Yöneticilerin büyüme beklentisi yüzde 50 azaldı
200 yönetici ile yapılan anket, piyasayı yakından ilgilendiren eğilimleri ortaya koydu
ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN
İSTANBUL - A.T. Kearney’nin DÜNYA Gazetesi okurları ile paylaştığı anket, yöneticilerin büyümeye dair beklentilerini ortaya koyuyor. Anket, ocak ayının son 3 haftasında yapıldı ve 3 Şubat 2014’te tamamlandı. Türkiye’de 200 yöneticinin katıldığı anketin bulguları, 50 yönetici ile yüz yüze yapılan görüşmelerle desteklendi. Alınan cevaplar 2011’de yapılan ve birebir aynı olan anketin cevapları ile karşılaştırıldı. A.T. Kearney, bu yaklaşım ile Türkiye’deki üst düzey yöneticilerin iki farklı zaman dilimindeki (2011’in hızlı ekonomik büyüme ortamı ve 2014’ün küresel ve yerel değişken piyasa ortamı) fotoğraflarını çekti.
Şirketlerimiz artık küçük sürat motorları değil
A.T. Kearney Türkiye Yönetici Ortağı Michael Weiss’in verdiği bilgilere göre, şirket yöneticileri ile yapılan görüşmelerde, değişken makroekonomik ortamın ne kadar süreceği ve etkisinin ne kadar olacağı konusundaki endişelerin geleceğe bakış açısından stres seviyesini artırdığı görülüyor. Türkiye’deki üst düzey yöneticiler, geçmişin zorlu pazar koşullarında edinilen deneyimler ve güçlü bankacılık ve finans sektörüne dayanarak kendilerini güçlü hissetmelerine rağmen; küresel piyasalardan da etkilenen yerel piyasalardaki yüksek belirsizlik altında karar alma açısından kendilerini baskı altında hissediyor. Weiss, “Ayrıca geçmiş yıllardaki hızlı büyüme ile edinilen büyüklükler nedeniyle de şirketler artık bir “küçük sürat motoru” gibi çevik hareketlerle yönlerini değiştiremiyorlar. Bunun yanı sıra, Türkiye dışındaki pazarlar hızla değişiyor ve kritik sektörlerin direkt veya dolaylı olarak gelecek planlamalarına yön verirken, büyüme fırsatları da sunuyorlar” yorumu yaptı.
Anket, A.T. Kearney’nin farklı bir çalışması olan ve Avrupa’daki 1200 şirketin geçmiş yıllardaki değişken pazar dinamikleri süresince yaşadıkları zorlukları analiz eden çalışma ile de karşılaştırıldı.
Sonuçlar Türkiye’deki firmaların öne çıkan iki konuda birbirlerine yakınlaştıklarını gösteriyor:
-2011’le karşılaştırılınca, katılımcıların % 60’ından fazlasının önümüzdeki 5 yılda yıllık %10’dan fazla büyüme beklentisi ile uzun dönemdeki iyimserliğin korunduğu görülüyor. Fakat kısa dönemdeki iyimserlik, son 3 haftada bütün sektörlerde azaldı: Anketin başında ve sonunda toplanan cevaplar karşılaştırıldığında beklenen büyüme oranlarının neredeyse yarı yarıya azaldığı görüldü.
-2011 yılında şirketinde büyüme beklemeyen yönetici yokken, 2014’te %8’lik bir kesim, yıllık %5’in altında büyüme öngörüyor.
-Katılımcıların üçte ikisinden fazlası hala iyimser. Şirketinin %20’den fazla büyümesini bekleyen yöneticilerin oranı %19’dan %21’e çıkmış. %15-%20 büyüme öngörenlerin oranı ise %33’ten %19’a gerilemiş.
Türbülansa yönelik kısa dönemli aksiyon alınıyor
Çoğu yönetici büyüme önündeki engellerin mevcut değişken piyasa yapısından kaynaklandığını düşünüyor. Yönetici ajandaları da uzun dönemde etki yaratacak ve hemen atılması gereken cesur adımlar yerine çoğunlukla türbülansa yönelik kısa dönemli ve doğaçlama aksiyonlara odaklanıyor. A.T Kearney bu noktada, bu tip doğaçlama kararların tutarlı bir şekilde organize edilmemesi halinde takip eden büyüme döneminden pay almayı geciktirdiğini vurguluyor.
Satın alma ve birleşme beklentilerinde düşüş var
Büyüme beklentilerine ilişkin olarak, en azından orta vadede iyimserlik korunuyorsa da, büyümeyi gerçekleştirmeye yönelik tercih edilen yaklaşımlarda 2011 yılına göre gözle görülür değişiklikler var.
- 2014 sonuçları, birleşme ve satın almalardansa organik büyümeye eğilimin arttığını gösteriyor.
- Bu paradigma kaymasındaki en önemli sebep şirketlerin, pazardaki yatırım kısıtlarına yönelik artan kaygıları. A.T Kearney bu sonucu, diğer pazarlarla karşılaştırıldığında, Türkiye’deki birleşme ve satın alma pazarının, ekonomik ani yükseliş ve düşüş zamanlarında bir büyüme gereci olarak halen tam anlamıyla kullanılmadığının bir göstergesi olarak yorumluyor.
Daha sıkı çalışmak yeterli mi?
- Birçok şirketin mevcut satış kanallarını daha verimli kullanmak ve mevcut operasyonları genişletmek gibi kurum içi büyüme fırsatlarının meyvelerini toplamaya odaklandıkları görülüyor.
- Katılımcıların yaklaşık %70’i, şirket büyürken süregelen organizasyonel dönüşümün, ajandalarında organik büyümeyi destekleyecek bir konu olduğunu belirtmiş.
- A.T Kearney bu noktada bu süreci yaşayan diğer pazarlardan çıkardığı dersleri paylaşıyor: Değişken piyasa koşullarına önlem olarak çalışan sayısının hızla azaltılması gibi aksiyonların kar-zarar cetvelinde etkisini göstermesiyle birlikte, uzun vadeli organizasyon stratejisi motivasyonunda kayıplar görülebilir. Hatalı bir diyet uygulamadaki gibi, kısa vadeli çözümleri uyguladıktan sonra uzun vadedeki sonuçları değerlendirmeyen şirketler, kurumsal kültür üzerinde olumsuz yan etkiler yaşamakla kalmayıp (yeniden yapılanma sonrası eksik yönetişim modelleri, yetenekli iş gücünün yanlış tahsisi ve yeterince birleşmemiş organizasyon yapısı) aslında yalnızca öteledikleri bir kar marjı erimesine doğru yol alırlar.