”Yılsonuna doğru üretim ve satışlar kıpırdayacak”

Merkez Bankası eski Başkanı Erçel, ETO ile Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen "Kriz ve Kriz Sonrası Fırsatlar" konulu panelde konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ESKİŞEHİR - Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, bu yılın sonuna doğru üretim ve satışların kıpırdayacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Erçel, Eskişehir Ticaret Odası (ETO) ile Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen "Kriz ve Kriz Sonrası Fırsatlar" konulu panelde yaptığı konuşmada, iyimser ekonomistlerin 2009 sonbaharında veya 2010'un ilkbaharında, kötümserlerin ise 2010'un sonunda krizin sona ereceğini tahmin ettiklerini kaydetti.

Bu yılın sonunda veya 2010'un başında iyileşmenin başlayacağını tahmin ettiğini anlatan Erçel, şöyle konuştu:

"Eskisi gibi olmayacak ama şu andaki karamsarlığın içinde de bulunmayacağız. IMF'nin 2009 Türkiye büyüme tahminine göre ülkemiz 2009'da yüzde 5,1 küçülecek. 2009 için bana göre yüzde eksi 5 bile iyi. Bunun kilidi tarım sektöründe. Tarım bu yıl iyi gidiyor. Bu yansıyacak ve avantaj teşkil edecek. IMF üyesi ülkelerden yüzde eksi 5,1 beklenen büyümede, en kötü 11'inci ülkeyiz. Japonya, Rusya, Almanya, Ukrayna gibi ülkeler bizden daha kötü. Japonya, Almanya ve Türkiye arasındaki ortak özellik; üçünün de ihracata dayalı büyüme modelini seçmiş olmalarıdır. Bu iyi bir model, ancak dünya krizi dönemlerinde ülkeleri tökezletiyor. İhracata dayalı sanayide çelme yenilince, bu duruma düşülüyor."

Erçel, Türkiye'de finans kesiminin, döviz kurlarının ve hisse senetlerinin krizden etkilenmemesinin olumlu bir gelişme olduğunu ifade ederek, "Bu sefer burada olumsuzluk hissetmedik. Ama krizlerin maliyeti hep büyüme oranlarındaki düşüşle ölçülüyor. Büyüme oranının düşüşü ile milli geliri çarpınca fatura ortaya çıkıyor" dedi.

"6 ay dayandıktan sonra nefes almaya imkan buluruz"

Sanayi üretimiyle ilgili olarak aşağıya gidişin durduğu, hafif kıpırdanmanın olduğunu belirten Erçel, şöyle devam etti:

"İşsizlik rakamlarına bakıldığında ise daha dibi görmedik. Enflasyona bakıldığında düşüş sürüyor. Merkez Bankasında görev yaptığım zamanlarda enflasyonu düşürmek için kendimi yerden yere vururdum ama hiç böyle bir düşüşü de arzu etmedim. Yüzde 4-5'lere düşebilir enflasyon. Enflasyonu halletmiş gibi görünüyoruz ama böyle halletmesek daha iyi olacaktır. En önemli sorunumuz bütçe açığı. Vergi sistemimizin ise yüzde 70'ine yakını dolaylı vergilerden alınıyor. Böyle bir vergi sistemi olabilir mi? Gelir ve kurumlar vergisi yüzde 10-15'i oluşturuyor. Ekonomik durumumuz aşağı inerken vergiler azalıyor, iyiyken vergileriniz de artıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu durumdan kendinizi kurtarmanız lazım. IMF ile olan sorunlar da orada. Önlem alınmazsa bütçe açığı önümüzdeki yıllarda büyümemizi frenletecek nitelikte."

Erçel, bu yıl Türkiye'nin büyük bir döviz sıkışıklığına uğrayacağını sanmadığını anlatarak, şunları söyledi:

"IMF olsun veya olmasın 2009'da Türkiye'de döviz sıkışıklığı yaşanmayacağını sanıyorum. 2010'u bu aşamada tahmin etmek zor. Biraz umutlu bir zamanın içine girdik ama 6 ayı beklememiz lazım. Eylüle kadar özel sektör dayandıktan sonara biraz daha iyi günler görebiliriz. Bu yılın sonuna doğru üretim ve satışların kıpırdayacağını tahmin ediyoruz. Yani 6 ay dayandıktan sonra nefes alma imkanı buluruz. İşsizlik ise zor bir olay. Çünkü yapısal sorunları var."

ETO Başkanı Harun Karacan da asıl krizin, ülkenin gücüne ve potansiyeline olan inancın kaybedilmesi durumunda yaşanabileceğini belirterek, özgüven, cesaret, bilgi ve insan kaynağıyla Türkiye'nin yapacağı daha çok şeylerin bulunduğunu söyledi.