Yitik Afrika rönesansı

Yitik Afrika rönesansı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Wall Street Journal Güney Afrika Cumhurbaşkanı Mbeki, yıllarca Harare'deki diktatörü destekledi. Uyguladığı "sessiz diplomasi" ile marttaki cumhurbaşkanlığı seçimleri boyunca ve sonraki şiddet olaylarında Mugabe'yi desteklemeyi sürdürdü. Afrika'nın güneyinde, caddelerde yine kan akıyor. Bunların, beyaz sömürgeciliğinin mirası olan haksızlıklar yüzünden olduğu ileri sürülüyor. Ama asıl suçlular, Zimbabwe'nin seksenlik diktatörü Robert Mugabe ve onun Güney Afrikalı destekçisi Thabo Mbeki'dir. Johannesburg'un fakir bölgelerindeki serseri grupları çevreyi yakıp yıktılar, göçmen işçilere ve ailelerine saldırdılar. Dün (21 Mayıs Salı), ölenlerin sayısı 42'ye yükseldi. 16 bin insan yerinden oldu. Komşu ülke Zimbabwe'de seçimlerin ardından, Mugabe rejimine muhalefet edenler dövüldü, evlerinden sürüldü ve öldürüldü. Medyadaki haber yorumlarında bu iki sorun arasında bağlantı kurulmadı, ama bunlar birbirinden ayrılamaz. Her biri, Mugabe'nin Zimbabwe'yi yıkıma götürmesinden kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanı Mbeki yıllarca Harare'deki diktatörü destekledi. Uyguladığı "sessiz diplomasi" ile marttaki cumhurbaşkanlığı seçimleri boyunca ve sonraki şiddet olaylarında Mugabe'yi desteklemeyi sürdürdü. Mbeki, görevinden önümüzdeki yıl ayrılıyor. Ama daha önce ayrılması için üzerindeki baskı her gün artıyor. Zengin ve deneyimli ülkeyi sarsan Johannesburg'daki isyanlar trajikti, ama Mbeki'nin zayıflayan cumhurbaşkanlığının son perdesi oldu. İsyanların da gösterdiği gibi Güney Afrika Cumhurbaşkanı, Zimbabwe'nin sorunlarını ülkesine ithal etti. Yaklaşık 63 milyon Zimbabwe'li Mugabe yıkımından kaçıp Güney Afrika'ya sığındı. Bu ülkede bahçıvan, inşaat işçisi ve hemşire olarak çalışmaya başladılar. Barney Mthombothi'nin de (Wall Street Journal'da) yazdığı gibi, yoksul güney Afrikalı siyahlarla iş, konut hatta kadın için rekabete girdiler. Zimbabweliler'le Güney Afrikalılar arasında gerilim arttı ve geçen hafta, kimsenin ne olduğunu bilmediği bir şey, siyahların yaşadığı Alexandra kasabasında patlak verdi. Johannesburg'un bu bölgesindeki siyahları arası şiddetin liman şehri Durban ve doğu bölgesi Mpumalanga'ya yayıldığı bildiriliyor. Kötü yönetilen polis gücünün isyanı durdurmakta başarısız olması üzerine Mbeki ordunun göçmen kamplarına girmesi emrini verdi. Çoğu Zimbabweli olan bu göçmenlerin çoğu isteyerek Güney Afrika'da bulunmuyorlar, eğer güvenli olacağını bilseler çoğu memleketlerine dönerler. Geçen hafta geçici evlerinden kovulanların çoğu, üç yıl önce Mugabe'nin Harare ve diğer şehirlerdeki "temizlik" kampanyasının kurbanlarıydı. Mugabe bu insanların, muhalefetin başındaki Morgan Tsvangirai'yi desteklediğinden kuşkulanmıştı. Mbeki, o zamanlar hiçbir şey söylemeden durdu öylece. Marttaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tsvangirai en çok oyu kazandı, büyük olasılıkla çoğunluğu kazandı. Harare seçim sonuçlarını açıklamayı reddettiğinde ve fedailerini muhaliflere saldırttığında Mbeki yine eleştirmeye cesaret edemedi. Önümüzdeki ay kazananı belirleyecek bir seçim yapılacak. Adil olmaktan uzak olması, olası seçimlere kesinlikle tehdit ve şiddet damgasını vuracak. Bölgesel güç olan Güney Afrika'nın temiz bir seçime desteği ve Mugabe'ye baskı yapmaya istekli olması bir fark yaratır. İsyanların Güney Afrika'yı harekete geçmeye teşvik etmesi gerekir. Serseri gruplarını harekete geçiren işsizlik, kötü kamu hizmetleri gibi başka nedeler de var. "Apartheid" sonrası dönemde suç oranlarının fırladığı şiddet kültürünün de olan bitende payı var. Şimdilerde nüfusun yaklaşık onda birine yaklaşan göçmen dalgası ülkede büyük bir gerilime yol açıyor. Şiddetli tepki, Güney Afrikalılar'a cumhurbaşkanlarının "sessiz diplomasi"sinin Zimbabwe ve Güney Afrika'ya neler getirdiğini ilk elden göstermiş oldu. Bu, acımasız ve talihsiz bir "alarm zili" oldu. Eğer Güney Afrika rejimi Mugabe rejimine olan yaklaşımını değiştirse, bu da işe yarayabilir.