktiği tek borcu kart ve kredi borcu olmuyor. Biz BTK’ya bağlı Telekom, EPDK’ya bağlı enerji şirketlerinin de alacaklarını yönetmek istiyoruz” açıklamasını yaptı. 

Reddi miras müessesini çalıştıranlar artıyor 
3 milyarlık ödemeye karşılık henüz şirketlerin sadece 2.5 milyar TL’lik tahsilat yapabildiğine değindiğimizde ise Güvenal, “Sistemde 3 milyon borçlu olduğu söyleniyor. Son yıllarda hızla borçlu sayısı arttı. Vefat hallerinde ise aileler ilk tepki olarak reddi miras yapıyor. Sonrasında yeniden kapımızı çalıyorlar. Türk insanı reddi miras bile yapsa hala dönüp borcunu ödemek istiyor” tespitini yaptı. 

Bankacılık sektörünün belli bir tahsili gecikmiş alacak rasyosu ile gitmesi için her yıl ortalama 6 milyar TL satış yapması gerektiğini de ifade eden Güvenal, “21 milyar TL alacakla toplam tahsili alacaklarının yüzde 30’dan fazlasını yönetiyoruz. Bu rakam aynı zamanda 10 büyük bankanın sorunlu alacak portföyüne eşit. Banka bilançoları yavaşladı. Toplam sorunlu alacağın yüzde 50’sini 3 yıl içinde yönetir hale geliriz” değerlendirmesinde bulundu.

VYŞ’lerde kanunla finansal kuruluş olarak tanınmalı
Varlık yönetim şirketleri BDDK tarafından verilen izin ile kurulup, yine BDDK tarafından Bankacılık Kanunu çerçevesinde düzenlenip denetleniyor. BDDK’ya tabi olmaları nedeniyle de değil Avrupa’da dünyada tekler. Dolayısıyla da kendi sektörlerinde dünya çapında çok itibarlı bir konumdalar. Ama kamu otoritesinin çözmesi gereken vatandaş üzerine yük getiren sorunları var. Güvenal, “BDDK’ya tabii olup ta Finansal Kuruluşlar Birliği’ne ya da Bankalar Birliği çatısı altında birleştirilmeyen sektör olduk. Bizde dernekleştik. İlk yıllarımızda sektörün sorunlarını kamu nezdinde anlatmaya çalıştık. Bizimle yaklaşık 2 milyon tüketici muhatap. Bu 2 milyon vatandaşın 500 biniyle anlaştık. Kalan 1.5 milyon vatandaşla el sıkışamamızın bir nedeni de ağır vergi yükleri oldu. Bunların başında da damga vergisi geliyor. Damga vergisi ödeme yükünü artırıcı bir sebep olarak karşımıza çıktı. Bankada borcunu öderken damga vergisi ile muhatap olmayan vatandaş varlık yönetim şirketinde borcunu ödemek istediğinde damga vergisi ile karşı kalıyor. Üstelik vatandaş bu damga vergisine hem anapara hem de borcunu ödemediği günden beri işleyen faiz ve masrafl ar toplamı üzerinden muhatap kalıyor. 100 TL’lik bir borç diyelim ki 500 TL’ye kadar yükselmiş. Biz 50 TL’ye anlaşıyoruz. Ama vatandaş 500 TL üzerinden damga vergisiyle karşı karşıya kalıyor. Damga vergisi sorununun bir an önce çözülmesini talep ediyoruz” dedi. Damga vergisi sorunun da varlık yönetim şirketleri açısından vatandaş ile ilişkiyi zorlaştıran bir sıkıntı olarak karşılarına çıktığını söyleyen Güvenal, sadece damga vergisi değil bazı harçlar, bankalara açık olan adres paylaşım sistemine erişimde de aynı açmazla karşı karşıya kaldıklarını anlattı. Bankalar Kanunu’na göre kurulduklarını ama varlık yönetim şirketlerinin adının net bir şekilde ‘fi nansal kuruluş’ olarak yazılmadığını da ifade eden Güvenal, “Biz kamu otoriteleri tarafında yürüttüğümüz son görüşmelerde bizleri ‘fi nansal kuruluş’ olarak kanunda net bir şekilde tanımlamalarını istedik. Çünkü varlık yönetim şirketlerinde zaten tamamen fi nansal kuruluşlardan alınan alacaklar var. Bizim fi nansal kuruluş olarak tanınmamız tüm bu sorunların cevabı da olacak” önerisini dile getirdi.

Algıyı doğru yönetmek için düğmeye bastılar

İnternette bir arama yaptığınızda karşınıza çıkan metinlerde varlık yönetim şirketlerinin kamuoyu nezdinde oluşmuş algısının finans kurumları içerisinde en negatif noktada olduğunu görüyorsunuz. Kam emici diyende var tefeci diyende. Kamuoyu nezdinde oluşan algıyı yönetmek için düğmeyen basan Varlık Yönetim Şirketleri Derneği bunu kendi içinde tartışıyor. Dernek 2012 yılında kurulurken ilk Başkanı Hilmi Güvenal’dı. Güvenal şimdi Başkan Yardımcılığı görevini yürütürken Başkanlığı’da Girişim Varlık Yönetim Genel Müdürü Hasan Tengiz’e devretti. Dernek Başkan Yardımcısı Hilmi Güvenal, sektörün kendi insan kaynağını yarattığını doğrudan 1.500 dolaylı 5.000 kişiye istihdam yarattıklarını değinerek, “Varlık Yönetim Şirketleri Derneği olarak yaptıkları algı araştırmasında kanuni zorunlulukları bildirdiğimizde vatandaş bunu tehdit olarak algılıyor. Varlık yönetim şirketlerini ‘işini çözen’ bir kurum olarak gören de var.

Bu konularda ilginizi çekebilir